Sinan KAVRAKOĞLU
  • 26/10/2015 Son günceleme: 26/10/2015 19:19
  • 5.959

Bir kardeşimizin kaleminden çıkan bu yazıyı onun da hoş görüsüne sığınarak bazı yerlerine dokunarak yeniden kaleme aldım.

Bu ülkeyi 100 yıldır yaşanmaz kılmaya çalışan “onları” çok güzel anlatmış kardeşimiz.

Onlar ki yüz yılın en büyük saldırısını önce Gezi Ayaklanması ile sonra 17-25 Aralık ve son olarak top yekûn bir Kürt ayaklanması çıkararak gerçekleştirmeye çalışıyor! Sahne önünde PKK-HDP, DHKP-C, CHP, MHP’nin üst yönetimi, Doğan Grubu. Perde arkasında ABD, İngiltere, Almanya, Tel-Aviv… Hedef tabi ki Türkiye’nin parçalanması! Tıpkı yüz yıl önce masa başında aldıkları Musul, Kerkük ve Batum gibi, bu gün de Türkiye’yi doğusundan ayırmak istiyorlar!

Yüz yıl boyunca 'Onlar' istikamet çizdi bu toprakların evlatlarına...

Nasıl idare edileceğimize, bu kadim toprakları kimlerin yöneteceğine ‘Onlar’ karar verdi.

Hangi harflerle okuyup yazacağımıza da onlar karar verdi! Kur’an-ı Kerim’i hangi alfabe ile okuyacağımıza da!

Onlar’ gibi evlendik, ‘Onlar’ gibi boşandık! ‘Onların’ ceza kanunlarıyla yargılanıp, ‘Onların’ ticaret hukukuyla alış-veriş yaptık!

 Yüz yıl boyunca ‘Onların’ istediği gibi yaşadık! Onların istediği gibi oramızı-buramızı açtık ve adına LAİKLİK(!) dedik!

Onlar’ istedi sağcı olduk ve yine ‘Onlar’ istedi solcu olduk!

Onlar’ istedi diye Alevi - Sünni’ye, Türk - Kürt’e düşman oldu.

Onların’ gül hatırı için birbirimizi katlettik!

Tek düşünceleri vardı, “bu toprakların evlatları birbirini yesin, birbirlerine düşman olsun ve böylece hiçbir zaman güçlü bir Türkiye olmasın…”

Yüz yıldır birbirimizin boğazına sarılmış sıkıyoruz, ‘Onlar’ da hedeflerine adım adım ulaşmaya devam ediyor.

Biz birbirimizle kavga ederken, 1933-2003 arası borç faizi oyunuyla 70 yılda bu toprakların evlatlarının cebinden alınıp, ‘Onların’ kasalarına tek kalemde doldurulan 2.2trilyon doları fark edemedik.

Onların’ kasaları dolsun diye bu ülkede anayasa kitapları havada uçuştu! Bu toprakların evlatları 70 sente muhtaç hale getirildi.

IMF oyunuyla bu milletin alın teri ‘Onların’ kasalarına hortumlandı. Yüz yıl bu toprakların evlatları çalıştı, ter döktü, kaynaklarını ‘Onlar’ sömürdü.

Ne zaman bu milletin memurunun, işçisinin, çiftçisinin cebine alın terinin, emeğinin karşılığı girecek olsa; bunu başaranlar ya darbelerle indirildi, ya idam edildi, ya da partileri kapatıldı.

Onlar’ araba satsın diye yol yapmadık, araba üretmedik. Üretim aşamasındaki arabaları depolarda çürütüp Alman ve İngilizlerden ithal ettik! Üretilen uçaklara uçuş lisansları vermedik! 1949’da yerli Roket ürettik, seri üretime geçecekken, ‘Onlar’ tarafından üretim engellendi, seri ‘ithalata’ geçtik.

2. Dünya Harbi’nde yani 65 sene önce ikiye bölünmüş olan Almanların 1970'lerde yaptığı duble yolları ‘Onlar’ istemediği için biz ancak 2010'larda yapabildik. Hızlı tren rayları döşeyemedik, havalimanları yapamadık, ‘Onlar’ istemedi diye!

Askerimizin eline silahı ‘Onlardan’ satın alıp, operasyonları ‘Onların’ silahlarıyla yaptık. ‘Onların’ verdikleri istihbaratlarla kendimizi güvende(!) hissettik. Ve kendimizi ancak onların müsaade ettiği kadar savunup aldığımız silahları onların izin verdiği operasyonlarda kullanabildik!

Yerli malı haftaları düzenledik yıllarca, yerli elma, yerli patates, yerli incir ürettik, Lakin yerli araba, yerli silah, yerli tank, yerli top üretme haftaları düzenleyemedik… ‘Onlar’ istemedi çünkü...

Zaman akıp gitti ve yüz yıl aradan sonra ayağa kalktık! Duble yollar yaptık, trenin hızlısına raylar döşedik, havalimanları, elektrik santralleri, barajlar, hastaneler, okullar yaptık!

Ülkenin tamamına Üniversite, 900 küsur ilçenin tümüne fakülteler inşa ettik. 3. HavalimanıylaOnların’ saltanatlarını salladık, ‘Onlarda’ dahi olmayan 3. Köprü’yle İstanbul’un boğazına 3. bir gerdanlık taktık.

Yerli tank ürettik, saldırdılar! Yerli top ürettik, saldırdılar! Yerli silah ürettik, saldırdılar! Atak Helikopteri ürettik saldırdılar! Yerli füze ürettik, saldırdılar! Uzaya uydular gönderdik, saldırdılar! Marmara denizinin altından ‘Marmaray’ı geçirdik, tüp geçidi bitirdik çıldırdılar! Denizin ortasından Anamur’danGirne’ye Toros’ların suyunu akıttık “senin suyunu istemeyiz” diyecek kadar küçüldüler!

Onlar’, bu milleti durdurmanın, bu millete diz çöktürmenin hesabını yaptılar yıllarca. Ve onlara rağmen Menderes’le, Özal’la ve Erdoğan’la dik durduk!

Gezi’den saldırdılar! 17-25 Aralık’la darbeye teşebbüs ettiler! 30 Mart’ta, 10 Ağustos’taEkmek için Ekmeleddin’le” indirmeyi denediler! Baktılar olmuyor PKK’yı yeniden sahaya indirdiler!

Onlar’ kim mi?

Onlar’ 1915’te bu toprakları geçmek istediler. Çanakkale’de boğuldular ama 250 bin gerçek vatan evladının şehadetinden sonra tek kurşun atmadan üstelik kutlamalarla, şölenlerle İstanbul’u işgal ettiler. İmparatorluğun bütün kaynaklarını çaldıktan sonra da izzet, namus ve şerefimizi alıp, geriye iş birlikçi kölelerini bırakıp defolup gittiler! Ve yine şölenle, davulla-zurnayla yolcu edildiler! Ve 95 yıl sonra utanmazca bize hırsız dediler! Sanki bu ülkeyi 100 yıldır soyan kendileri değilmiş gibi!

Onlar’, 1923’te Lozan’da bu toprakları satın alanlardır! ‘Onlar’, EzanıTanrı uludur!’ diye okutturanlar, Kur’an eğitimini yasaklayanlardır!

 1950’ye kadar bu millete karanlık bir hayat yaşatanlardır!

Onlar’, Menderes’i asanlardır!

Onlar’, bu topraklarda 40 yıl siyaset yapan ancak 40 yılda sadece 11 ay Başbakan olan Merhum Erbakan’ı durduran, kurduğu her partiyi kapatanlardır!

Onlar’, Merhum Özal’ı zehirleyenlerdir! Muhsin Yazıcıoğlu’nu şehit edenlerdir!

Onlar’, bu topraklarda yapılan darbelerin planlayıcılarıdır!

Onlar’, son 30 yılda bu toprakların evlatlarına PKK ile diz çöktürenlerdir!

Onlar’, 16 Şubat 1999’da Abdullah Öcalan’ı teslim eden, 17 Mart 1999’da Fethullah Gülen’i teslim alanlardır!

Onlar’, Paralel İhanet Çetesi, PKK ve DAEŞ’le bu toprakların evlatlarına yeniden diz çöktürmek isteyenlerdir. ‘Onlar’, Reyhanlı’da, Diyarbakır’da, Suruç’ta, Ankara’da patlatılan bombaların failleridir.

Onlar’, ‘tek çare HDP…’ manşetleri atanlardır! ‘Onlar’, ‘Barış için HDP…’ yalanıyla, PKK’yı destekleyenlerdir! ‘Onlar’, Recep Tayyip Erdoğan’aDiktatör’ manşeti atanlardır!

Onlar’, ‘Katil Erdoğan…’ diye bağıranlardır! ‘Onlar’, henüz protitipi üretilen yerli arabaya, ‘çakma’ manşetleriyle saldıranlardır! ‘Onlar’, Küresellerdir! ‘Onlar’, Paralellerdir!

Onlar’, Fethullah Gülen’dir, Aydın Doğan’dır, Kılıçdaroğlu’dur, Selahattin Demirtaş’tır hatta Devlet Bahçeli’dir!

Onlar’, nereye mi çalışır? ‘Onlar’, Londra’ya, Washington’a, Berlin’e, Tel-Aviv’e çalışır!

Onlar’, bu alçak ülkelerin kölesidir!

İşte 1 Kasım’daOnlarla’, bu toprakların evlatlarının seçimini yapacağız!

1 Kasım, seçimden de öte ‘Onlarla’ – bu toprakların evlatlarının savaşıdır!

1 Kasım seçim sandıkları milletimiz için 1915 Çanakkale’dir!

Evet, 2 Kasım’da hep birlikte ya “yaşasın tam bağımsız Türkiye!” diye haykıracağız, ya da “Onların” bize biçtiği son oyunu, “yok oluşun” son perdesini oynamaya devam edeceğiz.

Allah yardımcımız olsun.

Vesselam!

Yazarın Yazıları