Mavi Karadeniz TV'de yayınlanan "Dost Beykoz Soruyor, Başkan Konuşuyor" başlıklı canlı yayın programı bazı kesimlerde farklı bir algı uyandırmış. Hatta ne kadar ahmakça da olsa; beklenti!
Sanki ortada bir ring varmış ve bizler de Belediye Başkanı ile savaşa çıkan dövüşçüleriz...
- Yaa Başkanı hiç sıkıştırmadınız.
- Başkanı terletemediniz bile!
Sanki savaşa çıkıyoruz!
Bunu görmek ne kadar zor olabilir ki!
312 kilo metre alanı olan Beykoz'un sorunları yeni değil ki, bütün faturayı bir kişiye kesip hesap soralım! Kaldı ki hepsi akademisyenlerin siyasallaştığı bir dönemden gelen, seçilmişlerin ellerini kollarını bağlamak amacıyla çıkarılmış köhnemiş yasalar.
Yedi Kocalı Hürmüz gibi!
Hangi kapıyı açsan karşına aşılmaz engeller çıkıyor.
Türkiye salt Beykoz'dan ibaret olsa çözüm çok kolay. Bir torba kanun çıkarır işi bitirirsin.
Ya da sadece Beykoz için geçerli yasa çıkarabilsen...
Ama değil. Olmuyor.
Dolayısıyla bazı şeylerin yoluna girmesi de, değişmesi de zaman alıyor.
Ama görünen o ki yüzüldü yüzüldü kuyruğuna gelindi. Dün 2-B'yi hayal gibi görüyorduk bugün SİT'in tamamen kalkmasını tartışıyoruz.
Dört saat süren o canlı yayın programının kasedini çözüp röportaj formatında yazmam tam bir günümü aldı.
Hakikaten çok önemli konularda çarpıcı açıklamalarda bulunmuş Başkan Çelikbilek.
Bence Ekim sayımızda yayınladığımız o röportajı iyi okuyun. Birçok sorunuzun cevabını orada bulabilirsiniz.
Başka sorularınız da varsa bir sonraki TV programımızda Başkan'a sorabilirsiniz.
Dört saat yetmediği için bu programı tekrarlamaya karar verdik. Hazırlıklarımız sürüyor.
Çelikbilek'i seversiniz, sevmezsiniz...
Ancak ortak paydası Beykoz olanların dikkat etmeleri gereken bir konu var; Türkiye çok hızlı bir dönüşüm içerisine girdi. Bu dönüşümün Ankara'dan adeta bir yap-boz gibi olması da bizim elimizde, İlçe Belediyesi'nin baş aktör olacağı bir uygulama ile gerçekleşmesi de bizim elimizde.
Kısaca; aslında 2013 seçimlerinde Beykoz'un Ankara'dan mı yoksa Beykoz'dan mı yönetileceğini oylayacağız.
Vesselam.
