Ramazan ayı sona eriyor. Bu mübarek ay boyunca Beykoz'un çeşitli noktalarında yemekler verildi, ibadetler edildi, sevgi ve umut paylaşıldı. Biz, Dost Beykoz olarak elden geldiğince tüm davetlere katılmaya çalıştık ve hepsine yer vermeye gayret ettik
Beykoz Belediyesi başta olmak üzere, ilçemizde yemek veren tüm sivil toplum kuruluşlarına, işadamlarına, hayırseverlerimize ve vatandaşlarımıza şahsım ve Dost Beykoz ailesi adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Cenab-u Hak; iyi niyetle iftar veren iş adamlarımızın niyetlerini kabul etsin, onlardan ve herkesten razı olsun. Allah-u Teâlâ herkesin ibadetini kabul buyursun.
Bu iftar yemeklerinin sosyolojik olduğu kadar yaklaşan seçimler nedeniyle siyasi boyutu da vardı. Beykoz'un geleceğine yön vermeye aday olan AK Parti, CHP, MHP ve Saadet Partisi, teşkilatlarıyla birlikte bu yemeklere gerek ortak olarak, gerekse konuk olarak bulundular. İyi de ettiler…
Beykozlular olarak Ramazan Ayı’nı huzur içinde geçirdik… İftar sofralarında samimi sohbetler oldu, kırgınlıklar giderildi. Özellikle, davetlerde ilçe başkanları ya da belediye Başkan aday adaylarının birlikte yer almaları güzel görüntülerdi.
İnşallah bu görüntüler sadece görüntü olarak kalmaz… Beykoz’un menfaati için sinerjiye dönüşür… Kuşkusuz bu zaten böyle olmalı, ancak merkezi anlayış böyle olmadığı ve siyasetteki rekabetin yaşamın her alanına yayılması ısrarı, bu tür tabloları olabildiğince azaltıyor ya da sadece görüntü olarak hafızalarda kalıyor…
Beykoz’da siyasete bir çeki düzen verilmeli… Önümüzdeki yerel seçim bunun başlangıcı olmalı diye düşünüyorum. Geçmiş seçimlere bakıldığında, özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ınİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığı 1994 Yerel Seçimleri’nden sonra Türkiye’de “hizmete oy” verme anlayışı gelişti. Ve bu anlayış yerelde de kendine zemin buldu…
Yani demem o ki, yalan, dolan, belden aşağı vurma, sömürü, fırsatçılık artık siyasette para etmiyor… Yani iyi şeyler anlatacaksın… Anlattıkların vatandaşı ikna edecek, vatandaş yüreğindeki samimiyeti ve heyecanı hissedecek… Anlattıklarınla beyninin çapını ortaya koyabilmelisin.
Beykoz siyasetinin bu günkü aktörlerine baktığımız zaman, kimisi siyaseten tecrübeli, kimisi de akademik yönü nedeniyle saygınlık kazanmış isimler, umuyor ve diliyorum ki bu seçim önemli olduğu kadarda kaliteli bir seçim olacak.
Çünkü Beykoz’un bundan sonraki yılları çok önemli neden önemli diye sorarsanız… Dünya değişti… Hiç bir şey eskisi gibi değil… Beykoz’un yeni başkanını ağır sorumluluklar bekliyor…
Beykoz’da yıllardır tartışmaları devam eden birçok sorun ortadan kaldırıldı… Değişimin kapısı kırıldı… Vatandaşta, siyasi partilerde bunun farkında…
AK Parti deyim yerindeyse Beykoz’a adeta çıkarma yapıyor… AB Bakanı ve BaşmüzakereciEgemen Bağış, sahur programına katıldı. Gecenin 2'sinde Beykoz Belediyesi önünde‘hatırı sayılır’ bir kalabalık vardı. İstanbul Milletvekili Metin Külünk, neredeyse Beykoz'da yatıp kalkıyor. Külünk, pek çok iftar programına ve sahur programına katıldı. AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu Beykoz'a geldi. AK Parti'nin bu 'yoğun' ilgisinin son halkası ise Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan oldu.
Beykoz, İstanbul ilçeleri arasında, hani derler ya 'işlenmemiş elmas' diye. Adeta o konumda. Sahip olduğu geniş topraklar, yeşil alanlara çok büyük zarar verilmeden ve dikkatlice yapılacak projeler sonrası hem değer kazanacak, hem de ülke geleceğine ışık tutacak nitelikte. Beykozlu da durumu yavaş yavaş kavramış olacak ki, tarihte görülmemiş bir gayret ve birliktelikle, hem seslerini duyurmaya hem de daha çok bilgilenmeye çalışıyorlar.
Beykoz’da her şey hazır sıra bu elması işleyecek ustayı yeniden iş başına getirmekte.
Benim şahsi düşüncem odur ki, her ne kadar seçime daha 7 aydan fazla zaman olsa da AK Parti, Beykoz'a yönelik bu 'ilgisini' artırarak sürdürecek. Yakın zamanda Bakanlar düzeyinde daha çok farklı simayı Beykoz’da göreceğimizi düşünüyor ve Başbakan Erdoğan'ın da bu seçim döneminde Beykoz’u ziyaret etme ihtimalini çok kuvvetli görüyorum.
AK Parti’nin Beykoz’u kaybetmesinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da büyük bir infiale neden olacağını ben biliyorum, fakat teşkilatlarının bunun farkına neden bir türlü varamadıklarını anlayamıyorum.
