Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 11/05/2014 00:11
  • 8.156

30 Mart Seçim sonuçlarıyla tüm Türkiye’de olduğu gibi Beykoz’da da tarihe geçecek gelişmeler yaşandı.

Bazı geri zekâlılar seçim sonuçlarını AK Parti açısından “başarısızlık” olarak değerlendirmeye devam ede dursun, Beykoz’da müthiş bir adanmışlık ve inanç vardı. İşte bu inanç ve adanmışlık AK Parti’ye 30 yıllık Beykoz siyaset tarihinin en yüksek oy oranını nasip etti.

CHP’ye gelince:  

Biz “CHP en yüksek oyu Alaattin Köseler’le alabilir” dedikçe CHP “Dost Beykoz böyle diyorsa tam tersidir” dedi. Sonuçta 1700 oy farkla kaybettikleri 2009 seçimlerinden sadece 5 yıl sonra 20 bin oy fark yediler.  Ve halen çıkıp “biz oyumuzu yükselttik” diyebiliyorlar.

2009 seçimlerinde Çavuşbaşı’ndan 10 845 geçerli oyun 1 711’ini (%15,78) alan CHPbüyük bir başarıyla (!) 30 Mart’ta 13 105 geçerli oyun 2 640’ını (% 20, 14)’ünü alabildi.

Her ortamda Dost Beykoz’a hakaret etmekten geri durmayan Hızır Yılmaz’dan özür dilemesini beklemek saflık olacaktır belki ama en azından % 50 oy konusunda verdiği sözü tutup tutmayacağının takipçisi olacağımızı bu sütunlardan belirtmek durumundayım.

30 Mart seçimlerinin kazananı Beykoz halkı oldu şüphesiz. Ben kaybedenleri yazmaya devam edeyim…

Yukarıda da bahsettim; en büyük kaybeden CHP oldu. Aday belirleme sürecinin özensizliği ve belirlenen adayla kazanma şansı olmadığını hep söyledik. Farkın açılmasına yol açan faktörler çok trajikti; Beykoz’u bilmeyen bölge milletvekillerinin ve Beykoz’dan bi-haber genel merkezin belirlediği Meclis üyesi listeleri ve üslupsuz siyaset farkın açılmasına yetti. Şimdiki CHP Meclis üyelerinin içinde kaç tane CHP’li sayabilirsiniz?

Aslında burada bir parantez açmanın zamanı geldi;

CHP’nin aday belirleme sürecinin bu kadar saçma olmasının nedeni 17 ve 25 Aralık operasyonlarının kesin başarılacağına olan inançlarıydı!

Düşünsenize; Hızır Yılmaz Belediye Başkanı olmuştu şimdi…

Seçimin diğer kaybedeni bir kısım yerel medya oldu.

Gerek duymadığım için isimlerini vermeyeceğim.

Dost Beykoz’da asla yeri olamayacak isimlerle Dost Beykoz’dan rol çalmaya çalışanların rezilliğini, rüzgâra göre yön değiştirenlerin omurgasız duruşunu izledik.

Daha dün kovulduğu kapılara bugün rezilce sırnaşanların ahlaksız yaltaklanmalarını gördük.

Yücel Çelikbilek ve AK Parti’nin Beykoz’da başarılı olmaması için her türlü kaypaklığa yeltenenlerin rezil denemelerini izledik.

Sonuçta kaybeden onlar oldu.

İlk alkışlayanlar ve yavşakça avuçlarını sıvazlayıp tebrike koşan da onlar oldu!

Seçimin diğer kaybedeni ise kafatası milliyetçileri oldu; benim tabirimle üstün ırk!

Mensubu olduğu onlarca derneğin desteğiyle Belediye Başkanı olacağını zanneden ahmakların nasıl kepaze olduğunu gördük.

Hepi topu 5-6 bin oyları olduğunu ve asla bunun üzerine çıkamayacaklarını da bir anlamda test etmiş oldu Beykoz siyaseti.

Bu test aslında çok önemli bir yolu da açtı: Bundan sonra hiçbir yöre derneği çıkıp “benim şu kadar oyum var” deyip siyasi pazarlığa girmeye kalkışamayacak artık. Yani siyaset bundan sonra kafatasçılığın dar ve köhnemiş dehlizlerine sıkıştırılamayacak.

Siyasetin normal mecrasına dönmesinin zamanı geldi artık.

Bırakın dernekler kültür, turizm ve sosyal yardımlaşma alanında siyasetten faydalanmaya, aldığı desteklerle toplumsal projeler üretmek görevine geri dönsün. Ve elbette adam yetiştirsin, değerler yetiştirsin. Siyaset bu değerlerden elbette faydalanacaktır. Orada başka, burada başka partili olmak, sırf hemşerisi diye gömleğin içinde kaybolacak insanlara gömlek biçmeye çalışmak tarzı artık olmamalı!

Dernekler adam yetiştirsin, dayatma ve tehditle rol çalmaya çalışmaktan vazgeçsin!

Zaten 30 Mart’ta bunun tutmadığını gördük.

Yeltenenlerin de siyaset çöplüğüne gittiğine tanık olduk!

Umarım bu sondan siyaset de STK’lar da gerekli dersi çıkarmıştır!

Vesselam…

Yazarın Yazıları