İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’e açılan kısmında Çakaltepe ve Kabakoz koylarının arasında bulunan küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur.
Anadolufeneri
Adı: Anadolufeneri
İlçesi: Beykoz
Kuruluşu: 1658
Kurucuları: -
Nüfus: 637
Hane Sayısı: 300
Okul: 1 adet İlköğretim Okulu
Sağlık Ocağı: 1 adet Sağlık Ocağı
İbadethane: 2 adet Camii
Geçim Kaynağı: Çiftçilik ve balıkçılık, turizm
Hayvan Sayısı: 101 büyük baş, 210 küçükbaş
Öne çıkan Ürün: Fasulye, kavun, karpuz ve balkabağı
Öne Çıkan Mekân: Sahil ve tarihi mekânlar
Tarihi Eser: Cenevizlilerden kalma kale, deniz feneri, Hamid-i Evvel Camii, Sultan II. Mahmut Çeşmesi
Beykoz’un en meşhur köylerinden biri olan Anadolufeneri, ismini burada bulunan deniz fenerinden almıştır. Köy, İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’e açılan kısmında Çakaltepe veKabakoz koylarının arasında bulunan küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Deniz fenerinin ne zaman yapıldığına dair net bilgi mevcut değildir. 1755 yılında bölgede ahşap bir deniz feneri bulunduğundan bahseden kayıtlar vardır. Ancak bu fenerin günümüzdeki halinin 1834’te yapıldığı kabul edilmektedir. Köy, deniz feneri görevlileri ve zamanla buraya yerleşen aileler tarafından kurulmuştur.
Deniz Ürünleri Meşhur
Köyde yaşamını sürdüren nüfusun bir kısmı Kafkasya’dan göç edenler, kalan kısmı da Girit’ten asker olarak gelip yerleşenlerden oluşmaktadır. Geçimini balıkçılıkla sağlayan köyde zaman zaman sebzecilik ve süt hayvancılığı da yapılmaktadır. Özellikle yaz aylarında oldukça yoğun bir ziyaretçi kitlesini ağırlayan Anadolufeneri Köyü, doğal güzellikleri ve balık restaurantlarında pişirilen birbirinden leziz deniz ürünleriyle dikkat çekmektedir.
Anadolufeneri Köyü, Merkez Mahalle ve Halayıkdere Mahallesi olmak üzere iki mahalleden oluşmaktadır. Nüfus ve bina sayıları her iki mahalle arasında eşit dağılmıştır. İlçe merkezine uzaklığı 15 kilometredir. Anadolufeneri Köyü’nde Sultan II. Mahmut zamanından (1824) kalma tarihi bir çeşme bulunmaktadır. 1823-1824 tarihlerinde dönemin Osmanlı Sultanı II. Mahmut tarafından yaptırılan çeşmenin suyu beş kilometre uzaklıktaki Mecitdere Suyu’ndan gelmektedir.
Özellikle yaz aylarında İstanbul’un farklı ilçelerinden buraya yoğun bir ziyaretçi kitlesi gelmektedir. Bu ziyaretçilerin köy ekonomisine yaptığı katkı azımsanmayacak boyuttadır. Kış aylarında ise bölge oldukça sakin ve soğuktur. Köy sınırları içerisinde sınırlı sayıda da olsa keçi beslenmektedir. Köyde, fasulye, kavun, karpuz ve balkabağı yetiştirilmektedir. Yetiştirilen sebze ve meyveler İstanbul’un farklı bölgelerinde satılmaktadır. Öte yandan köyde çiftlik ve meralar da bulunmaktadır.
Kale, Fener ve Cami
Anadolufeneri Köyü’nde 1880 yılında II. Abdülhamit tarafından yaptırılan “Hamid-i Evvel Camii”bulunmaktadır. Cami, Beylerbeyi ve Emirgan’da bulunan Hamid-i Evvel Camii ile aynı ismi taşımaktadır. Ayrıca Halayıkdere Mahallesi’nde 1996 yılında Mustafa Sözer adına yaptırılan bir cami daha mevcuttur.
Bizans Dönemi’ne ait tarihi Yoros Kalesi de Anadolufeneri’nin önemli tarihi miraslarındandır. Daha sonra Cenevizlilerin eline geçen kale Yıldırım Beyazıt Dönemi’nde Osmanlı mülkü olmuştur. Türklere geçen kalenin II. Mahmut tarafından tamir edildiği bilgiler arasındadır. Kale, günümüzde de rahatlıkla gezilebilmektedir.
Anadolu Deniz Feneri, İstanbul Boğazı’yla Karadeniz’in birleştiği bölgede Yon (Hrom) Burnu üzerinde bulunmaktadır. 1834 yılında yapılan Fener 1858 yılında Fransızların yapıyı genişletmesi ve kulesini revize etmesi ile birlikte yeni halini almıştır. Denizden 75 metreyüksekliğinde bulunan fener, içindeki 1000 watlık ampulü ile aydınlık sağlamaktadır. Burada ki kristalin çevresindeki elektrik motoru ile dönen paravan sayesinde yanıp sönmektedir. Fener, elektrik olmadığı zaman gaz ile çalışmaktadır. Açık havalarda 16 deniz mili açıklığı gören fener inşa edildiği günden bugüne kadar fonksiyonunu icra etmektedir.
Anadolufeneri Köyü’nün muhtarlığını ise Hasa Ata yürütmektedir…
Haber Merkezi
