A. Raif ÖZTÜRK
  • 16/06/2015 Son günceleme: 16/06/2015 09:01
  • 4.559

..Âhiret hazırlıklarına ve mükellefiyetlerimizi mütalâa etmeye, kaldığımız yerden devam:

Bizler 68 kuşağı olduğumuz için, gençlik yıllarımızda “derli toplu düşünemediğimiz mükellefiyetlerimizi”, bu şanslı genç nesil pek düşünmeden bile hazır bulmalarını sağlamak için, bu hafta bu çok önemli konuyu seçtim.

Konumuza; her şeyden önce unutulmaması gereken “..insanın şu Dünya misafirhanesine gönderilmesinin hikmet ve gâyesinin, Yüce Yaratıcısını tanıyarak ona kulluk etmek olduğu ve çok önemli bir sıvada olduğu” (Zümer S. 56. Â.) gerçeğini hatırlatarak başlıyorum. Bu gerçekleri önceki yazılarımızda çeşitli açılardan mütalâa ettiğimiz için, burada bu kısacık özetlemeyle iktifa ediyorum.

Mademki Müslümanız, mademki çok önemli bir sınavdayız, mademki sınavın bitiş vakti ve saati de belli değil, öncelikli olarak MÜKELLEFİYETLERİMİZİ doğru bilmek ve kusursuz uygulamaya çalışmak zorundayız. Şayet ihmal eder veya ertelersek, sınavımızın bitişi genellikle ÂNÎ olduğundan, pişmanlıklar içinde kendimizi, Azrâil AS karşısında, kabirde, yani Âhiret âleminde bulabiliriz. (T. İstatisik K.’nun, 2013 Yılı istatistiklerine göre, 70 Yaş üzeri ölüm oranı %41,7’dir. Bebek, çocuk, genç ve orta yaşlarda ölenlerin oranı ise %58,3’tür.)  Yani Allah cc. Eceli gizlemiş ki, her yaşta Âhirete hazırlıklı olalım. İşte bu nedenlerle mükellefiyetlerimizi, hiçbir yaşta asla ihmal etmeyeceğiz, inşallah… Ef’al-i Mükellefîne göre, mükellefiyetlerimiz:

  1. Allah’ı cc., Esmâ ve Sıfatlarıyla tanımak ve her şeyden çok sevmek. FARZ (Tevbe:24. Â.)
  2. Günde 5 vakit namazı vaktinde, bilinçli ve ciddiyetle kılmak. FARZ (Mâûn Sûresi, 4. Ve 5. Âyetlerde Allah cc. “4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara. 5. Onlar, namaz konusunda yanılgı ve gaflet içindedirler.” Buyurarak bizleri ikâz ediyor.) Randevu veren makam bekletilmez…
  3. Her sene Ramazan ayını oruçlu geçirmek. FARZ
  4. Her sene malının Zekâtını mutlaka hesaplatarak vermek. FARZ.
  5. Şartları uygun olduğunda, ömürde bir kez HACCA gitmek. FARZ.
  6. Allah’ın cc, tüm Emir ve Yasaklarını bilip, titizlikle sakınmak. FARZ.
  7. Günah-ı Kebâirden şiddetle sakınmak. FARZ.
  8. 32 Farzdaki, diğer farzları uygulamak. FARZ.
  9. Her insanın İslâm ilmini öğrenmesi ise farzdır. Kaynak Hadis-i Şerif: “İlim talep etmek ve öğrenmek her Müslümana farzdır.” (İbn Mace, Mukaddime, 17. ..Ve bu Hadîs-i Şerifin dayandığı âyet: Tevbe, 122. Âyet.).
  10.  Kişinin İslâmî ve Îmani bildiklerini başkalarına öğretmesi ve paylaşması yani, Emr-i Bilma’rûf ve nehy-i anil münker FARZ-I Kifâyedir. (Bkz.: A’raf Sûresi 164. Âyet., Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, İ'tisâm 13, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 268. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Zühd 2, Fezâilü'l-ashâb 3. Ve 9., Meğâzî 38; ve Vedâ hutbesi.)
  11.   ÎMAN İlmini her gün, yani hiç bir gün ihmal etmeden mutlaka TAHSİL etmek. VÂCİP. Kısaca açıklama:  İnsan olarak yaratılan herkesin “Îman ilmini” her gün (sürekli) tahsil etmesi (bu konuda çaba göstermesi) Vaciptir. Vacibi terk eden âsi ve günahkâr olur. (Bkz.: Tâhâ sûresi, 114., Bakara S., 260., Zümer sûresi, 9., Mücâdele S. 11. Ayetler. Ve İ.Âzam, İ.Şâfi, İ.Hambel, S.Sevrî, İ.Eşârî vd. mezhep imamları) Sürekliliği emreden âyet ise Nisa, 136. Âyettir. (Bkz. Tefsiri.)
  12.  Buluğa erip namaza başlayan her Müslümanın, namaz sûrelerini Kur’ânın Tecvid kuralları gereğince okuma zorunluluğu vardır. (Farz-Vacip vs. demiyorum.) LÂTİN harflerinden namaz surelerini okuyanların, aykırı manada okuma RİSKLERİ yüksektir. Öncelikle bu nedenlerle KUR’ÂN okumasını öğrenmede, mutlak bir zaruret var.
  13.  Ayrıca Kur’ânı her gün eline alıp huşû içinde okumak, hem çok makbul bir ibadet, hem de Yüce Allah cc ile her gün konuşmak sayılabiliyor. Kur’ânın indirildiği BİR geceye, BİN AYDAN fazla değer veren Allah cc, acaba Kurân okuyan kişiye ne kadar değer vereceğini düşünelim. Kur’ânı öğrenmek ve okumak ile ilgili öyle çok müjdeler var ki, bu mükellefiyetlerini anlayıp müracaat eden yüzlerce YETİŞKİN kişiye Kur’ân okumayı öğrettim. Bazılarına 3 günde, bazılarına ise sadece bir günde. İçlerinde 71 yaşında talebem de vardı. Yıllardan beri beni her gördüğü yerde, “her gün Kur’an okuduğunu, haftada iki kez Yasin okuduğunu ve Hatim sürdürdüğünü” söylüyor ve bendenize hayır dualar ediyor. Bunu, öğrenmenin kolaylığını vurgulamak için arz ettim. Tefahhur için değil…

Sonsuz ve Sınırsız olan Âhiret hayatımızda, çok çok işimize yarayacak öyle çok NÂFİLE ibadetler ve müntahap mükellefiyetler var ki, bu köşe yazısına sığmadığı için şimdilik, sizlerin araştırmalarınıza havale ediyorum. 

Çok zengin bir işadamı düşünelim: Bu işadamının bir özelliği şudur ki, işe aldığı işçilerin ücretlerini, işçileri çalıştırmadan önce veriyor. Hem de normal değerinden çok çok yüksek olarak. Hem kapasitelerinden fazla iş de yüklemiyor. Bu şekilde işe alınan işçilerin, iş yapmama gibi bir lüksü olabilir mi? Hele hele buradan ücretlerini alıp, başkalarına hizmet gibi bir yanlışı hiç olamaz… İşte saydığımız-sayamadığımız, bildiğimiz-bilemediğimiz binlerce nimetleri bizlere bahşeden, O Yüce Allaha cc karşı, bizler O’nun emirlerini yerine getirmeye böylece mecbur ve MÜKELLEFİZ…

Konumuza “TAÇ” mesabesinde bir vecize: Cenab-ı Hak seni ademden (yokluktan) vücuda (varlığa) ve vücudun pek çok eşkal ve vaziyetlerinden en yükseği Müslim sıfatıyla insan suretine getirmiştir. Mebde-i hareketin (yaradılışın başlangıcı) ile son aldığın suret arasında müteaddid (çeşitli) vaziyetlerin, menzillerin ve etvar ve ahvalin her birisi “sana ait nimetler” defterine kaydedilmiştir. Bu itibarla, senin geçirmiş olduğun zaman şeridine, elmas gibi nimetler dizilmiş, tam bir gerdanlık veya nimetlerin enva'ına bir fihriste şeklini veriyor. Binaenaleyh geçirmiş olduğun vücudun her menzilinde ve vaziyetinde, etvarında, ahvalinde: "Nasıl bu nimete vâsıl oldun? Ne ile müstahak oldun? Ve şükründe bulundun mu?" diye suale çekileceksin. Öyle ise, mazide şükrünü eda etmediğin nimetlerin şükrünü kaza etmek lâzımdır... BEDİÜZZAMAN

Yazarın Yazıları