Bilgehan Murat MİNİÇ
  • 24/08/2015 Son günceleme: 24/08/2015 20:12
  • 9.525

Lise yıllarımızın sevdasıydı Paşabahçe… Şişecam Paşabahçe Basketbol takımı, Türkiye Kupası’nı kazanınca, daha da belirginleşti.

Hiçbir maçını kaçırmazdık. Sonrasında neler oldu; ayrı bir yazı konusu... Lise ikinci sınıfta, Denizcilik Lisesi Güverte Bölümü’nde okuduğumuz için Şehir Hatları vapurlarında deniz stajımız başlayacaktı: Sene 1992 ve aylardan da Eylül ayı…

Herkes kendine ismen yakın bulduğu bir gemide staj yapmak istiyordu. O zamanlar gemi sayısı çok, öğrenci sayısı da az olduğu için tercih yapma şansımız da vardı. Biz de üç arkadaş, o yıllarda Şehir Hatlarının ‘en büyük’ ve ‘en hızlı’ gemisi olan Paşabahçe Vapuru’nu tercih etmiştik. Hani şu yıllardır Beykoz Belediyesi önünde, sanki terk edilmiş gibi duran, sağından solundan paslar akan eski bir gemi var ya; işte o gemi…

Şehir Hatlarının ‘Efsane’ gemisiydi Paşabahçe1952 İtalyan yapımıydı.  Geminin süvarisi, işletmenin en eski, tecrübeli kaptanlarından Mehmet Kepçe idi. Yanında çok şey öğrendik; Allah kendisine selamet versin... Mehmet Kaptan, bırakın manevrayı; dümen tutmanın bile zor bir iş olduğu 75 metrelik, üstelik alttan manevralı (makine dairesinden telgrafla) koca gemiyi; tek manevrada kıyıya yanaştırmasıyla meşhurdu… Mesleğine, denize âşık bir adamdı. Emekli oldu ama hâlâ denizlerde çalışmaya devam ediyor. Mehmet Kaptan denizlerde çalışmaya devam ediyor etmesine ya, bir zamanlar işletmenin en hızlı, en büyük gemisi olan Paşabahçe’nin (çürüğe ayrıldığı güne kadar hala öyleydi) durumu pek de iç açıcı görünmüyor.

2010 yılında çürüğe ayrılan, 2011 yılından beri de kendisi için Beykoz Belediyesi önünde özel yapılan iskelede, önceleri müze ve nikâh salonu projeleri ile yenilenmeyi bekleyen Paşabahçe; bugünlerde ise sanki sonunun gelmesini bekliyor gibi…

Bahsettiğimiz üzere işletmenin en hızlı ve tonaj olarak en büyük gemisi olan Paşabahçe, 1952 yapımı ve Boğaz’ın en eski vapuru aynı zamanda… 1998 de TDİ’de işe başladıktan sonra bir süre gemici olarak da çalışma fırsatımız oldu. Beykoz’da ikamet eden ve bu gemide emeği olan birçok denizci arkadaşımız da mevcuttur; beni teyit edeceklerdir.

Geminin tarihi değeri ve ismi elbette biz Beykozlular için çok önemli. Bu ismin ve tarihin yaşatılması fikri de bu açıdan bakıldığında takdire şayan. Ancak gemi ilk kez Beykoz’a geldiği günlerde de söylediğimiz gibi,  eğer devamlı bakım tutumu yapılmazsa, bu koca ihtiyar vapur, gün gelir işin içinden çıkılmaz maliyetlere de sebep olabilir. Bugün vapuru şöyle baştan kıça üstün körü bir şekilde gezenler bile geminin çürümeye yüz tuttuğunu görebilirler. Bunun için bizim gibi yıllarını gemi üstünde geçirmeye gerek yok.

Ben birkaç yıl evvel denizciliğe ilk adımımı attığım bu gemi ile ilgili sahip olduğum gazete köşemde ‘Ne Olacak Bu Paşabahçe’nin Hali?’  diye bir haber yapmıştım. O günün belediye yetkilileri de vapurun ihalesinin yapıldığını ve Tuzla’da bir tersanede gerekli onarım işlemlerinin yapıldıktan sonra, Paşabahçe’nin müze ve nikâh salonu olarak Beykozluların hizmetine gireceğini söylemişlerdi. Aradan geçen zamanda ise yazık ki, hiçbir gelişme olmadı. Yalnızca görüntü kirliliği iyice arttığı için sancak tarafından iskeleye bağlı olan gemi, kıçtankara yapıldı ve bu görüntü bir nebze gözlerden kaçırılmış oldu.

Yine, geçtiğimiz günlerde kendi sosyal paylaşım sayfamda, geminin bir an evvel bakıma alınmazsa; eskilikten ve bakımsızlıktan kaynaklı olarak, daha önemli sorunlara yol açabileceği konusunu dile getirmiştim. Sonrasında ulusal basına haber olan bu konuda da Beykoz Belediyesi yetkililerini uyarmıştım. Dost Beykoz’da yeniden yazma kararımız üzerine, Paşabahçeli ağabeylerimizden, sevgili Talat Karasakaloğlu da bu konuyu gündeme getirmemi isteyince; artık yeniden bir yazı yazmak elzem oldu.

Son olarak, bir Beykozlu, bir Paşabahçeli, bir denizci ve Paşabahçe vapurunda denizciliğe ilk adımını atmış, gemide emeği olan bir Kaptan olarak; Beykoz Belediyesi yetkililerine sesleniyorum! Lütfen, Paşabahçe Vapurumuz için gerekeni bir an evvel yapın! Vapur çok eski ve bakımsız; bu yüzden de vakit ilerledikçe maliyeti daha yükselecek işler açabilir başınıza…

Bizden söylemesi…

Vesselam…

Yazarın Yazıları