Ömer KASAP
  • 01/01/1970 Son günceleme: 04/03/2014 23:11
  • 6.806

Siyasetle hiç alakası olmayan insanların konuşur, ‘Berber’lerdeki uzun ve hararetli sohbetlerin ayak üstü sohbetlere taşındığı, sosyal medyadaki ergenlerin dahi melenkolik duvar yazılarının yerini ‘siyaset’in aldığı yeni bir Türkiye var artık.

 

Halk, kendi tarihinin en yoğun siyasi katılımını yaşıyor. Gazetelerdeki siyasi ve magazinsel haberlerin  spor sayfalarına taşındığına tanıklık etmekle birlikte, spor karşılaşmaları üzerine oynanan bahislerin  siyasi bahislere dönüştüğünü görürseniz şaşırmayın. 

Toplumun sosyal medya üzerinden dolaylı ve yoğun olarak siyasete katılımı ile birlikte, halk ile siyasiler arasında yeni bir iletişim dili doğru. Siyaset sadece Hükümet ile Muhalefet arasında yaşanmaktan çıkıp, halkın doğrudan müdahil olduğu yeni bir parlamento var. Sosyal medya üzerinden  çekinmeyen, hesap soran, laf sokan, Türkiye Cumhuriyeti  tarihinde muhalefetin yapamadığı ve yakalayamadığı o naif eleştirileri getiren, ‘yön veren’  yeni bir  Türkiye var artık. 

Hal böyle olunca, Halk da kendi içinde daha seviyeli, matemetiksel  ve ‘ezberbozan’ bir ‘iletişim dili’ yakalayınca, siyasilerin aynı ton ve tonlama, aynı cümle kalıplarından oluşan siyasi nakaratlarının kulakları kemiren çirkinliğini ayırt etmeye başladık. Zaman içerisinde kendini geliştirmeyi başaramayan bu siyasiler, ‘bi’ çekilin artık! 

90’lı yılların başında  seyyar arabalarla hem dinleyip hem satan ‘Kaset’çilerin nostaljisini yaşatmaktan başka, gündemi farklı yorumlayabilecek bir muhalefet ya da siyasi oluşum yok mu? 

Hükümeti yolsuzluk ve hırsızlıkla, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanını ‘Başçalan’ olarak itham eden ve bunun için parti içerisinde tamim yayınlayabilen bir partiye, adı  daha önce hiç usulsüzlük ve yolsuzluklara  karışmamış bir genel başkan bulunamıyor mu?  İçerideki yangını körükleyerek fırsata çevirmek uğruna, yolsuzluk dosyaları ile partiden ihraç edilen bir adam yerine, siyasi sicili temiz bir ‘madam’ bulunamıyor mu? Mitinglerinde, elinin  AKP’ye oy verenlerin  yakasında olduğunu söyleyen Zorbalıoğlu,  konuşmasına alkış tutmadığı için kendi partilisini alandan kovan Malkoçoğlu’yla mı yazacaksınız yeni Türkiye’yi? İlle de yazacaksanız; buyurun yazın tek ortalı deftere düşlerinizi. Genelde de, yerelde de kalıtımsal problemleri olan ve gelişimini tamamlayamamış siyasi partiler var. Kendi Partilisini  parti binasında tutmayı başaramamış ‘öğretmen’lerden  ‘samimiyet’ dersi alıyoruz.  Koğuculuğun, fitnenin, kavga ve yağmacılığın yasak olduğu şerefli bir dinin ‘din’ adamlarından, kendi cemaatlerinin meclisinden ‘siyasi müdahale’ tezkeresi çıkarabildiklerine şahitlik ediyoruz. 

İşte bu hal üzere, “Dinime küfreden Müslüman olsa” diyip düşünmeden edemiyor insan. ‘Hırsız vaaaar’ diye bağıranlardan her ne kadar teorik olarak hırsızlık ile ilgili uzmanlıkları kanıtlanmış ağızlar olsa da, zincirleme olaylar ve un kapanı plakçılar çarşında ki siyasi hareketlilik nedeni ile ‘acaba?’ dedirtiyor..

Hükümetin 'çaldığına' dair, imanı üzerine yemin edebilecek bir din adamının altın vuruşuna da hayretle tanıklık eder miyiz bilmem ama,  karar vermek için biraz bekleyelim. Beklerken de emin olduğumuz hırsızlıklarını bir hatırlayalım;

İlk geldiklerinde Türk parasındaki o değerli sıfırları çaldılar. Türk parası itibarlaştı, borsa yükseldi, ekonomiye 'can' geldi. Türkiye üzerinde ki yıllanmış o 'istikrarsızlık"ı çaldılar. Duble yollar, otoyollar ve köprüler ile onure ettikleri karayollarının, gereksiz Hava alanları ve  daha ulaşabilir olan uçak biletleri ile  saltanatını çaldılar. Ücretsiz ders kitapları ve yeni üniversitelerle 'Eğitim Cirosu'nu, Özel ve Devlet hastanelerinde ki ayrımcılığı çaldılar. Küçük büyük demediler çaldılar. Benzin istasyonlarında kredi kartından alınan komisyona, yurt dışı çıkış harçlarına göz diktiler. Yeni hastanelerle mezarcının, duble yollarla tamircinin, toplu konutlarla ev sahibinin ekmeğine göz diktiler. Dünya üzerinde hatırı sayılır bir ülke haline gelmekle, sükûnetimizi gasp ettiler. Marmarayla denizi, üçüncü köprüyle trafiği böldüler.

Saydığım bu ‘çalma’ları bırakın yerine koymayı, Türk parasından ‘çalınan’ altı sıfırı fazlasıyla yerine koyabilecek  Amerika’dan ‘Amin’li bir siyasi parti hazırda var.

Söylem ve çalışmalarında ‘Zafer’ kokusu alan muhalefete duyurulur; o koku AKP’nin Mutfağından.

Yazarın Yazıları
Dahası