Mini Bakkal'ın Kocaman Yüreği

  • 0
  • 13459
Mini Bakkal'ın Kocaman Yüreği
Mini Bakkal'ın Kocaman Yüreği
Mini Bakkal'ın Kocaman Yüreği
Mini Bakkal'ın Kocaman Yüreği

Bakkal Mehmet Miniç, şimdi 50 kişilik bir tekstil atölyesi işletiyor.

Dile kolay tam 26 sene bakkal işletmiş. 5 yılıbakkalla birlikte olmak üzere toplam 19 senedirde teksil atölyesinde üretim yapıyor. Önümüzdeki aylarda ticarette genel toplamda 40. Yılını kutlayacak. 3 çocuk sahibi ama yanına gittiğimizde şans eseri 2 Arnavut öğrenciyi fotoğrafladık. Arnavutluk'tan gelmişler ve 3 gündür Mehmet Amca'nın evinde kalıyorlar. İstanbul'u gezmişler. Kültürümüzü tanıtmış Mehmet Amca ve oğulları. İşte Mehmet Miniç ile yaptığımız söyleşi ve Dost Beykoz Haber Müdürü Ferdi Güngör’ün Özel Haberi: 

Mehmet Amca, kimdir Mehmet Miniç? Kısaca tanıtır mısın kendini?

"1960 Giresun Görele Kırıklı Belde doğumlu. 1961'den bu yana İstanbul'da yaşıyorum. İncirköy'de. Baca Mahallesi'nde. Ama şimdi adı değişti Ekşi Sokak oldu"

Niye? Ekşioğulları mı oturuyor orada?

"Yok, bir üst mahallede onlar. Ben bu değişikliği hiç sevmedim zaten. Neden değişti onu da bilmiyorum. Biz Baca Mahallesi'ne Baca Sokağa alışmıştık"

Niye Baca Mahallesi demişler? Anlamını biliyor musun?

"Tuğla Fabrikası vardı Çukurçayır'da... Yer altından gelirdi bacanın dumanı, bizim sokaktan çıkar göğe yükselirdi. Ondan Baca Mahallesi demişler"

Senden önceki kuşak da Beykozlu mu Mehmet Amca?

"Tabi. Ben üçüncü kuşağım. 1940'lı yıllarda gelmiş dedem. Tekel Fabrikası'nın inşaatında çalışmış. Cam Fabrikası'ndan emekliydi zaten. Malulen emekli oldu"

Sen çalışmadın mı fabrikalarda?

"Yok, çalışmadım. Ben bakkal işlettim. 26 yıl bakkal işlettim"

Adı neydi bakkalın?

"Mini Bakkal"

Bakkaldan veresiye almak meşhurdu bir zamanlar. Yazdırırlar mıydı sana da?

"Yazdırırlardı"

Biz hep sıkılırdık mesela bakkala yazdırırken, sen de tanık oluyor muydun böyle şeylere?

"Benim bir de anım var bu dediğinle ilgili onu anlatayım: Cam Fabrikası greve çıktı. Kadıncağız eziliyor, büzülüyor bakkala geliyor. Şimdi ben düşündüm taşındım, 'nasıl bunların ezilmeden bana gelirler?' diye kendi kendime sordum. Sonra da bakkalın camına şöyle bir yazı astım: "Cam Fabrikası'nın haklı grevini destekliyorum. Tüm müşterilerimin grev bitinceye kadar kredisi sonsuzdur. Bakkalım sermayesi bitinceye kadar arkanızdayım!". Bizim mahallede müşterilerimin neredeyse yarısı Cam Fabrikası'nda yüzde 35 gibi bir kısmı Tekel Fabrikası'nda kalan kısmı da Kundura Fabrikası'nda çalışırdı. Dönemin sendikacıları geldi o zaman Ahmet Okuyan, Muammer Aydın... Fotoğraf çektiler..."

Beykoz'da tek sen mi vardın bunu yapan Mehmet Amca?

"İlk bendim. Benden sonra pek çok esnaf da benzer yazıları dükkânlarına astılar. Bir mobilyacı vardı, hatırlıyorum, kampanya yapmıştı o dönem"

Gelip ödemişlerdir ama değil mi? Bugünkü gibi güvensiz bir ortam yoktur o zamanlar?

"1987'de 1988'de ben çek kullanmaya başladım. Ondan önce çek-senet yoktu. Söz senet gibiydi. Aile kültürü farklıydı, yaşantılar farklıydı"

Sosyal yaşantında neler yaparsın Mehmet Amca?

"Görele Kırıklı Beldesi Dernek Başkan Yardımcısıyım. Dernek Başkanımız Yusuf Kurudereli. Bizim geleneksel faaliyetlerimiz var. Ama Karslı var, Giresunlu var, dostlarımız var, arkadaşlarımız var. Sadece hemşerilerimiz yok yani."

Askerliği ne zaman yaptın?

"1981 yılında... Acemiliğimi İskenderun'daydım, usta birliğinde Gölcük'e geldim. Akşam Ortaokulu'nda okudum. 1980 ihtilali olduğunda ben bakkal işletiyordum. İhtilal sonrası akşam okullarını kaldırdılar. Eğer kaldırmasalardı, liseye de devam edecektim. Olmadı. Askere gittim. Bir oğlum askerdeyken doğdu. 3 oğlum var. Üçü de okudu, ikisi kaptan oldu, en küçük oğlum istatistik okudu. Şimdi büyük oğlanın birinden erkek, ortancadan kız torun sahibiyim."

Askerlik zor mu geçti?

"Askerlik, tatildi benim için..."

Kral askerlik yaptım diyorsun yani?

"Evet evet. Kral askerlik yaptım. Bakkal işletirken zamanın pek olmuyor. İlk kez askerde bu anlamda rahat ettim"

Bakkal Mehmet ne oldu, nasıl oldu da tekstil işine girdi?

"Bizim kiracımız vardı, atölyesi vardı. Onunla birlikte başladık, sonra devam ettik. Tekstil ürününü iç piyasaya da dış piyasaya da gönderiyoruz. Ancak dış piyasada, yurt dışına yaptığımız işlerde sıkıntı yaşıyoruz. Buraya gelip araştırdılar, 'ticarethanenin üstü mesken olmaz!' dediler. Şimdi Beykoz'da yeni yapılacak planları bekliyoruz. Eğer tekstilcilere yer ayrılabilirse, gelecekte yurt dışıyla daha rahat çalışacağız. Bu tür sorunlarımız olmayacak"

O zaman yeni Beykoz'da yetkililere şimdiden söyleyelim Mehmet Amca: Tekstilcilere yer açılsın!

"Açılsın tabi. Destek olsunlar bize. Ben Beykoz'da işletmesinde doktor bulunduran ilk işyeri sahibiyim. Vergimi verdim, dürüstçe çalıştım, didindim. Belediyesi de devleti de bize destek olmalı. Destek olmalı ki, ben bu 50 kişiyi artırayım, 100 kişi çalıştırayım, 200 kişi çalıştırayım. Daha çok kişiye iş imkânı vereyim"

Burayı nasıl buldun?

"Burası önceden düğün salonuymuş. Mahalle arası olması nedeniyle düğün salonu ruhsatı iptal edilince biz de tesadüfen burayı bulduk. Ancak dediğim gibi burada da Avrupa'yla çalışırken sorun yaşıyoruz" 

Son olarak... Mehmet Miniç'i etkileyen kim var Beykoz'da? En sevdiğin, saygı duyduğun kimi söylersin?

"Yakın zamanda beni en çok etkileyen, dayımın oğlu Muammer Altın oldu. 1954 doğumluydu. 1 yıl kadar önce yaşamını kaybetti. Bizim büyüğümüzdü. Çok severdim, sayardım. Hepimiz öyle çok severdik. O da Beykozluydu. Cam Fabrikası'nda bir dönem idarecilik yaptı. Yakın zamanda kaybettiğimiz Hidayet Miniç'i de çok severdim. Beykoz'un ilk taksicilerindendi Hidayet Amca. Hatta o dönemin meşhur Chevrolet (Okunuşu: Şavrole) taksisiyle çalışırdı. Daha olmuştur da bu iki kişi şimdi aklıma ilk gelenler..."

Dost Beykoz / Özel Haber

Başbakanımıza teşekkür etmeliyiz
Önceki Başbakanımıza teşekkür etmeliyiz
Beykoz Riva'daki film platosunda yangın çıktı
Sonraki Beykoz Riva'daki film platosunda yangın çıktı