Ömer KASAP
  • 28/07/2016 Son günceleme: 28/07/2016 18:31
  • 4.513

Ve sonunda geldi… Ben yirmi yıldır dinliyorum, sizi bilmem.

Hani şu dünyayı yöneten büyük güçlerin ‘Büyük Ortadoğu Projesi’…  Suriye’den sonra Türkiye’nin de kapısını çalacaklarını zaten bekliyorduk.

Asırlık projeler bunlar, nakış gibi ince ince ve sabırla işlenenlerden.

Oyun kuranlar da tıpkı oyunbozanlar gibi takdiri hak ediyor. Bazı aydınlar darbe girişimine tiyatro diyorlar ya; vallahi doğru! FETÖ ve tiyatrosu oscarlık iş çıkardılar.

Fazla değil, sadece yirmi yıl önce  namaz kıldığı ya da eşi kapalı olduğu için askeriyeden atılan üç kişi ben biliyorum, tamamını siz hesaplayın! O gün ‘inanç’lıları askeriyeden uzaklaştıran ile bugün inançlarına sahip çıkanlar aynı kişiler(di)! Darbe girişimine kalkışanların yaş ortalamalarına bakın,  ne ifade etmek istediğimi anlayacaksınız. Ramazan günü oruçlu meclisin karşısında su içen Cumhurbaşkanının döneminde de onlar vardı, Kura’n okuyan Cumhurbaşkanının döneminde de… İnanç teferruattı ne de olsa… Kutsal projelerinde istisnasız her şey mubahtı!

Kameralar karşısında halden hale giren bir medyum memişi gördüm, bir de FETÖ’yu... Muhteremliğini ilan ettiğinde çocuktum, bildiğin çocuk. Babama böyle muhterem birinin neden sakalı olmadığını sorardım. Ne cevap aldığımı hatırlamıyorum ama “gayrimüslimlerin çektiği ‘İslami’ filmlerde bile tüm ‘muhterem’ler sakallı” diye eklediğimi hatırlıyorum… Sakal tabi ki bir gösterge değil, bugün İslamiyet’in başına bela edilen ‘DAEŞ’ militanları da sakallı ama insanın kendine ‘yurt’ edindiği yer neye ve kime hizmet ettiğini net olarak gösteriyor.

Pek muhterem FETÖ yıllardır Amerika’da! Mekke ya da Medine değil, Amerika! Hani şu bağışıklığı çökmüş Müslüman coğrafyalarına ‘demokrasi’ ve ‘barış’ getireceğiz deyip yerle bir eden memleket! Ne için orada bugün anladınız mı? Her şeye rağmen sempati besleyenler irşat etmek için orada olduğunu düşünmüş olabilir ama 15 Temmuz itibari ile mantıklı bir fikriniz olsun artık!

Kendisini ‘mehdi’ olarak tescilleten, teknoloji ile keramet gösteren Ebu Cehil’i ne zamana kadar sahipleneceksiniz?

Hz. Muhamed’in (S.A.V) son peygamber oluşu Kura’n da sabitlenmemiş olsaydı  emin olun  peygamberlik iddiası da olacaktı.  Türk insanının en yumuşak karnı olan ‘din’ ve ‘vicdan’ duyguları tarih boyunca bu denli profesyonelce kullanılmamıştır. Adam en yakınındakilerin telefonlarını dinleyerek kendisine hazırlanan soruları daha kendileri sormadan cevaplayarak keramet göstermiş.

Hatırlayın 17/25 Aralık ‘darbe’sinde  bize de keramet gösterdi. Önce hoplaya zıplaya  beddua etti, sonra da ortalığı karıştırdı ki mübarek ağızlarının ne kadar tesirli olduğunu görelim!

Çalınmış sınav soruları ile ısmarlama başarı göstererek bir yerlere gelmiş olsalar da, geldikleri yerler itibari ile mutlaka hayata dair bir şeyler öğrenmiş olmasını beklediğimiz Generallere ne demeli arkadaş! Bu nasıl bir aldanmışlık! Sen yüzlerde dolar himmet ver, hoca efendi sadece bir dolarını okuyup cebine koysun(!) ve sen de neden hurma ya da riyal olmayışını sorgulamadan  cebindeki bir dolardan aldığın güçle bu memlekete el koymaya kalk! Ki zaten Devletin her kademesini ele geçirmişsin, darbeye ne gerek var!

Bir yazımda bahsetmiştim, Türkiye  Ortadoğu ve İslam coğrafyasının sigortasıdır. O yüzden uğraşıyorlar, uğraşacaklar. Sadece Türkiye kaldı karıştıramadıkları, başarana kadar deneyecekler!

Darbe başarılı olsaydı ne olacaktı biliyor musunuz? Doların kaç Türk parası, ekonominin nasıl tozla buz olacağı bir kenara, sosyal olarak biçilecektik! ‘Banane’ demeyin; bu topraklar üzerinde yaşayan istisnasız herkesin hayatı değişecekti… Alevi-Sünni kavgaları çıkacak, bu gerekçeyle ibadethaneler de güvenlik gerekçesiyle kapatılacaktı. İş çıkışı istiklal caddesinde iki tek atan akşamcılara ithal edilen DAEŞ militanları  musallat olacak, terör guruplarıyla uğraşacaktı. Ülke kan gölüne dönecek, Amerikalı ağabeyler de sihirli ‘barış’ larıne getirecekti.  Yakın tarihe dön bir bak, bunlar olmadı mı?

Tiyatrocuyu da sahneyi de iyi tanıyın.

Adliye önünde kendine suikast kurgulayan sözde aydınlar darbe girişimine tiyatro diyor!

Bak arkadaş; tiyatro sonunda  alkışı oyuncular alır, seyirciler değil!

Bu nasıl bir tiyatro ki, rol gereği ölenler  alkışı duymak için ayağa kalkmadı! Bugün tutuklanan rütbelilerin kendileri ile birlikte yedi ceddinin itibarı yerle bir oldu! Onur, haysiyet ve itibar  dünün de bugünün de ekonomisinde  1 dolardan daha fazla eder…

Darbe girişimine tiyatro diyenler, başarılı olsaydı  tanklara alkış tutacak olan tiyatroculardır!

Üzerinden geçen tankın önüne ikinci kez atılan, alçak uçuş yapan jetlere kement atmaya kalkan, kamyonlarıyla askere darbe yapabilen bu ‘Millet’, ‘Millet’ olabilmenin sözlük anlamıdır. İstiklal marşına yeni bir anlam, Türk bayrağının kırmızısına keskinlik katan her bir şehidimizi rahmet anıyor, ‘Millet’ine sahip çıkan her bir ferdimize şükranlarımı sunuyorum…

 

Yazarın Yazıları
Dahası