Daha önce Dost Beykoz'un haberleştirdiği ve ulusal medyada da yer alan 'eczane operasyonları' Beykoz’dan yola çıkılarak başka bölgelere sıçradı.
Daha önce Dost Beykoz'un haberleştirdiği ve ulusal medyada da yer alan 'eczane operasyonları' Beykoz’dan yola çıkılarak başka bölgelere sıçradı.
Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'yle ortaklaşa düzenlenen operasyonlar çerçevesinde, bu kez İstanbul Fatih’te çok sayıda kanser ilacı ele geçirildi.
Konuyla ilgili olarak ise uzmanlar vatandaşları uyardı: "Sakın adınızın bu tür sahtecilik ve dolandırıcılık işlerine karışmasına izin vermeyin! Doktor, hastayı görmeden ilaç yazamaz; bu suçtur! Tanıdık ya da akrabalarınız adına doktorlara ilaç yazdırtmayın ve tanıdık ve yakınlarınızın da sizin adınızı kullanarak ilaç yazdırmalarına da müsaade etmeyin! Suça ortak olmayın!". Uzmanlar ayrıca, vatandaşların bu ve benzeri durumlarla karşılaştıklarında, mutlaka Sağlık Bakanlığı'nın şikâyet hattı olan ALO 184'ü aramaları gerektiğini kaydetti. Öte yandan Beykoz Paşabahçe'deki bir eczaneye yapılan operasyonun ardından Fatih'te gerçekleştirilen bir diğer operasyonda ele geçirilen kanser ilaçlarının, Suriye'deki 'ilaç çetelerine' gönderildiği öğrenildi.
Beykoz İlçe Sağlık Müdürlüğü'ne gelen bir ihbar sonrası harekete geçen Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Şubat ayının başlarında Paşabahçe'deki bir eczaneye operasyon düzenledi. Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, söz konusu operasyon kapsamında, eczaneye ait bir 'gizli depo' olduğunu keşfetti ve buradaki ilaçlara el koyarak, inceleme altına aldığını belirtti. Beykoz'daki operasyondan yalnızca 2 hafta sonra ise bu kez ekiplerin yeni adresi, İstanbul'un Fatih ilçesiydi. Burada ele geçirilen ilaçların ise kanser ilacı olduğu ve 3'ü Suriyeli 5 kişinin 'organize bir şekilde' hareket ettiği tespit edildi. Öte yandan operasyon sonrası iddialar da ardı ardına gelmeye başladı. İddialara göre Suriyeli çete, Türkiye'de kanser ilacı kullanan onbinlerce hastanın isim listesini ele geçirdi. Çete üyeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)'ya ödettikleri ilaçları 'el altından' piyasaya satmaya başladı. Bunun için de bazı hastane ve eczaneleri kullandı, onları da beraberinde suça sürükledi.
'Vurgun bedeli 1 milyon liraya koşuyor'
İstanbul Fatih'te düzenlenen 2. operasyonla birlikte, çete üyelerinin çok büyük kazançlar elde ettiği de gün yüzüne çıkmış oldu. Ele geçirilen binlerce kutu ilaç için devlet, 500 bin lirayı aşan miktarlarda ödeme gerçekleştirdi. Beykoz'da ele geçen yaklaşık 20 bin lira değerindeki ilaçlarla birlikte vurgunun toplam bedeli 535 bin 155 liraya yükseldi. Halen iç savaşın devam ettiği Suriye'ye gönderildiği iddia edilen binlerce ilacın ise yalnızca Suriye'deki çeteyle yürütülmüş olamayacağı kaydedildi. İddialara göre çeteye, Türkiye'de görev yapan kötü niyetli sağlık personeli ve aralarında doktorlarla işbirliği halinde olan eczanelerin de bulunduğu onlarca kişi hem yardım hem de yataklık etti. Son olarak Fatih'te gerçekleştirilen operasyonda yakalanan 3'ü Suriyeli 5 kişi hakkında, 'dolandırıcılık' ve 'insan sağlığını hayati tehlikeye sokacak ilaç elde etmek' suçundan işlem yapıldığı öğrenildi.
Doktorlar mercek altına alınıyor!
Şubat ayında gerçekleştirilen 2 kritik operasyonun ardından, gözler şimdi de süren soruşturmanın ayrıntılarına çevrildi. Yetkililer, gelen ihbarları değerlendirmeye devam edeceklerini ve sahte barkot ve ilaçlarla devlet üzerinden haksız kazanç elde etmenin önüne geçmeye devam edeceklerini kaydetti. Operasyonlar, gelecek ihbarları değerlendiren Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından devam ettirileceği ve soruşturmanın ise gelecek aylarda yapılacak baskınlarla genişletileceği öğrenildi. İddiaları titizlikle araştırmayı sürdüren ekipler, önümüzdeki aylarda, bu yasa dışı kazancın sorumluluğunu taşıyan doktorları ve yazdıkları reçeteleri de mercek altına alacak ve bulguları ışığında bir rapor hazırlayacak.
'Uzmanlar vatandaşları, isme ilaç yazdırmamaları konusunda uyarıyor'
Öte yandan bu tür dolandırıcılık konularında, zaman zaman hastaların da bilinçli ya da bilinçsiz suça ortak olabildikleri bildiriliyor. Uzmanlar, söz konusu hastalardan, 'isme ilaç yazdırmamaları' konusunda uyarıyor ve vatandaşları dikkatli olmaya çağırıyor. Bir başkası adına doktora ilaç yazdırmaya çalışan vatandaşın, hastayı görmeden ilaç yazan doktor kadar suça ortak olduğunun altını çizen uzmanlar, hasta ve hasta yakınlarını bu konuda uyarıyor. Uzmanlar, özellikle 2014 yılında sağlık sektöründe devreye giren İlaç Takip Sistemi'nin önemine dikkat çekerken, bu sistemin ardından hem eczane, hem ecza deposu hem de hastaların 'takip altında olduğunu' vurguluyor. Hangi hastanın kaç ilaç kullandığının sistemde yer aldığını dile getiren uzmanlar, bu noktada sahteciliğin ve kayıt dışı işlerin çok kısa sürede ortaya çıkabildiğine dikkat çekiyor.
Özel ajanlar çalışıyor
Kaçak ve sahte ilaç vurgunun önünü geçmek isteyen Sağlık Bakanlığı, bir ilke imza atarak, özel ajan uygulamasını da başlattı.
Bakanlığın önerisi ile belirlenen ajanlar kaçak ve sahte ilaçlarla ilgili sürekli takip ve araştırma yapıyor. Kaçak ve sahte ilaç satan kişilerle irtibata geçerek, fiziki takiple görüntü ve delil toplayan özel ajanların verilerinden yola çıkan polis, ihbar edilen yerlere ansızın baskın yapıyor.
Haber Merkezi
