Prof. Dr. Faruk ŞEN
  • 12/02/2016 Son günceleme: 26/09/2017 17:01
  • 4.697

Son zamanlarda Türkiye’ye baktığımız zaman hep olumsuz gelişmeleri vurguluyoruz.

Peki, olumlu yönde neler vurgulanabilir, neler yapılabilir? Bu konuda fazla kafa yormuyoruz. Dış politikadaki olumsuzluklar, ekonomik göstergeler, yabancı sermayenin gelmemesi gibi konulara takılıp kaldık. Bugün de gelin hep beraber olumlu neler oluyor ya da neler olabilir, bunu tartışalım.

1. En olumlu gelişme dünyada petrol fiyatlarında... Türkiye gibi enerji kaynakları açısından dışa bağlı bir ülke için bir buçuk yıl öncesine kadar 108 dolar bandında dolaşan petrol fiyatının, şu anda 28-30 dolar arasında dolaşıyor olması ciddi bir fırsattır. Bu, Türkiye’nin dışa bağımlılığını belirli bir derecede azaltmaktadır. Ayrıca enerji ithalatından elde edilen kâr nedeniyle Türkiye’de cari açık da büyük ölçüde düşmektedir. Son zamanlarda düşüş gösteren cari açık ise ülke için ‘yeni ümitler’ demektir.

2. Türkiye’de Rusya’dan kaynaklanan kriz, ülkeyi yeni arayışlara itti. Türkiye hep kriz dönemlerinde yeni araçlar ve pazarlar bulmayı başarmış bir ülkedir. Tarım ürünleri ihracatında yeni arayışlara giren Türkiye,  Rusya’nın turist krizinden sonra mutlaka Hindistan, Çin ve Uzak Doğu’ya yönelik yeni girişimler içinde olacaktır. Aynı zamanda ‘Avrupa pazarında nasıl daha fazla pay alırım?’ diyerek, ciddi bir piyasa savaşı içine de girecektir.

3. Türkiye, Afrika pazarında artık ciddi bir alt yapıya sahip... Türk Hava Yolları’nın neredeyse her Afrika ülkesiyle olan bağlantısı ve bu ülkelerdeki dış temsilciliklerimiz, Türkiye’de orta vadede yeni pazarların, yeni gelir kaynaklarının sağlanmasında da yarar getirecektir.

4. Son yıllarda ciddi bir şekilde olumsuz olan Türkiye-Almanya ilişkileri, Kasım 2015’ten itibaren dostluğa dönüşmeye başladı. Türkiye’nin eski düşmanı Agela Merkel’ın yerine şimdi neredeyse Türkiye savunucusu Alman Şansölyesi gelmiş durumda... Angela Merkel yalnız Almanya’nın Türkiye’ye bakışını değil, AB’nin de Türkiye’ye bakışını ciddi bir şekilde etkilemektedir.

5. Türkiye’de halk, politik iç çekişmelerin tavan noktasına geldiğine inanmaktadır. Muhalefet ve Hükümet arasındaki çekişmeler, dünyanın hiçbir ülkesinde olmayacak düzeydedir. Bu ülkenin tamamıyla aleyhine işlemektedir. Partilerin Salı Toplantıları… Muhalefet-Hükümet ve Muhalefet-Cumhurbaşkanlığı arasındaki çatışmalar olumluya döndüğü zaman Türkiye yeni kaynaklara yönelecek ve yeni bir huzur bulma şansına sahip olabilecektir.

6. Türkiye hâlâ yaş ortalaması 29 olan, nüfusu ‘genç’ ve dinamik bir ülkedir. Böyle genç nüfuslu ülkelerin en önemli olanakları, hem iş gücünün rahat sağlanması, hem de ülkedeki tüketimin artmasıdır. Düşünün; yaş ortalaması 49 olan Almanya’da artık iç tüketim de yavaş yavaş durma noktasına gelmiş ve iç piyasaya yeteri kadar eleman girmemektedir.

7. Türkiye’nin en önemli artılarından biri de dünyada Çin ve Hindistan’dan sonra en fazla göçmeni yurt dışında bulunduran ülke olmasıdır. 1,3 milyarlık Çin’in 55 milyonu yurt dışında yaşarken, Hindistan’ın 1,1 milyar nüfusunun 35 milyonu yurt dışında yaşıyor ve bu rakamlar yüzde 3 oranını bile geçemiyor. Buna karşılık 78 milyonluk Türkiye’nin 6,8 milyonluk bir yurt dışı Türk nüfusuna sahip olması ve bunların 1961’den beri gittikleri ülkelerde ciddi bir konuma gelmeleri de Türkiye’nin artılarından biridir.

8. PKK’nın Güneydoğu Anadolu’da başlattığı ‘iç savaş’ artık yalnız Türkler tarafından değil, Kürt Halkı tarafından da büyük bir tepkiyle karşılanmaya başlamıştır. Bu tepki çerçevesinde Türkiye’nin en geç yaz aylarında PKK’nın etkisizleştiği ve PKK’nın halktan hiçbir şekilde destek alamayacağı bir konuma gelmesini beraberinde getirecektir. Böylece Türkiye, 623 yıllık bir süreç zarfında, Osmanlı İmparatorluğu’nda 72 ayrı etnik dinsel grubun yaşadığı çok gruplu bir topluluktan, bugün Cumhuriyetimizde 47 ayrı etnik-dinsel grubun yaşadığı, fakat Kürtler dışında hiçbir Halk grubu arasında sorunu olmayan bir kitle olması çerçevesinde tekrar olumlu bir konuma gelebilecektir.

Sonuç olarak…

Bizler Türk Milleti olarak maalesef olayların sürekli negatif yönlerini görürüz ve bunların yaşamımızdaki etkilerini tartışırız. Aslında bazen olumlu yönlerine bakıp, bu fırsatlardan nasıl yararlanabiliriz çalışması içerisine girmemizde yarar vardır. Türk Halkı’nın depresyonlardan arınıp, geleceğe ümitle bakıp, 2023 yılında 100. yılını kutlayacağı ülkenin bundan sonra gelişmesine yönelik kafa yormanın zamanı geldi.

Ne yazık ki, coğrafi konumumuzu kendimiz seçmedik. Dünyanın hiçbir yerinde çevresi bu kadar karışıklıkla dolu başka bir ülke yoktur. Ancak yine de Almanya bugün ihracatının yüzde 72’sini komşu ülkelere yaparken, bizim mal satabileceğimiz komşu ülkemizin olmaması, ilk on kişilik sıralamada hiçbir komşu ülkenin görülmemesi bizi umutsuzluğa düşürmesin. Umutlu olacak daha birçok olay var…

Yazarın Yazıları