Talip ERCAN
  • 08/04/2015 Son günceleme: 08/04/2015 14:33
  • 8.017

Defalarca yazdık ve de yazmaktan da hiç bir zaman bıkmayacağız…

Beykoz İlçesini çok severiz, zaman içinde birçok samimi tanıdık simada, huylar ve karekterler değişime uğrasa da insanlarını da severiz.

Hayatımızda 1980 yılından beri oturmakta olduğumuz Beykoz’da, ki geri kalan bölüm Paşabahçe’de geçmiştir, birinci öncelik Beykozspor oldu. Anadoluhisarı’nda ilk gittiğimiz maçtan bu yana 35 sene geçti. Yüzlerce, binlerce futbolcu geldi geçti kadrodan... Akıllarda hala yeri olan futbolcu da var, nefretle anılan da. Bu süre zarfında Beykoz takımını 2. Ligde, 3. Ligde, Bölgesel Ligde, Süper Amatör Ligde, Basketbol ve Voleybol takımlarını da keza öyle 1. Ligde, 2. Ligde, Bölgesel Liglerderde ve Mahalli Liglerde görmüşlüğümüz var.

Şimdi gelelim meselenin bam teline, peki ne oldu da Beykoz Takımı, Asırlık Çınar bu kadar seri şekilde bir düşüş yaşadı? Bunun cevabını pek çok kez dost sohbet ortamlarına aktarmaktayım, herkese göre nedenleri farklı olsa da bence ana neden beddua almak, ah almak, alacaklılara verilmeyen paraları olsa gerek.

 

Halen daha sokaklarda dolaşırken, ya da aynı ortamda bulunduğum eski sporcu kardeşlerim “Benim şu kadar kulüpten alacağım kaldı, bu kulübün iki yakası bir araya gelmesin”, “Ben hakkımı helal etmiyorum, emeklerimin karşılığını vermediler, haram-zıkkım olsun” ve bu tür birçok yakınmalara şahitlik ettim. Ben onlara kurumsal baz da, yani Beykoz Spor’un kimliğine ah etmemelerini, beddua etmemelerini önermekten başka elimden birşey gelmiyor.

Dedim ya, son 35 senede takip ettiğim Beykoz’da acaba bu güne kadar kaç kişinin bedduası alınmıştır acaba? Diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Benim bu yaklaşımıma karşı çıkacak,  “O zaman beddua alacak yüzlerce kulüp, küme, düşüp amatör liglere kadar çöküntü yaşamalı idi! “ mantığı ile bakanlara da saygı duyarım ama Beykoz farklı bir kulüp be dostlar... Beykoz’a sadece bir kulüp olarak bakılamaz, Beykoz bir kültür, bir sosal yaşamın ayrılmaz bir parçası, Beykoz sevinçlerin, hüzünlerin paylaşıldığı manevi bir atmosferin merkezidir aynı zamanda.

Beykoz Kulübü ile ilçe sakinleri arasında bir kopukluk oluşmuş ise, bir şekilde bunun telafisi yoluna gidilmeli. Herkes kendi kendini sorgulamalı, o lanetli bedduadan sıyrılmalı...

Bir zamanlar binlerce taraftarı ile hoş sohbet ortamlarına, sevinçlere, hüzünlere şehitlik edilen dönemlere geri dönülmeli. Beykozspor ilçesi ile yeniden buluşmalı, Beykoz Kulübüne Üye olmak isteyenlere kapı ardında kadar açılmalı, üyelik giriş ücretleri çekilebilecek en makul seviyeye çekilmeli.

Alacaklı olanlar ile ki kulüp Başkan ve Yönetimi de dahil olmak üzere helalleşip ortak bir noktada buluşulmalı ve kulüp artık yeni simalara, yeni yönetimlere bırakılmalı. 40-50 kişi ile yapılan kongrelere değil yüzlerce kişinin katılım sağladığı kongre günlerine geri dönülmeli. “Kimse talipli çıkmıyor ki!” cümlelerinin ortadan kalkması için öncelikle üye seferberliği başlatılmalı, geçmiş dönemlerde her ne şekilde olursa olsun üyelikleri düşürülenlere kapı tekrar açılmalı.

Şu ekonomik şartlarda, bu kadar işsizlik, geçim darlığı varken, kulübe üye olma rakamı 100 lira olarak açıklanabilir. Beykoz’da Beykozluların kulüplerine üye olmasından korkulmamalı.

Yazarın Yazıları