Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 01/07/2015 Son günceleme: 01/07/2015 17:29
  • 5.209

Vatanımızın bir ucundan diğer ucuna kadar halkımız, örf adet gelenekleri, bilgi ve becerileri, çeşit zenginliği halindeki yemekleri, geleneksel giyim kuşamı, mertlik yiğitlik dolu oyunları, musiki dehası, yaşama sevinci ve hayata bağlılık duyguları ile yeryüzünün tek ulusudur.

Anayasa’nın temel maddeleri milli varlığın teminatıdır

Nitekim 1982 kabul tarihli Anayasa’nın temel maddeleri, yaşama sevinci ve hayata bağlılık duyguları ile dolu halkın varlığının teminatıdır. Bu nedenle Anayasa’nın temel maddelerinin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Bunun aksi, koskoca bir ulusun varlığına kastedilmesidir.  Halkın oyları ile meclise gelenler vatanın ve milletin varlığının teminatı olan Anayasa’nın temel hükümlerine sadık kalmakla yükümlüdürler.

Barış sürecinin gerçek yüzü

Diğer taraftan (Barış Süreci) sözcüğü topluma özendirici şekilde sunulmaktadır. Ancak barış sürecinin ne olduğu? Kimin işine yaradığı? Hususları kapalı geçilmekte ve halka gerçek yüzü açıklanmamaktadır.

Somut olaylara bakıldığında; Barış süreci esnasında, vatan savunması görevini yapacak Mehmetçiğimiz vali’lerin iznine bağlı kılınmış, kışlasından çıkamıyor. Meydanı boş bulan PKK ise Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde önemli karakol noktalarına yerleşmişler, yığınak yapma fırsatını bulmuşlar, kimlik kontrolü yapılıyor, adam kaçırılıyor, dört bir tarafta PKK bayrakları dalgalanıyor. Türkiye bölünmeye doğru sürüklenmek isteniyor. Bu mu barış süreci? Böylesine barış sürecinden kimler fırsat umuyor? Halkın oyları ile meclise gelenler barış süreci’nin gerçek yüzünü millete açıklamakla sorumludurlar.

Maaşlara Zam mı? Refah mı?

Üretimin olmadığı yerde sefalet vardır, yabancılara muhtaç duruma düşme vardır. Üretimin meyvesi refah’tır. Refah’ın temel kuralı yatırımdır. Refahın olduğu yerde maaşlara zam yapılmasına ihtiyaç dahi kalmaz. Son on yıldan beri yatırımlar durdu. Bunun sonucu olarak;  Üretim dinamikleri kurudu. Tarım ekonomisi çöktü. Türk parasının değeri düştü. Sofralara giren lokmalar küçüldü. Beli kırılmış köylü tarlasını satıp köyünü terk etmeye, şehirlere göç etmeye başladı. Dışardan et, buğday ve hatta saman ithal etmeye muhtaç hale gelindi.  Üretimi tıkanmış ülkenin yer altı ve yer üstü kaynakları özelleştirme adı altında tapu tapu yabancılara satılarak hazine açığının kapatılma gayreti içine girildi. 

Siyasilerimiz ise şimdiki durumda işçi ve memurların maaşlarına zam vaadi yarışması içindeler. Halk ise ömrü süresince maaşlarına yapılacak zam umudu içinde avutulmaktadır.

Bir tek parti çıkıp da biz maaşlara zam vaat etmiyoruz. Bilakis ülkenin dört bir yanında başlatılacak üretim seferberliğinin meyvesi olarak (Refah Vaat Ediyoruz) demiyor. Ülkenin acil ihtiyacı olan (Yatırım, Üretim ve Refah)’dan dan bahseden yok.

Sonuç olarak

07 Haziran 2015 Pazar tarihli genel seçim sonuçlarından itibaren milletin teveccüh gösterdiği milletvekillerinin vatanın ve milletin bütünlüğünün teminatı olan Anayasa’nın temel maddeleri’ne gösterecekleri sadakat, kendilerine inanç besleyip oy veren seçmen kitlesine olan sadakatleridir.

Vatanın ve milletin bölünmesine yönelik (Barış Süreci) adı altındaki sinsi ve haince tuzağa fırsat verilmemesi, milletvekillerinin mili görevleri olduğu kadar aynı zamanda seçmen kitlesine olan sadakat borçlarıdır.

İşçi ve memurların maaşlarına zam vaatleri ile avutulmaları yerine, yatırım ve üretim seferberliği sayesinde ülke halkının bütününü Refah’a kavuşturucu uğraşlar içinde olmaları milletvekillerinin vatana ve seçmen kitlesine karşı şeref borçlarıdır.    

Tabanına sahip çıkamayan hiçbir partinin ayakta kalması mümkün değildir. Meclisteki ayırımsız tüm siyasi partilerin tabanlarına düşen görev; Merkez yönetimleri tarafından kendilerini güdümlü konuma düşürecek icraatlara karşı kişilikli duruş sergilemek ve merkez yönetim kurulları üzerinde denetimlerini hissettirmektir.

Bu noktada asıl görev, büyük seçmen kitlesine düşmektedir. Seçmenler en doğal ve saygın tercih haklarını kullanarak meclisi şekillendirmişlerdir. Seçmen kitlesinin görevi oy vermekle bitmiyor. Aynı zamanda tercih hakkını kullandığı oyunun peşini takip etmeleri de gerekiyor.

Seçmen ile milletvekilleri arasında vekâlet ilişkisi vardır. Vekâlet görevini iyi yapmayan bir avukat nasıl kendisini vekil tayin eden tarafından azil ediliyor ise, aynı şekilde vatandaşın da azil yetkisi vardır. Aksi takdirde;    

BU MİLLET OY VERMESİNİ BİLDİĞİ GİBİ AZİL ETMESİNİ DE BİLİR.

Yazarın Yazıları