Ömer KASAP
  • 14/12/2015 Son günceleme: 14/12/2015 20:43
  • 2.943

Yeni Türkiye; Ortadoğu, Türk ve Müslüman coğrafyaların sigortası konumundadır. Hemen 1 Kasım Seçimleri’nin ardından yaşananlar da bu tezi doğrular yönde.

 

Türkiye’yi Taksim Meydanı ve Bodrum marinalarından ibaret sananlar, bu memleketin dünya üzerinde zaten sınırlı oranda bulunan kara parçalarının en değerli diliminde olduğunu an-la-ya-maz-lar(!)  Ama dünya bilir ne denli kıymetli olduğunu. Türkiye’nin Lozan’la çizilen nihai haritasının içinde kendine  Kürdistan ve Ermenistan haritaları çizenleri duymayan yoktur ama Fransa’nın Osmanlı Toprakları’ndaki  buğday ve pamuk için 1. Dünya Savaşı’na  diş bilediğini bilen azdır. Osmanlı’yı zehirleyip ‘hasta adam’ yapmasalardı, 1899 da Osmanlı Toprağı olan ve bugün 100 yıllık petrol rezervine sahip olan Kuveyt’den çıkan petrolle bugün bambaşka bir Türkiye’yi konuşur olurduk… Tarih kitapları,  bu günün Türkiye’si için acı maziler arşivliyor… 

Tarih sayfalarına sıkışmış binlerce kayıptan sonra elimizde kalanlar da çok şükür bu memleketin kendi yağında kavrulmasına yeter de artar ama mevcudu korumakla ilgili endişelerimiz var(!). 17 Aralık ve sonrasındaki gelişmelerin tamamı elde avuçta kalanlara da iştahlananların eseridir. Bu yüzden seçimden önce avazımız çıktığı kadar bağırdık! AK Parti sempatizanlığı yapmıyorum  ama  diğer siyasi parti ve liderlerinin ekonomi ve dış politikalar ile ilgili vaatlerinden referansla, 1 Kasım itibari ile  Yeni Türkiye’nin  ehil ve emin ellerde olduğuna  eminiz. Çok ama çok yakın gelecekte,  yerli otomobil ve yerli savaş araçlarını üretebiliyor olmanın gururunu tatmamış,  ‘milli’ duyguları depreşmemiş olanlar dahi yeni Türkiye’nin gücünü iliklerine kadar hissedecek(!) Allah izin verirse.

Bu memlekette ‘Milli Maçlar’ dışında ‘milli’ olmayı başaramayan yığınla insan var; gerçekten anlayamıyorum!. Türk jetleri tarafından düşürülen Rus Uçağını  ‘Elin Gâvuru  “sınır namustur” olarak yorumlayıp, Türkiye’nin haklı hakkaniyetine  hak verebiliyorken, içimizdeki Rus’ların  en azından bu konuda ‘tek vücut’ olmasını beklemekle çok mu oluyoruz? Sağcı-solcu, Alevi-Sünni, dinli-dinsiz olabilirsin ama her ne olursan ol bu konuda ‘Milliyetçi’ olmak zorundasın! Önce vicdanı nasıl soğutacağına karar ver, sonra kışın nasıl ısınacağını düşünürsün!  

Bu topraklarda son yüzyılda oynanan oyunların  haddi hesabı yok. Körfez savaşı, Irak’a  Amerika tarafından gelen barış, Suriye, İran, Lübnan, Mısır… Türkiye dışında herkes bu büyük oyundan nasibini almadı mı? Bakın Irak’a? Diktatörleri devrildikten sonra halen ‘Devlet’ olamadılar… Suriye’deki Diktatör ise halen devrilemediğinden günde ortalama 30 kişi ölüyor! Diktatörü ayaktayken de devrilirken de ‘insan’ ölüyor!

Halen bu satırlara kızacak olanlar var aramızda ama gezi olayları ile istenen tam da buydu. Türkiye’yi karıştırmak için defalarca sondaj vurdular. Dualı topraklarımızda her iki %50 de halen barış içinde yaşayabiliyor çok şükür. 

Muhalefet, yurt dışı sponsorlu iş adamları ve satılmış bazı medya organlarının kafa karıştıran tüm karalamalarına rağmen 1 Kasım Seçimlerinden de sandıktan ‘İstikrar’ ve ‘istiklal’ in çıkması ile kendilerine yeni oyun kurdular. Yeni Dünya düzeninde öyle sanıldığı gibi Amerika ve  Rusya gibi bir –iki oyuncu yok. Henüz sahneye çıkmamış onlarcası var(!).

Bugün itibari ile Türkiye’nin devam eden herhangi bir ‘Kürt Sorunu’ yoktur(!) bu böyle biline. İçimizdeki  Ruslar, PKK ve Haçlılar dışında birlik ve dirliğimizi tehdit eden başka ‘kimse’ yok.

Uzun yıllardır bu toprakları yöneten içimizdeki Ruslar ve yine onlara uşaklık eden PKK nedeni ile daha dünden bugününü belli eden yenidünya düzenine kendimizi çok iyi hazırlayamadık. Türkiye’ninterörüyle mücadele için harcadığı kaynakla kaç savaş uçağımız, kaç tankımız olurdu varın siz hesap edin. Dün de, bugün de içeride oynanan oyun ve bu oyuna piyon olmayı tercih edip ortalığı yakıp yıkanlara harcadığımız enerjimizi bugüne saklayabilseydik eğer, içinde sadece bir Türk’ün yaşadığı kara parçasına taş atmaya bile cesaret edemezlerdi emin olun! 

Üşümekten değil, itilmekten korkun!

Türkiye’nin iç siyasetine dair eleştirdiği, karaladığı ne varsa çürüyen ve halen yüzsüzce siyasi arenada var olmaya çalışanların  dış siyasetimiz ile ilgili görüşlerine kimse kulak asmasın! Antalya’da Ruslarla akrabalık bağlarını pekiştirenlerin  meseleye  duygusal bakmalarını anlayışla karşılamak gerekir. Tüm bel altı vuruşlarına rağmen halen Türkiye’nin iç siyasetiyle ilgili görüş bildirme, kafa karıştırma ve karalama hakları ellerinden alınmamış olabilir ama bu konuda sussunlar!  Bu konuda yine de konuşmak istiyorlarsa İstanbul’un neresini vurmayı kararlaştıramadıkları Rus kayınçolarına koordinat versinler! 

Bakın, bugün itibari ile Doğu Akdeniz’e konuşlandırılan savaş araçlarının toplam değeri 30,000,000.000 $... Bu demek oluyor ki bahis pahalı. Oyuna girmek her babayiğit Devletin harcı değil ve masayı devirmek de Türkiye’nin elinde. Mayalarının kıyamet kehanetinden daha gerçek bir şey söyleyeyim; Yakın gelecekte dünya kendi sonunu hazırlıyor olacak. Savaşlar hem  öyle eskisi gibi aylar yıllar sürmez, iki günde değişir haritalar. Sadece siyasi ve ekonomik dirliği dik olanlar ayakta kalır.

Bugüne kadar meseleye sadece Kürt sorunu olarak bakanlar yanıldıklarını bugün anladılar. Yıllardır bireysel olarak bizlerin de kafasını karıştırmadılar mı? Tekrar etmek çok hoşuma gidiyor; bugün Türkiye’nin devam eden bir ‘Kürt sorunu’ yok! Kürt kardeşlerimizle PKK keskin sınırlarla ayrışıyor çok şükür. Bu topraklarda Yunanlılar, Fransızlar, İngilizler ve Ermeniler de denemeler yaptılar ama hiçbiri PKK gibi  600 yıldan beri  susmayan  ‘Ezan’ı susturamadılar Diyarbakır’da. Son leş de yerin en dibinde ait olduğu ebedi özerkliği sağlayana kadar devam etmeli bu operasyonlar! Kuran-ı ve insanı yakmaktan çekinmeyen piyonların tamamı düşmeli oyundan! Kürt kardeşlerimiz de bu mücadeleye kalbi destek vermeli.

Kulaklarınızı boş uğultulara tıkayın dostlar. Üşüdüğünüzde Sarıkamış’ı düşünün. Ne tohumunu İsrail’den alıp topraklarımızda yeşerttiğimiz domatese muhtaç  O RUS’un, ne de bunun uşaklarının tehditlerine kulak vermeyin.

 

Yazarın Yazıları
Dahası