Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 02/01/2014 23:11
  • 11.149

Devletin içinde cemaatin imkânlarıyla yol bulmuş, ancak özde kendini İsrail, ABD, İngiltere ve Almanya’ya satmış, sözde Türk-Müslüman hainlerin yargı-emniyet kalkışmasının ilk salvosu başarılı bir şekilde geçiştirildi.

12 yıldır her seçim döneminde uygulanmaya çalışılan bu operasyonlarla iyice tecrübe kazanan AK Parti bile eminim böyle aşağılık bir tezgâh beklemiyordu.

Ancak hemen burada şunu belirtmeliyim ki bu iş henüz bitmedi.

Zira hedefi Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler olan bu operasyonun ilk ayağı 30 Mart’ta yapılması planlanan Yerel Seçimler. Ve henüz yerel seçimlerle ilgili beklediğim operasyon başlamadı.

Kuvvetle muhtemel İstanbul İlçe Belediye Başkan Adayları açıklandıktan sonra yeni bir salvo başlayacak. Kasetler, fotoğraflar havada uçuşacak. Tıpkı Numan Kurtulmuş’a yapılan aşağılık tezgâh gibi.

Tutacak mı? Hiç zannetmiyorum. Herkesin bir planı var ama “Allah plan yapanların en hayırlısıdır” düsturuna tevekkül edenlerin arkasındaki güç hamdolsun bu hainlere asla fırsat vermiyor. İşin sırrı da zaten tam olarak bu…

İstanbul ilçeleriyle ilgili hem AK Parti’de, hem de CHP’de çok ciddi sürprizler bekliyorum. AK Parti bu krizi fırsata çevirecek ve sırtındaki ağırlıklardan kurtulacaktır. CHP ise çok şey beklediği bu operasyonun altında kalacak. Zira Sarıgül’ün bombaları tek tek patlamaya başladı bile.

Tweeter’ı takip ediyorsanız Türkiye Gerçekleri adlı hesabı takip etmenizi öneririm. Ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Tabi konu sadece Sarıgül değil elbette. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ABD’den döndüğünde 17 Aralık operasyonundan haberli olduğunu düşünüyorum. Tıpkı 16 Aralık’ta istifa eden Hakan Şükür’ün haberli olduğu gibi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’de söylediği; “eğer biz iktidar olsaydık Mavi Marmara yaşanmazdı” sözlerini hatırlayanınız vardır sanırım. İşte bu sözler iktidar dilenmenin siyaset dilindeki karşılığıdır.

“Bizi iktidar yapın ne İsrail’e karışırız, ne de başka bir şeye. Her türlü işbirliğine hazırız” demektir.

Batının karşısında el pençe durmanın siyaset sözlüğündeki karşılığıdır bu ifadeler!

İşte tam da bu yüzden 17 Aralık operasyonunu başaramayacaklar ve en büyük hasarı CHPalarak bu enkazın altında kalacaktır! Kılıçdaroğlu dururken Deniz Baykal’ın temaslara başlamasının nedeni de tam olarak budur.

Geçelim!

Beykoz’da AK Parti açısından sürpriz olma ihtimali bence son yaşanan operasyonlarla kalmamıştır. Ancak CHP’de sürpriz bekliyorum. Seçime ortak olabilecek tek isim olan Alaattin Köseler’in yerine Hüseyin Öztürk veya Haşim Aydın ismi ön plana çıkabilir ki bu iki isim de son derece kaliteli ve Beykoz’da karşılığı olan isimler.

CHP’nin belli adaylarına angaje olmuş, eline tutuşturulan yazıları kendi imbiğinden geçmiş gibi yayınlayan bazı çapsızların bu yazımı nerelerinden okuyacağını çok iyi biliyorum ama durum bu.

MHP ve SP’ye gelince. MHP’yi anlıyorum da Saadet Partisi’nin tavrı birçok insanın yüreğini sızlatıyor. Bundan dolayı bu konuya hiç girmeyeceğim, zira onları incitmek istemem!

MHP İstanbul genelindeki tüm ilçelerde 2009’da olduğu gibi yine CHP ile ittifak yapacak. Buna gizli ittifak diyorlar ya! Bitiyorum bunların aklına. Üstelik bu akılla bir de ülkeyi yönetmeye talip oluyorlar ki, pes!

Aşağıda soracağım sorunun cevabını hemen vermenizi istiyorum.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için MHP’nin aday gösterdiği isim kimdi?

Eminim okurlarımın yüzde doksanı hatırlamadı.

Tıpkı benim gibi.

Hazreti google’a sordum, Rasim Acar’mış.

Peki ya Beykoz adayı? Henüz kesin olmamakla birlikte muhtemelen Bahattin Furuncuoğlu.

İstanbul’un diğer ilçelerinde olduğu gibi Beykoz’da da aynı senaryo uygulanacak.

MHP’nin güçlü olduğu ilçelerde CHP düşük profilli adaylarla seçime girerken, CHP’nin güçlü olduğu ilçelerde ise MHP düşük profilli adaylarla seçime girecek.

Tıpkı 2009’da olduğu gibi…

Ancak bu sefer her iki parti de arkalarına cemaatin ihanetini aldı.

Operasyon bitene kadar iş birliği içinde olacaklar.

Şahmaran gibi, kuyruklarından başlayarak kendilerini yiyecekler.

Ve inşallah yine doğru olan kazanacak.

Çünkü bu ülke halkı 2002 öncesini hiç unutmuyor ve o günlere geri dönmek isteyeceklerini hiç zannetmiyorum.

Vesselam.

Yazarın Yazıları