Doç. Dr. Mehmet YORULMAZLAR
  • 09/05/2014 Son günceleme: 09/07/2014 00:11
  • 8.183

Ramazan, genelde spor yapanların bile “spora ara verme ayı” olarak bilinmektedir. Bu ayda genellikle insanlar spordan çoğunlukla tamamen uzaklaşmaktadırlar.

Zaten spor yapan birçok kişinin düzenli spor alışkanlığı da zaten yoktur. Spor salonuna “forma girene kadar” giden birisi için, bayramla birlikte 40 güne varan bir aradan sonra her şeye en baştan başlamak çok zordur. Düzenli olarak spora devam eden bir kişinin bile ramazan ayında oruçla beraber metabolizması hasara uğraya bilir. Bu kişilerin de kendini uzun süre toparlayamaması ve yeniden spora başlama gücünü kendinde bulamaması doğaldır. Tembellikten kurtulup spora dönenlerin çoğu, bünyesel olarak en az 3 – 4 ay geriye gitmiş olarak spora başlarlar.

Oysa Ramazan ayı belki de forma girilebilecek en güzel fırsattır. Çünkü ibadetin de spor ve diyetin de temelinde yatan ana fikir “irade ve devamlılık”tır. Onun için orucumuzu tutup sporumuzu da belirli kriterler içerisinde düzenli olarak yapmamız gerekmektedir. 

Yapılacak olan sporun şiddetinin ve süresinin mutlaka düşürülmesi gerekmektedir. Ayrıca ramazan ayı süresince sporumuzu iftardan önceki zaman dilimi içerisinde veya iftardan sonra metabolizmanın dinlenmesinden sonra yani 1-2 saat sonra uygulamalıyız. Ramazan süresince yapılacak sporun nasıl olması gerektiği de bizim için çok önem arz etmektedir.Oruç tutanların Ramazanda egzersiz yaparken vücudun tüm gün besin almadığını mutlaka göz önünde bulundurması gerekir. Örnek olarak, yapılacak egzersizde koşu yerine hızlı yürüyüş tercih edilmelidir. Vücut tüm gün besin ve su ihtiyacı duyduğu için iftardan sonra yapılacak olan şiddeti yüksek egzersizlerle kalp rahatsızlığı başta gelmek üzere bir çok sağlık problemine istemeden davetiye çıkarılır. Böylece de formda kalmaya çalışırken sağlığın bozulmasına istemeden sebebiyet verilebilinir. 

Bu arada, iftar saatinden sonra kan şekeri yükseleceğinden ötürü egzersiz yapmakta acele edilmemelidir. Yaklaşık 1-2 saat dinlenilmelidir. Vücudun besinsiz ve susuz kaldığı unutulmamalıdır. ''Sağlıklı yaşam için en kolay ve ideal spor olan yürüyüşe, her gün başlangıçta 20-30 dakika, alıştıktan sonra ise 40-60 dakika ayrılmasını tavsiye edebiliriz. Egzersiz zamanı, iftar saatine göre ayarlanabilir. Böylelikle sporun ardından su içilip, yemek yenebileceği için aç karına egzersiz yapmanın olumsuz etkilerine enaz şekilde maruz kalırız.'' 

İftardan sonra yapılan şiddetli spor kişinin daha önce geçirmiş olduğu rahatsızlıkları yeniden aktif hale getirecek ve kişiyi istenmeyen sağlık problemlerine götürecektir. Bu nedenle, genç yaştaki kişilerin dahi bu konuya hassasiyetle yaklaşmaları gerekmektedir. Yaşı ilerlemiş olan kişilerin ise metabolizma hızları düştüğünden yapılan egzersizlerde genç yaştaki kişilerden daha dikkatli olmaları ve mutlaka bilinçli eğitmenler eşliğinde spor yapmaları gerektiği göz ardı edilmemelidir. Ramazan ayının Tüm Türk İslam âlemine ve Beykoz’umuza hayırlar getirmesini dilerim. 

Yazarın Yazıları