Ömer KASAP
  • 01/01/1970 Son günceleme: 07/04/2014 00:11
  • 8.507

Seçim özeti için biraz geç kaldığımın farkındayım ama araya giren küçük bir rahatsızlık ve seçim sonuçlarına yapılan itirazlar nedeni ile zaten soğumamış seçim gündemi için birkaç kelam etmek için geç kalmış sayılmam.

Her ne kadar bu seçim referandum niteliğinde geçse de, yerel seçimlerde partilerin değil, ‘kişi’ve ‘ekip’lerin önceliğine inandığımı bir önceki yazımda paylaşarak en azından Beykoz için“amman ha” demiştim. Arkadaş çevrem tepki gösterdi ama; ben Beykoz’da AK Parti’ye değil, Yücel Çelikbilek’e ‘Evet’ dedim. Memleketin kalan kısmını bilmem ama Beykoz, tüm kafa karışıklıklarına rağmen Belediye ofisine başkan seçmenin ötesinde bir tercih yaparak, ‘Yeni Beykoz’ için Proje liderini seçmiş oldu. 

Belediye başkanlığının sezon finalini yapan Yücel Çelikbilek ve yeni ekibe başarılar diliyorum. 

Seçim sonrası piyasa biraz olsun rahatlamış olsa da, aslında kimse rahatlamadı. Yağmur toplayan bulutlar gibi, halen gri olan bir gökyüzü, her an üzerimize boşalacak bir sağanak var. Hal böyle olunca da ortalık ‘rehavet’ içerisinde. 

Seçim sonuçları gösteriyor ki; iki farklı sözlüğümüz, 17 Aralık ve sonrasında zincirleme yaşadığımız her şeyin iki anlamı var; 

-İki farklı dört bakan var; henüz kendini ‘AK’lamamış dört bakan, Henüz fezlekesi okunmadığı için suçluluğu resmileşmemiş dört bakan. 

-İki farklı Gülen Cemaati var; Biri, ‘in’lerinde ABD ve İsrail’e hizmet eden, diğeri ‘dergahlarında’ himmet eden. 

-İki farklı ‘Dinleme’ var; Biri sonucu ne olursa olsun savaş çıkarabilecek Devlet sırlarını servis eden, diğeri ‘Millet’in irade ve muhasebe edemediği hükümeti bitirmek için servis değil‘hizmet’ eden. 

-İki farklı ‘halk’ var; biri istikrarı seçen, diğeri istikbalden vazgeçen. 

-İki farklı ‘seçmen’ var; biri teneke gibi durup alkış tutmayan, diğeri her şeye biat edip sesi çıkmayan. 

Yukarıda saydıklarımın her birinden ikişer tane var ama tüm bunların yanında bir tane CHP, bir tane MHP var. 

Adına ister ‘oyun’ deyin, ister “ayyuka”. 

17 Aralık tarihinden bugüne kadar ‘Türk Parası’nın gözünün yaşına bakmadan hükümeti güve gibi kemiren tüm siyasi ve köşe yazarı kemirgenleri ısıran bir ‘Millet’ var. 

İki farklı dilimiz var ya; kimine göre ‘bidon kafalı’lar, kimine göre ‘Osmanlı Tokatı’. 

Referandum seremonisinde geçen yerel seçimlerde, tüm ittifak çabalarına rağmen CHP ve MHP’nin toplamından daha fazla oy alan AK Parti için bu galibiyet ise; bu ‘zafer’ sadece AK Parti’lilerin değil, CHP, MHP ve Cemaat’in de başarısıdır. ‘Farkında olma dan’demek çok da yanlış olmayacak, bunu fark edebilecek siyasi zekaları yok(!). 

İktidar ortaklığının ikinci yılında arkasına bile bakmadan çekip giden, muhalefet saflarına bağdaş kurup kimseye yol vermeyen Devlet Bahçeli’yi, iktidara gelmek gibi bir heves ve hedefi olmamasına rağmen, memleketi Osmaniye %47 ile birinci parti yaptı. 

Ecevit’in DSP’si halen Ordu’da, Süleyman Demirel’in ‘Kırat’ı Isparta’da halen seçime girebiliyor. Başbakanlık yapmış olmasına rağmen bir tek yatırım yapmadığı memleketi RİZE’den bir önceki seçime kadar destek alan bir Mesut Yılmaz’a da tanıklık ettik. 

Peki Tunceli neden memleketlisi Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemedi? 

Muhterem Hoca Efendi’nin memleketi Erzurum? Cemaatin söylemiyle Hoca bu kadar mağdur edilmiş, iftiraya uğramış iken neden Ak Parti %54 oy aldı? Hoca efendinin Erzurum’u da Amerika’lardan aminlediği CHP’li Kemal kardeşini neden %3 de bıraktı? Erzurum imamına neden sahip çıkmadı? 

Peki ya Sivas? AK Parti hükümetinin mağdur ettiği ayrı bir il. 

Şehit liderleri temiz insan Muhsin Yazıcıoğlu’unun memleketi. Suikastı ile ilgili bizzat Başbakan’ın ağzından ses kasetleri olduğu söyleniyordu? Geçen beş yıla rağmen suikastını aydınlatmayı başaramayan AK Parti %58 oyu nasıl aldı? Yalova, Ankara gibi her yerde mi şaibe var? 

Nasıl oluyor söyleyeyim; 

Toplum dönekleri, tutarsızları sevmiyor. 

Dün başörtüsünü anayasa mahkemesine taşıyıp, bugün insanları “ötekileştirmeyeceğiz”vurgusuyla seçim reklamları yapıp başörtülü kadın oynatan, ‘Kaset’ten yayın yapanlar,‘Milliyetçilik’ duyguları ‘vicdani’ duygularının önüne geçerek ‘ırkçılık’ yapan ‘tutarsız’ları sevmiyor. 

Kemal Kılıçdaroğlu’na Tunceli’yi, Hoca Efendiye Erzurum’u, Büyük Birlik Partisi’ne Sivas’ı, Sarıgül’e İstanbul’u vermeyenler bunlar işte. Öyle teneke gibi durup alkış tutmayan, ellerini alkış tutmak dışında daha manidar el hareketlerinde kullanan seçmenler, insanlar, insanlarımız. 

Henüz aydınlanmamış yolsuzluk ve rüşvet iddialarına, yasaklanan ‘sosyalleşme’, kısıtlanan‘internet’e rağmen Türkiye %46 ile AK Parti diyor. Bu siyasi konjektörde, hükümeti yıpratacak kaset ve belgenin kralını getirseniz sonuç değişmeyecek. 

Ve bu %46’ın kalbinin mutmain olmasına da gerek yok. 

Eğer Başbakan’ın hemen her seçim meydanında sözüne ettiği ‘oyun’‘Paralel yapı’,‘montaj’ konularını inceden ‘belge’leyebilir ise bir muhalif parti daha tabeladan silinecek. 

Toplum olarak biz de sıkıldık, Başbakan’da.

Muhalefetin başarısızlığı ve basiretsizliği sadece bizi değil, Başbakan’ı da sıktı. O da karşısında enerjisini atabilecek ‘sağlam’ bir muhalif istiyor. 

CHP’nin aklı başında ve bu yüzden konuşturulmayan birkaç siyasetçisi Şafak Pavey, Akif Hamzaçebi, Emine Tarhan gibi isimlerin yeni bir siyasi parti kurma zamanı gelmiştir. Ankara seçimine itirazı süresince partililerini sükûnete davet eden Mansur Yavaş gibi mert adamların kendilerini MHP ve CHP’den sıyırma zamanı gelmiştir. Birilerinin ‘önündeki maçlara’ değil, arkasında bıraktığı enkaz ve talana bakma zamanı gelmiştir. Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk’ü CHP’den, Milliyetçiliği MHP’den koparıp almanın, ‘Sömürü’ siyasetine dur demenin zamanı geldi. 

Yeni bir parti çıkar, ‘tutarlı’ ve ‘Dik’ bir siyaset yapar ise; Ne İzmir’de Aziz Kocaoğlu, ne de Osmaniye’de MHP alır. İzmir’deki seçimi Binali Yıldırım değil, AK Parti kaybetti. İzmir’de yakın çevresi dışında kimsenin Aziz Kocaoğlu’na değil, CHP’ye oy verdiğine eminiz değil mi? 

Yeni bir parti çıkmaz ve CHP geleneği devam ederse, bir önceki yerel seçimdeki başarısı nedeni ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkan yapan taban, Mustafa Sarıgül’ü de yapacaktır. Bir sonraki seçimlerde yeni İstanbul adayları çıtayı biraz daha yukarı taşır ve bu gelenek bozulmazsa; 25 yıl sonra İstanbul, 83 yıl sonra Türkiye CHP’nin... 

Dikkatli olunuz. Kimse bu sonucu beklemiyordu.

Beykoz’da bile seçim sonuçları üzerine yeminli bahis kurup, yeminini unutan tek ayak üstünde siyasiler var ki Türkiye genelinde bunlar kaç kişidir kestiremiyorum. Bu yüzden, ‘Memleket’ üzerine ‘lades’ kuranlar boş durmayacaktır; Tahriklere gelmeyin. 

Yeni bir siyasi partinin tohumlarını atın. Hem Başbakan’ın istediği olsun, hem kalan %50’nin... 

Başbakan’ın “inlerine gireceğiz” söylemini üzerine alınmış cemaat mensubu arkadaşlarımız var; içerisinde ‘Allah’ dediğiniz, Millet için selamet ve bereket dilediğiniz yerler ‘in’ değil,“ibadethane” dir. Herşeyden önce kendinize bu yakıştırmayı yapmayın. Gerçek hizmetkarlardan zerre kadar şüphemiz yok ama, genel olarak cemaat, o dört bakan gibi‘ak’lanmayı bekliyor. 

Allah tarafından mübarek kılınmış toprakların dışında bir yer seçen Hoca efendinin tatilde ise dönüşünü, İrşad da ise sonucunu bekliyoruz. Bugün Suriye, Mısır, Filistin’de olup biten herşeye dur diyebilecek bir “Amerika”, ve Amerika’da hatırı sayılır bir Hoca efendimiz var madem... 

Önünüz aydınlık, TÜRK Paranız bereketli olsun...

Yazarın Yazıları
Dahası