Külünk, Sandığın olduğu yerde diktatörlük olmaz!

  • 0
  • 8483
Külünk, Sandığın olduğu yerde diktatörlük olmaz!
Külünk, Sandığın olduğu yerde diktatörlük olmaz!
Külünk, Sandığın olduğu yerde diktatörlük olmaz!
Külünk, Sandığın olduğu yerde diktatörlük olmaz!
Külünk, Sandığın olduğu yerde diktatörlük olmaz!
Külünk, Sandığın olduğu yerde diktatörlük olmaz!
Külünk, Sandığın olduğu yerde diktatörlük olmaz!

Beykoz Gençlik Eli Derneği tarafından organize edilen söyleşi kapsamında AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Başkanlık Sistemi'ni anlattı.

İstanbul 1. Bölge AK Parti Milletvekillerinden ve aynı zamanda AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Metin Külünk, Beykoz Gençlik Eli Derneği tarafından organize edilen program kapsamında, İlim Yayma Cemiyeti binasına geldi. Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi konularında yapılan tartışmalara dair bilgilendirici bir konferans veren Milletvekili Metin Külünk, Beykozluların sorularını yanıtladı. Özellikle Başkanlık Sistemi tartışmalarında, mevcut sistemin Türkiye'nin aleyhine olan noktalarını dile getiren Metin Külünk, "Parlamenter sistem, Başbakanlık odaklı bir sistemdir. Yasama ve yürütme iç içedir. Başkanlık sisteminde ise yasama ve yürütme birbirinden kesin hatlarla ayrılır. Yani önünüze iki sandık gelir. Sandığın birisi başkanı seçer. Diğeri ise yasama organı olan parlamentoyu seçer" şeklinde konuştu. Başkanlık sisteminin bir diktatör yaratacağına dair söylencelere de yanıt veren AK Parti İstanbul Milletvekili Külünk, tarihimizde bir diktatörün olmadığını vurgulayarak, meşruiyetini halktan alan yapılardan diktatör çıkmayacağını kaydetti.

Beykoz'daki İlim Yayma Cemiyeti'nin binasında gerçekleştirilen Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa başlıklı söyleşi öncesi Beykoz Gençlik Eli Derneği Başkanı İskender Közen sahneye geldi ve yeni kurulan dernekle ilgili bilgi verdi. Dernek yöneticilerinin de sahne alarak, duygu ve düşüncelerini dile getirmesinin ardından sahneye AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk davet edildi. Sahneye geldikten sonra konuşmasına başlayan İstanbul Milletvekili Külünk, konuşmasını soru-yanıt şeklinde gerçekleştireceğini kaydetti. Bu sırada "Beykoz'a hoşgeldiniz" diyerek sorusuna başlayan vatandaşa anında yanıt veren Milletvekili Metin Külünk, "Ben bir yere hoşgelmedim. Ben zaten Beykozluyum" şeklinde konuştu. Vatandaşın sorusunun devamında "Başkanlık sistemini yürekten destekliyorum ancak mevcut partileri etkileyip etkilemeyeceğini de merak ediyorum" demesine ise AK Parti İstanbul Milletvekili şu şekilde yanıt verdi:

"Başkanlık Sistemi geldiğinde Türkiye'deki siyasi partiler mevcudiyetini devam ettirecek. Çünkü Başkanlık Sistemi, demokratik sistemin ta kendisidir. Son yüzyıla baktığınızda modern devletlerin üç sistemle yönetildiğini görürsünüz: Parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemi ve başkanlık sistemiyle... Bu üç sistemin de meşruiyet adresi sandıktır. Eğer meşruiyet bir sistemde sandık üzerinde sağlanıyorsa, sandığın vazgeçilmezi de siyasi partilerdir ve tabi ki partiler hayatını devam ettirecektir."

Bir başka vatandaş ise "Başkanlık sisteminde başkanın 'tek adam' olacağı söyleniyor. Bu konuya açıklık getirebilir misiniz? Başkanın yetkisi ne olacak?" şeklinde Milletvekili Külünk'e bir soru yöneltti. AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ise soruya yanıt olarak şöyle dedi:

Metin Külünk: "Bu milletin tarihinde diktatör yoktur!"

"Sandığın olduğu yerde diktatör olmaz! Meşruiyetini halktan alan hiçbir yapıdan diktatör çıkmaz. Demokrasilerle yönetilen hiçbir ülkede, hiçbir siyasi lider, sandıkta iktidar olamayınca, 'Ben zorla iktidar olacağım' demez. Bakınız çok partili siyasi yaşam geçmişimize... En çok tartıştığımız isim olan İsmet Paşa, seçimi kaybettikten sonra 'Ben zorla iktidar olacağım' dedi mi? Seçimi kaybeden Demirel, 'Ben zorla iktidar olacağım' dedi mi? Türkiye'de en sert lider olarak bilinen merhum Alparslan Türkeş, sandıkta halk ona iktidar olma yetkisi vermediği halde Ankara'da ayağa kalkıp, 'Ben zorla iktidar olacağım' dedi mi?

Abdullah Gül'ü düşünün, Sayın Cumhurbaşkanını... 2007-2014 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı yaptı. 2014 yılında aday gösterilmeyip Cumhurbaşkanlığını bıraktığında 'Ben zorla Cumhurbaşkanlığına devam edeceğim' dedi mi? AK Parti iktidarını düşünün... Son 14 yılda 3 Genel Seçim, 3 Yerel Seçim, 2 Referandum, 2 Cumhurbaşkanlığı Seçimi yaşamış bir siyasi parti olarak, şayet sandıktan iktidar olarak çıkmasaydı, AK Parti'den tek bir kişi çıkıp, 'Ben zorla iktidar olmaya devam edeceğim' diyebilir miydi? Demokrasinin ruhuna aykırıdır bu... Maalesef diktatör tartışmasının arkasındaki asıl sebep de şudur: Sistem değişikliği kilitlenmek isteniyor. Sistem değişikliğiyle bu ülkenin önünün açılmasını, küresel güç olma yolunda kararlılıkla yürümesini engellemek isteyenler var. Diktatör tartışması bu millete yapılmış en büyük haksızlıktır. Bu milletin tarihinde diktatör yoktur! Bizim medeniyet değerlerimizin merkezinde insan ve adalet vardır."

Metin Külünk'e TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın sözleri de soruldu. Bir vatandaş, söz isteyerek şunları söyledi: "Meclis Başkanı, 'Yeni Anayasa'da laiklik olmamalı' şeklinde bir cümle kullandı. Karşı taraf da bunun üzerine 'AK Parti ağzındaki baklayı çıkardı' dedi. Bu durumda Yeni Anayasa'da laikliğin tanımı olacak mı?". AK Parti Milletvekili Metin Külünk'ün ise soruya verdiği yanıt gayet netti:

Milletvekili Külünk: "Yeni Anayasa'da da laiklik olacak!"

"Bu konuyla ilgili çok net açıklamalar yapıldı. Sayın Meclis Başkanı şahsi düşüncesini söylediğini ifade etti. Yeni Anayasa'da da laiklik olacak. Fransız Devriminden beslenmiş, otoriter bir laikliği bu topluma dayatan bir laiklik anlayışından öte onun adının olmadığı; insanların temel hak ve hürriyetleri ile inandıkları gibi düşünme, düşündükleri gibi yaşamanın garanti altına alındığı bir laiklik anlayışı; Devletin bireylere eşit mesafede olduğu bir laiklik anlayışının esas olduğu... Açıkça söyleyeyim: Bu tartışmanın bir anlamı yok... Bu topraklarda AK Parti sayesinde 14 yıldır Cumhuriyetin mesele haline getirdiği her şey, barış iklimi içerisinde dönüştürüldü ve barış içerisinde nasıl yaşanacağına dair sorular da milletin anayasası ile cevaplandırıldı. Bugün bu toplumun gündeminde laiklik diye bir tartışma yoktur. Bu millet, bu tartışmaların hepsini aşmıştır. Bu ülkede laiklik kavramının içinin nasıl doldurulması gerektiğinin cevabını Türkiye'deki halk verdi. Önümüzdeki Anayasa'da da laiklik kavramının varlığı, özgürlükçü temel hak ve hürriyetlerin garanti altına alındığı bir anlayışla tarif edilecek bir laiklik algısı esas olacaktır."

Bir başka Beykozlu vatandaşın "Başkanlık Sistemi ile ne anlatılmaya çalışılıyor? Nedir Başkanlık Sistemi?" şeklindeki sorusu üzerine ise AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, şu açıklamayı kaydetti:

İstanbul Milletvekili Metin Külünk: "Başkanlık sisteminin en temel maddelerinden birisi dinamizmdir."

"Parlamenter sistem, Başbakanlık odaklı bir sistemdir. Yasama ve yürütme iç içedir. Başkanlık sisteminde ise yasama ve yürütme birbirinden kesin hatlarla ayrılır. Yani önünüze iki sandık gelir. Sandığın birisi başkanı seçer. Diğeri ise yasama organı olan parlamentoyu seçer. Bugün yasama ile yürütme iç içe olduğu için yürütme yasamaya bakar; yasama da yürütmeye bakar. Ama ağırlık merkezi Başbakanlık odaklı, yürütmenin esas olduğu; yürütmenin belirleyici olduğu bir modeldir parlamenter sistem... Başkanlık sisteminde ise yasama ve yürütme birbirinden kesin çizgilerle ayrıldığı için Başkan ayrı seçilir; yasama ayrı seçilir. Başkan, Bakanlar Kurulu'nu Meclis'in dışından seçer. Başkan, Başkan Yardımcısı ile birlikte seçime girer. Parlamento ve Başkan, bir denge mekanizmasıyla birbirlerini kontrol ederler. Aslında Başkanlık Sistemi uzlaşma ve organize çalışmayı emreden bir sistemdir. Nasıl?

Başkanlık sisteminde yasama organının çıkardığı kanunları Başkan'ın veto etme yetkisi vardır. Başkanın da o yasaları uygulamama boşluğu oluşmaması için parlamentodan geçen yasaların salt çoğunlukla geçmesi karşısında Başkan'ın uygulama mecburiyeti vardır. Bir denge vardır. Dolayısıyla, Başkanlık sisteminde tek başına bir başkan seçersiniz. Bakanlar Kurulu seçmezsiniz. Başkan ve Başkan Yardımcısını görürsünüz. Ama seçtiğiniz yürütmenin başı olmak üzere Başkanı seçersiniz. Başkan, kendi Bakanlar Kurulu ile devleti yönetir; yetkiyi halktan alır. Yasama da milletin önüne gider, millet tarafından seçilir. Yasama; birincisi yasa çıkartmak, ikincisi yürütmeye bütçe vermek ve üçüncüsü de denetleme maliyeti yapmak üzere görev alır. Peki, bu, mevcut sistemde nasıl oluyor? Mevcut sistemde her şey başbakanlık odaklı yürüyor.

Biz iktidar partisi milletvekili olarak, Hükümetimizden gelen kanun tasarılarına hiçbir şekilde müdahale edemeyiz! Çünkü yürütmeden gelen, benim Hükümetimin tasarısı olarak gelir. Ama başkanlık sisteminde, yasama organında görev yapan milletvekillerine siyasi partiler kanunu değişip, daha çok seçim sisteminin esas alınacağı bir yapı olacağı için milletvekillerinden oluşan güçlü bir yasama olacaktır. Onun için başkanlık sisteminde en temel maddelerden birisi dinamizmdir, çabukluktur; pratikliktir. Neden? Yasma organı başkana bu anlamda yetki de verir. Yani kanun hükmünde kararname ile ülkeyi yönetebilme noktasında sahip olduğu önemli bir güç de vardır. Bu, ülkenin karşılaştığı problemlerde ya da çözüm bekleyen problemlerde, çabukluğu getirir. Bugün Ankara, çabukluk noktasında hep güçlü liderler beklemiştir. Parlamenter sistem eşittir; güçlü bir lider bekleme tarihidir. Özal'ı 15 yıl bekledi... Sayın Erdoğan'ı da 15 yıl bekledi. Parlamenter sistem, hep bir lider beklettirir. Oysa başkanlık sistemi, devletin bir sistem üzerinde yürüyüp, siyasetin o işleyen sistem üzerinde Türkiye'yi güçlendirmesi modelidir."

Haber Merkezi

Mesudiyespor U13 kolay çözüldü
Önceki Mesudiyespor U13 kolay çözüldü
Ümraniye'de bir araca silahlı saldırı düzenlendi
Sonraki Ümraniye'de bir araca silahlı saldırı düzenlendi
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz