A. Raif ÖZTÜRK
  • 15/11/2015 Son günceleme: 15/11/2015 17:57
  • 7.937

Çok merak edilen ve çok sorulan bir soru: “Halka hizmet, hakka hizmettir.” ..Veya “İnsanlığa hizmet edenler veya Edison vb. gibi ampulü, elektriği, otomobili, uçağı vs. keşf etmek gibi veya diğer yönlerden de halka çok faydalı işler yapanlar Cennetlik olmaları gerekiyor” Vb. gibi yakıştırmalar yapılıyor. Acaba öylemi?...

Bu soruyu enine boyuna tahlil ederek, net cevabı bulmaya çalışacağız. Neticede ise sözlerin en güzeli ve en dorusuyla, bu sorunun net cevabını arz edeceğim.

Hizmeti; en geniş anlamı ile toplum yararına gönüllü etkinlikler sergilemek diye tanımlayabiliriz. Efendimiz SAV, “Bir kavmin efendisi, ona hizmetkâr olandır” buyuruyor. (Beyhaki, Şuabu’l-İman, XVII, 408) “Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.” 

İnsanlığa hizmetin, Allah cc indinde de takdire şâyan olduğu, Âyet ve Hadisi Şeriflerde çok net olarak bildirilmiştir. Ancak, her insan tek fert olarak mutlak bir yaratılış ve şu Dünya misafirhanesine gönderiliş maksadı vardır. ÎMAN ve KULLUK…

Zâriyât S., 56. Âyet çok net: Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Buradaki ANCAK ifadesi çok önemlidir. Yani, “başka maksatla değil”, “gerisi teferruât”, “diğer işleri, başarıları, hizmetleri, bu maksat yerine getirilmesi halinde değerlendirilecek,” anlamındadır.

Birkaç örnek: 1. Devlete bir vergi borcunuz tahakkuk etmiş. Diğer yandan siz camiler yapmış olsanız, vergi borcunuzdan bir kuruş bile ödemiş olmazsınız...

2. Siz askersiniz, Genelkurmay başkanı sizi başka bir ülkeye, önemli bir silah veya cihaz temini için gönderdi. Siz o iş ile ilgilenmek yerine, oradaki halkın ihtiyaçlarını karşılıyorsunuz. Hatta sabahtan akşama kadar kan-ter içinde kalarak, okullarını, camilerini temizliyorsunuz ve onarıyorsunuz. Dönüşünüzde siz, Genelkurmay başkanınıza “sizin emrinizi yerine getirmedim ama şunları yaptım” deseniz, âkıbetiniz ne olur?...

3. Çok önemli bir sınavdasınız. Sorularla ilgilenmeyip, belki de çok daha önemli konulardan bahsetseniz, o sınavda sıfır almaz mısınız? Belki de “bizimle dalga mı geçiyorsun?” diye azarlanabilirsiniz, değil mi?

İşte aynen böyle; bizler şu Dünya misafirhanesinde “Îman ve Kulluk” adına sınavdayız. Ana maksat İman ve Kulluk yerine getirilmeden, tabir câizse ağzımızla kuş bile tutsak, takdir edilen cezaya müstahak oluruz. İnsanlığa ve halka hizmetlerimiz, ana gâye ve esas maksattan sonra yapılırsa, bir anlam kazanır. İşte o zaman takdire ve üstün mükâfatlara şâyân olur. İnsanlığa yapılan hiçbir hizmet, buluş ve başarılar; o kişinin tek bir namaz borcuna, oruç borcuna, kul hakkına, ihanetlerine, gıybet ve iftiralarına karşı hiçbir işe yaramaz. Aynen yukarıdaki üç örnekte olduğu gibi... 

Yapılan hizmetlerin Allah cc indinde geçerli olmasının altın kurallarından birkaçı:

  1. Hizmetlerde istikamet ve ihlâs üzere (Allah cc rızası için, gayet samimi ve menfaat beklentisiz) olmak.
  2. Yaptığı hizmetten şımarıp kendini diğer insanlardan üstün görmemek.
  3. Bu fırsatı kendisine verdiği için, Allah-u Zülcelal’e şükretmek…

İşte sözlerin en güzeli ve en dorusu ve anlattıklarımızın net özeti:

Kehf S. 103-104.Â.: De ki: “İşleri (Dünyada yaptıkları) yönünden, âhirette en büyük kayba uğrayanların kimler olduklarını bildireyim mi? Onlar o kimselerdir ki dünya hayatında yaptıkları işlerin karşılıkları hep boşa gidecektir. Hâlbuki (onlar) kendilerinin güzel güzel işler yaptıklarını sanırlar.

105. Â.: İşte onlar Rab'lerinin âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr etmiş, bu yüzden de yaptıkları iyi işler boşa gitmiştir.”

Demek ki; insanlığa ve halka hizmetlerimiz, ancak ve ancak Allahın cc âyetlerine inanmakla ve ona göre yaşamakla geçerli olacakmış. İnşallah Edison da, insanlığa ve halka hizmet eden diğer kahramanlar da bu şartlara hâiz olmuşlardır. Lâ ya’lemül gaybe, illellah… (Bizim bilmediklerimizi ve gaybı Allah bilir.)

Yazarın Yazıları