Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 11/05/2010 00:11
  • 10.451

Bir süredir ülke gündemi, Deniz Baykal ve Ankara Milletvekili N. B.’ye ait olduğu iddia edilen video görüntüleriyle meşgul. Neresinden bakarsanız bakın olay hoş değil. Hoş olmayan diğer bir husus ise, 22-23 Mayıs’ta yapılacak olan Büyük Kurultay’a sayılı günler kala bu video görüntülerinin medyaya servis edilmesi.

Kimi çevreler görüntülerin sekiz yıl öncesine ait olduğunu söylerken, kimisi CHP Genel Başkanlığı için adı geçen isimleri dillendirmeye başladı bile. Baykal’ın giderayak komplonun adresi olarak İktidar Partisi’ni işaret etmesi ise zaten var olan kutuplaşmayı ve gerilimi daha da arttıracak gibi görünüyor.

Baykal’ın istifasıyla sonuçlanan bu komployu CHP içerisinde köklü bir değişimin sinyalleri olarak algılayanlar hiç de az değil. CHP Genel Başkanı’nın belirleneceği Büyük Kurultay, Anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi ve akabinde 2011’de veya daha öncesinde yapılacak genel seçimler gibi siyasi takvimin son derece hassas ve yoğun olduğu böyle önemli bir sürecin hemen eşiğinde Baykal’ın istifasına yol açan video görüntülerini iktidar partisine mal etmeye çalışmak hiç de inandırıcı değil.

AK Parti’nin işi bundan sonra daha da zor olacak. Siyasi dengeler eski zeminine asla oturmayacak bir şekilde bozuldu, değişti. CHP kendi içinde, “Koltuğa yapıştı, bırakmıyor” cümleleriyle eleştirdiği genel başkanından siyaset bilimine tez konusu olacak bir şekilde, çok acı bir dersle ayrıldı. Bu ayrılışın yansımaları ülkenin her yerinde ve her zeminde çok sert artçı şoklar olarak yaşanacak, siyasi üslup daha da sertleşecektir.

Baykal’a bu komployu hazırlayanlar da, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı ve Fadime Şahin olayının planlayıcılarındaki alçaklığı görüyorum. Sürecin sonunu hepiniz biliyorsunuz. Bu gün yaşanan sürecin planlayıcılarının aynı derin yapı olmadığını kim iddia edebilir? Eğer öyleyse korkarım CHP Baykal’ı mumla arar…

Baykal’ı istifaya götüren bu sürecin planlayıcıları bir taşla iki kuş vurmayı hedefleyerek komploya TDHLideri Mustafa Sarıgül’ü de suikast azmettiricisi ve planlayıcısı olarak dâhil etti. İster misiniz bu işin sonunda sol yıllardır başaramadığı birleşmeyi başarsın. Zira mevcut durum CHP’yle sınırlı kalacakmış gibi görünmüyor. Zaten uzun süredir “Solda değişim” adıyla yeni bir yapılanmadan bahsediliyordu. Dolayısıyla Baykal’ın AK Parti’yi hedef göstererek istifa etmesi, yeni ve çok önemli gelişmeleri de beraberinde getirecektir. Maalesef belden aşağı vuruşların dozu giderek artacak gibi görünüyor.

Sonuç olarak Baykal’a yapılan bu alçakça komplonun hedefinde Kurultay öncesi yenilenme hareketi var. Amaç tabi ki AK Parti’ye karşı güçlü bir iktidar seçeneği oluşturmak ve bunun için 1992’den beri partinin başında olan Genel Başkanı’nı bir kalemde hem de rezilce çizmek siyaset arenasında normalleşebiliyor.

Bu dakikadan sonra sorumluluk makamında olan kişi ve kurumların çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Zira Türkiye’de siyaset uzun bir süre bıçak sırtında gidecek. Kişileri, kurumları, coğrafyası, siyaseti, insanı kısaca her şeyi ötekileştirilmiş ülkemizde bu gerilimin toplumsal bir patlamaya dönüşmesi ise minicik bir kıvılcıma bakar. Ve görünen o ki birileri Deniz Baykal’la fitili ateşlemiş gibi. Bakalım bu sürecin ülke siyasetine ve yerel siyasete yansımaları nasıl olacak?

Vesselam…

Yazarın Yazıları