A. Raif ÖZTÜRK
  • 30/06/2016 Son günceleme: 30/06/2016 19:29
  • 5.703

Bin Aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi, Yüce Allah'ın Şefkat ve Merhameti nedeniyle, biz günahkâr kullarına illâ Cenneti kazandırmak için çok anlamlı bir lütfudur, Keremidir ve hediyesidir. Ancak; Hikmet-i Hüdâ bu çok önemli hediyeyi Ramazan Ayı içinde gizlemiş ve Sünnetullah böyle tecelli etmiş...

Buna benzer birçok lütuf ve hediyeler de Kadir gecesi gibi, kıymetleri bilinsin, daha çok değer verilsin, daha geniş alanda değerlendirilsin diye ve sınav gereği gizlenmiştir. Birkaç özet örnek arz ederek, konumuza geçeceğim:
1)  Cuma günü içinde, duaların kabul olacağı saat (yani ÂN) gizlenmiş.
2)  Ramazan ayı içinde, bin Ay'dan daha değerli ve üstün olan KADİR GECESİ gizlenmiş.
3)  İnsanlar içinde, EVLİYA ve HIZIR a.s. gizlenmiş.

4)  Ömür içinde,  ecel yani ÖLÜM gizlenmiş.
5)  Sevaplar içinde, RIZA-İ İLAHİ gizlenmiş.
6)  Günahlar içinde, GADAB-I İLAHİ gizlenmiş.
7)  Kur'an-ı  Kerim'in içinde, İSM-İ AZAM gizlenmiş.
8)   Beş  vakit namazın içinde, SALAT-I  VÜSTA  gizlenmiş. Tâ ki insanlar gaflete düşmesin. Daima dikkatli olsunlar, ömürlerinin, Cuma gününün, namazların, Ramazan ayının,  Kur'an-ı Kerimin, Kadir gecesinin heyecanını bir gün değil, daima iç dünyalarında yaşasınlar. Kur'an-ı  Kerim'in tamamını, kendileri eksiksiz olarak tam okusunlar, her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilip hiçbir insanı hor görmesinler. Allah'ın Rızasına kavuşmak için hiçbir iyiliği, küçük görmeden yapmağa çalışsınlar. Allah'ın Gazabına uğramamak içinde büyük - küçük  demeden her türlü günahtan, hatadan kaçınsınlar. 

Bu girizgâhtan sonra arz etmeliyim ki, bu mübarek gecenin, sanki her sene 27. Geceymiş gibi, bugünkü gibi otomatiğe bağlamak, doğru bir davranış biçimi değildir. 27. Geceye çokça tevafuk nedeniyle böyle zannedilse de, her sene 27. Gece olmadığı da bilinmesi gereken bir gerçektir. Nasılsa, “Bin Ay'dan daha üstün Kadir Gecem  var. Birde Umre yaptım mı, garantideyim! Endişeye gerek yok. İşlem tamam” dercesine UCB’a düşmek de hiçbir Müslümana yakışmaz.

Bazı senelerde Kadir Gecesinin, Ramazan'ın 1.17.19.  gecelerinde olduğuna dair rivayetler de var. Ayrıca "Kadir Gecesini Ramazan'ın 20’sinden sonraki 21. 23. 25. 27. 29. 'Tekli gecelerde arayın" şeklinde çok meşhur bir Hadis-i Şerif de var. Net olan, sınav gereği değişken olduğudur. Yani 27. Geceye odaklanıp bekleyenler, Sünnete aykırı hareket etmiş olurlar. Hele hele O Mübarek geceyi, Hıristiyanlıktaki gibi “Vaftiz” veya “Günah çıkartma” gibi, “günahları sıfırlama gecesi” sananlar, kendilerine ve manevi geleceklerine yazık ederler.
Kur'an-ı Kerim'in en salahiyetli Müfessiri, 'İlahi Vahy'in kontrolünde, İslam’ın bizatihi uygulayıcısı ve tebliğcisi, uyulması gereken 'En Güzel Örnek' olarak onun gibi inanmak, onun gibi yapmak, onun gibi söylemekle 'Mükellef' olduğumuz Allah'ın Resulü  SAV, Efendimizin sözlerine ve davranışlarına bakmalıyız. Uygulamalarına ve tavsiyelerine aykırı hareket etmekten ve böyle bozuk bir anlayışa yuvarlanmaktan, Yüce Allah’ımıza sığınmalıyız. 

Bir başka hatalı anlayış da mübarek geceleri İHYÂ ETMEK ifadesidir. Oysa “İhya Etmek” diriltmek demektir. ''Kadir Gecesi ihya edilmez. Kadir Gecesinde İhya Olunur. Yüce Mevla’mız cümlemize ve sevdiklerimize Kadir Gecesinde İhya Olabilmeyi, O Gecenin Rahmetinden, Mağfiretinden, Nurundan istifade ederek, mânen dirilmeyi nasip eylesin...

Soru: “Acaba, Yüce Rabbimiz Kadir gecesine niçin bu kadar çok değer veriyor?” (Kadr suresi, 97/3 Âyet.)

CEVAP: “Kur’ân-ı Kerim, bu gecede indirilmeye başlandığı için!”

TEFEKKÜR: “Acaba Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerimin indirilmeye başladığı bir geceye bu kadar çok değer verirse, Kur’ân-ı Kerimin indiği bir kalbe ve akla, yani o kişiye ne kadar değer verir?” İşte esas önemli olan nokta budur…

Ancak istatistikler gösteriyor ki; İslâm beldesi sayılan ülkemiz insanının, maalesef %70-80’i Kur’ân okumasını bilmiyor! Cami müdâvimi olan cemaatinin bile %55’i Kur’ân okumasını bilmiyor. Bu durum çok acı verici, fıtrata ters ve vahim bir tablodur.
Çok yaşlı olanlar, yasaklı ve ceberut bir tek parti dönemi yaşadıkları için, belki bir nebze mâzur görülebilirler. Fakat bugün, son 8-10 seneden beri güzel ülkemizin her bölgesinde, KUR’ÂN ÖĞRENME ve OKUMA SEFERBERLİĞİ devam ettiğinden, bu konuda hiç kimsenin tek bir mazereti yoktur. Her ne sebeple olursa olsun, hâlâ Kurân okumasını bilmeyenler, lütfen, hemen, ilk fırsatta bu kervana katılmalıdırlar. Tüm ibadetlerimizin ana harcı ve mayası olan Kur’ân-ı Kerîmi, en güzel bir şekilde okumaya başlamalıdırlar.

Hatta işadamı, asker, ağır işçi veya yoğun iş temposunda olan yetişkinlere bile bu fırsatlar, sadece 10 saatte, yani YARIM GÜNDE KUR’ÂN ÖĞRETİMİ başarılarla verilmektedir. Bu konuda İstanbul’umuzda 3 uzman hocalarımız, (H.İbrahim TUNÇ, Adem UYUMAZ ve A.Raif ÖZTÜRK) kurumlara ve 30-40 kişilik guruplara tamamen ücretsiz olarak bu hızlı eğitimi vermektedirler. Kararlı olan yetişkinler sabah 09:00’da derse başlayarak, (45 Dk. Ders, 15 Dk. Teneffüs sistemiyle) 19:30’da Kur’ân okumayı çözmüş olarak evlerine gitme şerefine nail olacaklardır. Bu isimlerden dilediğinizin ismini internet çubuğuna “10 saatte Kur’ân” ile beraber yazdığınızda, kendilerine ulaşabilirsiniz. Yani artık hiç kimsenin Kur’ânı öğrenememe mazereti kalmadı… Vesselâm.

BİLVESÎLE; HEPİNİZİN KADİR GECENİZİ ve RAMAZAN BAYRAMINIZI CÂN-U GÖNÜLDEN TEBRİK ve TES’ÎD EDER,

TÜM İNSANLIK ÂLEMİNDE HAYIRLARA VESÎLE OLMASINI YÜCE RABBİMİZDEN NİYÂZ EDERİM…

Yazarın Yazıları