Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 27/11/2014 23:11
  • 8.777

Huzurun huzursuzlukta olduğunun göstergesi

Nedir 'ölüm armağanı'... Kim birine böyle bir armağan verebilir ki?  Affedilemez olanı, kim ve hangi koşulda meşru kılabilir ki? Böyle bir armağanı sadece iman sahibi, yani teslimiyet sahibi bir kimse verebilir. Böyle bir armağan ancak sevginin ilkesidir...

Hazreti İbrahim, Allah’tan kendisine ‘salih’ bir evlat ister ve kendisine yumuşak huylu bir evlat müjdelenir: Hazreti İsmail... İsmail, koşacak yaşa eriştiğinde babası İbrahim bir rüya görür. İbrahim, rüyasında oğlu İsmail'i kendi elleriyle boğazlamaktadır. Bunun üzerine Hz. İsmail babasına "Babacığım sana ne emrediliyorsa onu yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın" der.

O yaşlarda çocuğun böyle bir teslimiyetle cevap vermesi, Hz. İbrahim’in Allah'a ne kadar yüce bir armağan sunduğunun da aslında bir göstergesi gibidir.

Armağan, çok sevilen bir şey olmalıdır. En değerlimiz, en sevdiğimiz olmalıdır. Bu 'İmtihan'ın büyüklüğünü ve zorluğunu gösterir.

Tevrat'ta da aynı hadise geçer. Birkaç isim farkı vardır fakat konu aynı şekilde işlenir. Orada vurgulanan kısım, bu olayın Hz. İbrahim ve Tanrı arasındaki sırrın ne kadar kutsal olduğudur. Bunun yanında, bu sırrın korunması aşaması da vurgulanır.

Kierkegaard, Hz. İbrahim ve oğlunun Tevrat'taki anlatılarına atıf yaparken; iman, korku, ızdırap figürleri üzerinden, onun yolculuğundan bahseder. Oğlunu Tanrı için kararlı bir tutumla kurban etmeye niyetlenen İbrahim’in imanı, aynı zaman da onun ızdırabının da bir göstergesi gibidir. Hatta Kiergekaard, Hz. İbrahim'den  'İman Şövalyesi' diye bahseder. Kimseye anlatamadığı ızdırabı 'Tanrı' ile arasındaki sırrın izlerini taşıdığı için o bir katil olmaya değil; Tanrı'nın isteğini yerine getirmeye gitmektedir. Dışarıdan bakıldığında etik, dini ve estetik olmayan bu davranış, aslında tam bir teslimiyet göstergesidir.

Bu durumu idrak etmek ne kadar güç değil mi? Bu durumda insan empati bile yapamıyor. Çünkü Hz. İbrahim’in teslimiyetini, inancını anlayamıyoruz. Hz. İbrahim, Hz. İsmail’i kurban etmeye götürdüğünde tam Hz. İsmail’i kurban edecekken, kendisine bir koyun hediye edilir. Ona bir de ‘salihlerden’ peygamber olmak üzere Hz. İshak müjdelenir.

Şimdi, olayın en başına gidelim ve tekrar düşünelim:

Öncelikle, bir çağrı var (Hz. Allah’ın Hz. İbrahim'i imtihan edeceğinin sinyalleri olan rüyalar). Daha sonra bir eşik var (Eşik; çağrı gelen kişinin karar verme aşaması ve çağrıyı kabul etme sürecidir ki, Hz. İbrahim, bu eşiği iman sahibi olmasından ötürü tereddütsüz kurbanı kabul ettiği için aşmış olur). Son olarak, imtihanı geçme aşamasıdır ve Hz. İbrahim bu imtihanı hakkıyla verir.

Böylesine kutsal ve mucizevî bir olayı yorumlamaya çalışırken hatamız varsa af ola... Ancak bence asıl hediye, ne Hz. İsmail’in bir armağan olarak sunulması ne de Hz. İbrahim'e kurban etme sırasında gelen koyundur. Asıl hediye, Allah'ın imtihan için bu yüce sır için Hz. İbrahim'i seçmiş olmasıdır. Bundan daha mukaddes bir hediye ne olabilir ki...

Yazarın Yazıları