Muhtar Hüsnü Kolcu: ‘Beykoz’da bazı kişiler oy kullanamayabilir!’

Türkiye bu Pazar günü Genel Seçimlere giderken, Beykoz’da büyük bir skandal ortaya çıktı. Beykoz Muhtarlar Derneği Başkanı ve Çubuklu Muhtarı Hüseyin Hüsnü Kolcu, Beykozluların haberi olmadan kayıtlarının gizlice memleketlerine taşındığını açıkladı. Buna göre, özellikle Karadeniz’de aralarında dernek yöneticisi, muhtar ve nüfus müdürlüğünden görevlilerin de olduğu kimi şahıslar, Beykozlulardan habersiz olarak kayıtlarını memleketlerine taşımışlar. Dost Beykoz’a özel olarak konuşan Muhtar Hüsnü Kolcu, bu kişilerin kayıtları Beykoz’da olmadığı için ilçede oy kullanamayacağını dile getirerek, “Hem habersiz hem de haberli olarak kayıtlarını Beykoz’dan taşıyan vatandaşlarımız, ilçemize büyük bir kötülük yapıyorlar. Beykoz’un ekmeğini yiyorsak, Belediyesi’nin hizmetinden yararlanıyorsak; kayıtlarımızı Beykoz’da tutmalıyız! Vatandaşlarımız bu konuda duyarlı ve habersiz taşınan kayıtları konusunda da uyanık olsunlar” şeklinde konuştu.

Beykoz Muhtarlar Derneği Başkanı ve aynı zamanda Çubuklu Muhtarı Hüsnü Kolcu… Hüseyin Hüsnü Kolcu… 1954 Çubuklu doğumlu… Son iki dönemdir Muhtar olarak görev yapıyor. Hüsnü Kolcu’yla 7 Haziran seçimlerini, Çubuklu Mahallesi’ni sorunlarını ve Beykoz Muhtarlar Derneği’ni sorduk. Sorulara içtenlikle yanıt verdi.

İşte Dost Beykoz farkıyla Hüseyin Hüsnü Kolcu röportajı…

Muhtarlar Derneği Başkanı ve aynı zamanda da Çubuklu Muhtarı Hüsnü Kolcu'ya ilk olarak güncel bir konudaki düşüncelerini sormak istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde AK Parti'ye muhtarların geçişi oldu ve bazı muhtarlarımıza da törenle AK Parti rozeti takıldı. Sizce bu doğru muydu? Muhtarlar Derneği'nin bu konuyla bir ilgisi var mıydı?

"O konuda bazı duyumlarımız oldu, evet... Muhtarlar Derneği'yle bir bağ kuranlar olmuş ama Derneğimizin bu konuda bir bilgisi yok. Bu dediğiniz, muhtarlarımızın kendi kararlarıdır. Muhtarlar, mahalledeki tüm yaşayanları temsil ettiği için aslında bağımsız olmalılar. Herhangi bir siyasi partiye bağlı olmamalılar. Her partiye eşit mesafede durmalılar. Ancak burada muhtarlarımızın kişisel kararları olmuş. Şunu söyleyebilirim: Birincisi bu olayın Muhtarlar Derneği'yle bir ilgisi yoktur, ikincisi de muhtarlar tüm partilere eşit mesafede durmalıdır."

Hüsnü Abi, adınızın önünde bir isim daha var... Hüseyin miydi?

"Evet... Bir arkadaşım bana sordu dedi ki: 'Ya Hüsnü sen kaç senelik Çubuklulusun?' dedi. Dedim ki, 'Doğma büyüme Çubukluluyum!'... O zaman dedi ki: 'Ben senin bu ikinci ismini bilmiyordum' dedi. Çok kişi bilmez bu Hüseyin adını... Benim diğer adım Hüseyin, babamın adı da Hüseyin... Ben doğduğum yıl babam bir krize girmiş. Yaşamdan ümidini kesmiş. Ben doğunca da müjde olsun diye onun adını bana vermişler. Babam krizden çıkınca da isim karışmasın diye Hüsnü'yü kullanmışlar. Hatta seçimlerde de sorun oldu bu... Bazı tutanaklarda adım Hüsnü Kolcu, bazılarında da H. Hüsnü Kolcu geçti. Bu nedenle biraz oy da kaybettik ama sorun yapmadım."

Beykoz'da hepimiz birbirimizi zaman zaman eleştiriyoruz ancak sevgi çok başka bir konu... Sizi eleştirenini gördüm de sevmeyenini görmedim! Genel olarak böyle midir Hüsnü Abi? Severler mi sizi?

"Yani sevenim çoktur diyeyim... ki, bu yaşantımda belli oluyor, sokakta gördüğüm itibardan belli oluyor, seçimde aldığım oylardan belli oluyor. Ben, ilk dönem aldığım oyu çok çok katlayarak geldim. İnsanlara doğru yapmaya çalışıyoruz. Doğru, insanı utandırmaz. Rabbim utandırmasın inşallah..."

Seçimler kapıya dayandı ve Çubuklulu vatandaşlar da seçmen kâğıtlarını gelip muhtarlıktan alacak. Peki, gelemeyenler için ne olacak? Ne yapmaları gerekiyor?

"Aslında sistem o kadar rahat ki... Bilgisayar kullanmasını bilen, internet kullanmasını bilen; kendisi zaten seçimde oy kullanacağı yeri öğrenebiliyor. www.ysk.gov.tr adresine girdiğiniz zaman sistem açık; kimlik bilgilerinizden nerede oy kullanacağınızı sorgulatabiliyorsunuz. Hatta kaydının memleketinde olduğunu bilmeyen insanlar var..."

Nasıl yani Hüsnü Abi? Kaydı burada değil mi?

"Değil... Vatandaşın bundan haberi de yok! Bakın, net söylüyorum; özellikle bizim Karadeniz Bölgesi'nde bu çok var... Yöre dernekleri, muhtarlar ve 3. bazı kişilerin müdahalesi sonucu birçok Beykozlunun kaydı şu anda memleketinde görünüyor! Kişinin haberi bile yok!

Geçen yaşadığımız olayı anlatayım: Vatandaş bana geldi. Dedi ki: 'Muhtarım benim kaydım görünmüyor!'... Dedim ki: 'Valla dostum, sen aldırmışsındır, bilemem ki...' dedim. 'Hayır, ben almadım!' dedi. Dedim: 'O zaman nüfus müdürlüğüne sor; kim almış?'... Gidiyor nüfus müdürlüğüne... Bir dernek ve oranın muhtarı... Kişinin kaydını bir şekilde ve ondan habersiz memleketine alıyor.

Ben bunu tasvip etmiyorum! Neden etmiyorum? Çünkü biz bütün hizmeti Beykoz'dan alıyoruz. Beykoz Belediyesi'nden alıyoruz. Kar yağdı-yolun kapandı; asfaltın bozuldu; suyun patladı; çöpüydü... Ama işin kötüsü, bizim istihkakımız başka yerlere gidiyor... Bizim Beykoz’un nüfusu 250 bin 1 olursa; Meclis Üyesi sayımız 37 olacak; iller bankasından aldığımız katkı payı yükselecek. Bunu engelliyorlar, ben bunu doğru bulmuyorum!"

Bunu zaman zaman dile getirmiştik Hüsnü Abi Dost Beykoz'da... Hatta bir özel haber yapmıştım ben, "Nüfusumuz 1 yılda yalnızca 15 kişi artmış!" diye... Sebebi bu muymuş?

"Maalesef... İşte bu taşımalar yüzünden... Kimisi bu şekilde habersizce taşınması yüzünden... kimisi memleketindeki köy nüfusu azalmasın diye istekleriyle taşımaları ya da buraya hiç getirmemeleri yüzünden... Bakın, samimi söylüyorum; birçok vatandaşın haberi bile yok!"

Hüsnü Abi, bu yasal olarak da doğru bir şey değil sanki... Yasal mı?

"Hayır hayır... Asla yasal olarak doğru değil bu! Bu, yasa dışı işlem yapmaktır! Usulsüzlük yapılıyor! Kişinin rızası yok, haberi yok! Bir şekilde kaydı gitmiş! Bu, Beykoz'a yapılan en büyük kötülüktür bence..."

Çubuklu Muhtarı olmak nasıl bir duygu Hüsnü Abi? Doğma büyüme Çubuklulu olarak mahalle hakkında ne düşünüyorsun?

"Ben Çubuklu'nun A'dan Z'ye gelişimini hatırlıyorum. Sokakların oluşumunu... Zamanında buraların yabani hayvanlarla, av hayvanlarıyla dolu olduğunu... Çok net... 1954 Çubuklu doğumluyum ben... O günden bugüne burayı hatırlıyorum. Onun için Çubuklu'nun benim gönlümde ayrı bir yeri var. Ben zaman zaman aileme vasiyet ediyorum: Ben ölürsem, sakın beni başka yere gömmeyin! Burada değil de başka yerde ölürsem de sakın beni Çubuklu dışında bir yere gömmeyin!"

Yine de Allah uzun ömür versin Hüsnü Abi... Seviyoruz seni...

"Allah razı olsun. İşte bu mahallenin muhtarı olmak... Yani bakın, bu biraz gönül işi... İnanın bu muhtarlığın maddiyatla hiç ilgisi yok! Biz burada şu anda masraflarımızı bile çıkaramıyoruz. Ayrı konu... Ama bu gönül işi... Sevmeyen zaten bu işi yapamaz! Neden yapamaz? Zaman zaman biz burada çok büyük tepkilerle karşılaşıyoruz. Biz bir keşfe gittik geçenlerde mesela... Allah korusun, her şey olabilirdi. İnsanlar birbirine girdi; ayırmak için akla karayı seçtim!"

Sizin bir de Muhtarlar Derneği Başkanlığınız var Hüsnü Abi... Bu geçen süreçte neler yaşadınız? Neler gözlemlediniz? Sizin Muhtarlar Derneği Başkanlığınız ile ilgili çeşitli eleştiriler oldu, bu eleştiriler ile ilgili ne söyleyebilirsiniz?

"Şimdi, ben yönetime geleli bir yıl oldu. Tabi, biz geldiğimiz zaman şunu gördük: Biz başlı başına bir dernek değiliz! Trakya-Marmara Muhtarlar Birliği'ne bağlı bir şubeyiz! Baktığınız zaman genel merkezin de bir faaliyeti yok! Genel merkezin başkanı, muhtarlığı kaybetmiş! Sekreteri muhtarlığı kaybetmiş! Bir gün olsun bizim halimizi, hatırımızı sormamışlar! Ortada bir genel merkez yok! Bir şey yapmaya kalksan, genel merkezin vesayeti altındasın; yapamazsın. Sistem yok. Bir tüzüğümüz dahi yok! Bunu arkadaşlarıma açtım. Bazı arkadaşlarımız Trakya-Marmara Muhtarlar Birliği Şubesi'nin fesih olmamasını istedi. Ben de tam aksini savundum. Niye? Dedim ki: 'Biz, bağımsız bir dernek olalım!'. Bir yere mi katılacağız? Yönetimimiz buna karar verir, gideriz. Vazgeçecek miyiz? Kendi kendimize geliriz. Ama şube olduğumuz an böyle bir yetkimiz yok!

Ben, Allah'ın izniyle şimdi derneği kurdum. Beykoz Muhtarlar Derneği olarak kurdum. Bağımsız bir dernek... Bir yere gideceğimiz zaman toplanır arkadaşlarla, karar veririz. Her şeyi yaparız... Tüzüğümüz var. Tüzükte birçok kolaylıklar getirdik. Ben istiyorum ki, Beykoz'da muhtarlar ayakta ve dik dursun! Başı dik olsun! Genel merkezin belki kuruluş amacı doğru olabilir o günkü şartlara göre... Ama artık Beykoz'da köy yok! Hepsi mahalle oldu. Bana göre de bu derneğin artık Beykoz Muhtarlar Derneği olması gerekirdi bağımsız olarak..."

Yeni diyorsunuz... Henüz tüm muhtarlar da 45 muhtarımız da geçmedi mi?

"Hayır... Geçenler oldu ama diğerleri de geçecektir zamanla... Bakın, ben eğer böyle bir şeyi düşünmeseydim, bu derneği kurmasaydım; ne yapardım? Seçilmişim! 2016 yılının 9. ayına kadar Başkanlık bizdeydi. Kendi bildiğim gibi devam ederdim. Ama öyle yapmadım! Ben bu derneği kurdum ve 6 ay içinde de seçime gideceğiz. Arkadaşlarımız kimi layık görürse, o devam ettirir. Ben, güzel bir iş yaptığıma inanıyorum. Bazı arkadaşlarımız itiraz etti ama ben durumu anlatınca ikna oldular. Çoğunluk 'Evet' dedi. Zaten ben çoğunluğun olurunu aldıktan sonra bu derneği kurmaya karar verdim. Şimdi Olağanüstü Kongre yapacağız. Tüzük içerisinde bunu kolaylaştıracak maddeler koyduk. En azından bir tüzüğümüz var. Bakın, şu anda bizim neyimiz varsa genel merkeze aittir!"

Demirbaş olarak mı Hüsnü Abi?

"Tabi efendim, demirbaş olarak. Paramız da varsa yine genel merkeze aittir. Ama yeni derneğimizde tüzüğümüzde her şey derneğimize ait olacak. Bakın, zaman içerisinde bu Marmara-Trakya Muhtarlar Birliği, büyüyeceği yerde maalesef küçülmüş! Anadolu yakasında Üsküdar, Maltepe, Kadıköy, Şile, Kartal, Tuzla gibi ilçeler bu birlikten ayrılmış. Ortada bir dernek kalmamış. Avrupa yakasından söyleyeyim: Sarıyer, Şişli hep ayrılmış. İstanbul'da artık bir Muhtarlar Federasyonu var... Türkiye'de ise Konfederasyon var. Büyümek var. Ben bunun için ayrıldım, yoksa neden ayrılayım? Ben aslında burada risk alıyorum değil mi? Seçime gideceğim. Arkadaşlar benden memnun değilse, beni değiştirebilirler. Ama ben koltuk sevdalısı olsaydım, 2016'nın 9. ayına kadar burada otururdum."

Genel olarak Beykoz ilçesindeki tüm siyasi partilerin Çubuklu'ya ve size yaklaşımı nasıl Hüsnü Abi?

"Çubuklu 30 bin kişi ve 16 bin seçmeni var. Genel olarak seçim sürecine girdiğimiz zaman tabi hepsi bize bir şey söylüyor. Yakın olmaya çalışıyor. Türkiye'nin genel bir sorunu vardı tabi: Bu her muhtarın sorunuydu. Bizler şimdi şimdi ayağa kalkıyoruz. Bizler kapatma noktasına gelmişken, şimdi şimdi canlanmaya başladık. Şöyle söyleyeyim: Komadan çıktık, hayata döndük. Biliyorsunuz muhtarlıklar kapatma noktasına gelmişti ki, samimi söylüyorum ben bile inanmaya başlamıştım. Ama federasyon ve konfederasyon kurulmasıyla muhtarlar komadan çıkıp, hayata döndüler. Bakın, şimdi Beykoz Belediyemiz de bir Muhtarlar Müdürlüğü kuracak. Bu Müdürlüğün alt aşaması olarak Sayın Başkanımızdan talep ettik, bizlere birer bilgisayar verdi. Teknolojiye ayak uydurabilmemiz için...

Bunun dışında biz Sayın Başkanımızdan yine muhtarlara yaraşır bir oda istiyoruz. Sayın Kaymakamımız bizi yerimizden çıkardı. Hiç hoş olmadı. Biz gittik, bir yer bulduk ama hiç uygun olmayan bir yerde oturmak zorunda kaldık. Şimdiki muhtarlar derneği ofisinde ne yazın oturuluyor, ne kışın oturuluyor. Nasıl ki, Beykoz Belediyesi yeni bir bina yaptı. Ben 'daha iyisini yapsaydınız' demek isterdim. Neden? Çünkü 250 bin kişinin Belediye Başkanı buna layıktır. Ama biz de 250 bin kişinin muhtarlarıyız. Bize de iyi bir oda layık…"

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşme yapmıştınız geçtiğimiz aylarda... Nasıl geçti görüşme Hüsnü Abi? Memnun ayrıldınız mı? Muhtarlar yine eskisi gibi yetkiyle donatılacak mı?

"Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Ben neysem, siz de osunuz' dedi. 'Memleketin en ücra noktasındaki muhtarla yanımdaki aynıdır; benim gözüm kulağımsınız' dedi. İçişleri Bakanlığı'ndan Sayın Efkan Ala oradaydı. Bize bir brifing verdiler, sunum yaptılar. Orada muhtarlarla ilgili bir sistem kuruldu. Büyükşehirlerde Muhtarlar Daire Başkanlığı; ilçe belediyelerinde Muhtarlar Müdürlüğü; Ankara'da bunun müfettişliği olacak.

Biz yetki istiyoruz. Yanlış mı yaptık? Yasalarla bizi yargıla! Kim yanlış yaptıysa, bedelini ödesin. Ben ne istiyorum? Mahallemde huzur istiyorum. Çeşme istiyorum, asfalt istiyorum, kanal istiyorum. Bunu halkım adına istiyorum. Bizler aslında Belediye ile vatandaş arasında sadece bir köprüyüz; sorunları iletiyoruz yalnızca... Fazla bir yetkimiz yok! Vatandaş inanın Belediye'ye bağırmaz, bize bağırır. Belediye'ye kızar, hırsını benden alır. Az önce bir vatandaş şikâyette bulundu: Dallar elektrik tellerine vuruyor, diyor. Kesmemişler dalları;  'Yangın çıkacak, sorumlusu sensin!' diyor bana... Benim ne sorumluluğum var? Yetkim yok ki... Yetkim olsa hemen gidip keseyim dalları ben... Alet-edevatım da yok! Bir el arabam, bir küreğim yok; ne yapabilirim ben? Ancak sorunu alır yetkililere götürürüm; iyi ilişkiler içinde çözmeye çalışırım."

Beykoz Lojistik Yüksekokulu'nu sormak istiyorum Hüsnü Abi... Çubuklu'daki yerleşkesinin mahalleye bir yararı oldu mu? Memnun mu mahalleli üniversiteden?

"Elbette oldu, neden olmasın... Ben isterim ki, Çubuklu'da bir sürü okul olsun! Burada banka yoktu mesela... Çok uğraştım Çubuklu'da bir banka olsun diye... Beykoz eski Kaymakamımız Sayın Aydın Ergün Bey, bana yardımcı olmuştu. Bir bankanın sorumlu müdürünü getirdi buraya ama Çubuklu'da bu bölgede yeni bina olmadığı için vazgeçti. Biz de ne yaptık? Bankamatiklere yüklendik... Şimdi Çubuklu'da yaklaşık 10 adet bankamatik var. Bu bankamatiklerin gelişinde Lojistik Yüksek Okulu'nun da katkısı var. Kesinlikle üniversitenin burada yerleşkesinin olması, Çubuklu'ya bir hareket getirmiştir."

Biz haberini yapmıştık biliyorsunuz Hüsnü Abi, 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül Çubuklu'ya taşındı ve muhtarlık kaydını yaptırdı diye... Sizler muhtarlık olarak aynı zamanda bir STK gibi de çalışıyorsunuz. Çubuklu'da hiç size gelip, "Bir isteğiniz var mı? Alın şu kadar para bağışlıyorum mahalleye, ihtiyaçlarınızı görün!" diyen hiç yok mu?

"Ben bir kimseden kolay kolay yardım istemem. Şimdi bana inanın, Türkiye'nin en zenginleri Çubuklu'da oturuyor. Bakın, isim vermiyorum; Türkiye'nin en zenginleri... Ama maalesef muhtarlığımıza hiç yardım yapmazlar. Neden biliyor musunuz? Çünkü artık muhtarlığa ihtiyaç yok! Muhtarların bir yetkisi yok! İnsanların muhtarı gördüğü yok! Herkes evrak işlerini başka yerlerden zaten karşılayabiliyor. Artık muhtara gerek kalmadı ki..."

Son olarak torununuz Fatıma'yı sormak istiyoruz. Sosyal medya hesabınızdan zaman zaman torununuzla fotoğraflarınızı görüyoruz. Nasıl bir şey torun sevgisi?

"Şimdi ben her şeyin ufağını seviyorum. Torunum 3 aylık oldu... İnanın akşam eve gittiğimde onu böyle alıyorum kucağıma, bütün yorgunluğum gidiyor..."

Dost Beykoz / Özel Röportaj