Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 14/09/2009 00:11
  • 13.254

Bir süre önce, internet sitelerine, Posta Gazetesi Ankara Temsilcisi Hakan Çelik'e ait olduğu söylenen “Bir Türk Olarak Kürtlere Soruyorum” başlıklı bir yazı düştü.

Daha sonra Sayın Çelik, kendi adıyla internette dolaşan bu yazının kesinlikle kendisine ait olmadığını MEDYATAVA aracılığıyla açıkladı. Öncelikle yazının Sayın Çelik’e ait olmaması ilk önce beni sevindirdi. Çünkü, tiraj olarak ülkemizin ikinci sırasında satan bir gazetenin temsilcisinden veya yazarından, tam da “Demokratik Açılımlar”ın ele alındığı zamanda, böylesine bölücü nitelik taşıyan ve iki etnik halkın milliyetçilik damarına dokunan yazı beklemek çok abes olurdu. Bu şekilde yazan diğer gazete ve yazarlarını da buradan kınıyoruz.

Bundan sonra da, ayrılıkçı zihniyet sahibi daha büyük kitlelerden de böylesine provokasyon nitelikli yazılar/açıklamalar gelebilir veya bu tür yazılar toplumda itibar sahibi birilerinin ağzıyla da yazılabilir. Halkımızın bu tür olaylara karşı son derece dikkatli ve uyanık olması gerekir. 

Türkiye’de sistem partileri diye nitelenen iki parti tarafından Türk milliyetçiliği yapılıyor. Sistemin sağ partisi MHP ve sistemin sol partisi CHP… Yaptıkları milliyetçilik de tamamen sistem tarafından lanse edilen uydurma bir milliyetçilik… Bölücülüğe, ayrımcılığa, dayatmaya, zorbalığa dayanan bir milliyetçilik… Etnik kökeni Kürt olan birine zorla Türk olacaksın denir mi?.. Zorla soy değiştirilir mi?.. İlahî kaderin belirlediği yaratılış kanunlarına karşı gelmek, değiştirmek veya müdahale etmek imkân dahilinde mi?.. Hangimizin önüne “Etnik Köken Seçmeli Yaratılma Tercihi” konulmuştur?.. Hepimiz dünyaya, soyumuz sopumuz, annemiz babamız belirlenmiş olarak geliriz… Kimimiz Kürt, kimimiz Türk, kimimiz Çerkez, kimimiz Laz, kimimiz Arap, kimimiz Yunan vs… “Bu isimlerin hiçbir ayrıcalığı ve üstünlüğü yoktur.” diyor Yüce Yaratan… “Bu isimleri sadece birbirinizi tanıyasınız diye koydum.” diyor. Başka hiçbir değer taşımazlar. “Öyle ise eski milletler gibi ne diye soyunuzla sopunuzla övünürsünüz?..” diye soruyor…

Bizim milliyetçilik anlayışımıza; bizimle birlikte yaşayan Kürtler, Araplar, Çerkezler, Arnavutlar, Boşnaklar, Gürcüler, Ermeniler de dâhildir. Sadece Türklerden ve Kürtlerden meydana getirilmiş bir milliyetçilik anlayışıyla nereye kadar gidilebilir ki?.. Ne kadar yol alınabilir ki?.. Kendi milleti ve milliyeti içine kapanmış bir milliyetçilik anlayışı, çok mahallî kalır, evrensel bir nitelik taşıyamaz, çağdaş normlara ulaşamaz, dolaysıyla da hiçbir medenî ilerlemeye ulaştıramaz…

7 Eylül 2009 Pazartesi günkü, Hayır, bölünmeyeceğiz” adlı yazısında Zaman Gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan önemli bir tespitte bulundu… “Bir ülkeyi, milliyetçilerinden başka kimse bölemez!” diye… Sayın Alkan’ın bu uyarısını dikkate alalım… Çünkü bölünmenin arkası gelmez… Kürtleri böldük… İlerde Gürcüleri, Çerkezleri, Lazları bölmek istemeyecekleri ne malum…

Hâlbuki Seta-Pollmark araştırmasına göre Türk kökenlilerin % 71'i Kürtlerin ayrı bir devlet istediğini düşünmesine rağmen; Bilgesam'ın bulgularına göre bağımsızlık isteyen Kürtlerin oranı % 10… Türklerin böyle düşünmesinin sebebi yanlış dikta edilen milliyetçilik ve Kürtlere karşı oluşturulan önyargı… Yani derin devlet zihniyetinin neredeyse yüz yıldır yürüttüğü yanlış Kürt siyaseti, Kürtlerin Türklerle birlikte yaşama iradesini ortadan kaldırmamış… Ama yalan yanlış provokasyonlardan etkilenen Türk halkının sosyal ilişkilere yansıyan olumsuz tutumları ve dışlayıcı tavırları Kürtleri bu ülküden koparabilir… İşte bu ince noktayı, hiç hatırdan çıkarmadığımız an mesele hallolmuş olacaktır…

Hükümetin, “Kürt Açılımı”yla yüz yıldır her tutanın elini yakan böyle bir meseleye el atması çok önemli ve gerçekten cesaretli bir adım… Tüm engellemelere rağmen, dileriz meselenin üzerine aynı karalılıkla gidilir ve halledilir… Bizlere düşen, hükümetimizin bu açılımlarına gönülden destek vermek ve ellerini güçlendirmek…

Yazarın Yazıları