Ümit YILMAZ
  • 29/08/2016 Son günceleme: 29/08/2016 15:43
  • 3.327

Yaklaşık 30 yıldır olimpiyat oyunlarını ilgiyle izlerim.

Özellikle halter ve güreş müsabakalarında büyük bir heyecan duyarım. Çünkü bu dalların dünyadaki en başarılı sporcuları bizim sporcularımız yıllardır. Her olimpiyatta bu dallardan bir çok madalya çıkarıyoruz. Olimpiyat yaklaşık 30 branşın bir araya geldiği bir spor şöleni. Türkiye olarak bu yıl toplam 105 sporcuyla katılım gösterdik.

Oyunların son günlerinde özellikle güreşçilerimizin başarılarıyla oyunları toplam sekiz madalyayla bitirdik. Başarılı mıyız? Güreş sporu sayesinde kısmen başarılıyız. Daha başarılı olabilir miydik tabi ki olabilirdik. Özellikle atletizm ve boks dallarında resmen çuvalladık. Boksta madalya olarak sıfır çekerken, atletizmde sadece bir bronz madalya çıkarabildik.

Güreş federasyonumuzu, Federasyon Başkanımızı ve güreşçilerimizi kutluyorum. Onlar üzerlerine düşeni yaptılar. Birçok sporcumuz verdikleri madalya sözünü tuttular. Oyunlardan 1 altın, 2 gümüş ve 2 bronz madalya çıkardılar.Rıza Kayaalp kardeşimize çok üzüldüm. İki defa Dünya Şampiyonu olmuş Kayaalp, maalesef finalde son iki olimpiyatı şampiyon olarak tamamlayan Kübalıya kaybederek gümüşte kaldı.

Yine Dağıstan asıllı milli güreşçimiz Selim Yaşar finale yükselmesine rağmen Rus güreşçiye yenilerek gümüşte kaldı. Diğer sporcu kardeşlerimizde ülkemize bronz madalyalar kazandırdılar. Birde halterde gümüş, tekvando da bir bronz madalyamız var. Olimpiyat oyunları sona erdi. Şimdi yazımızın konusu Taha Akgül kardeşimize gelelim.Pırıl pırıl bir kardeşimiz. Son iki yılın Dünya ve son dört yılın Avrupa Şampiyonu.

Bu başarıların yanında bir tek olimpiyat şampiyonluğu eksikti. Taha'yı 4-5 yıldır takip ediyorum."Her defasında Rio'da olimpiyat şampiyonu olmak için hazırlanıyorum. Amacım olimpiyat şampiyonu olup milli marşımızı tüm dünyaya dinlettirmek. Çok iyi çalışıyorum, emeklerimin karşılığını almak istiyorum. Allah nasip ederse kürsünün en üstünde yer almak istiyorum" demişti. Gerçekten çok iyi çalıştı Taha, arka arkaya Dünya ve Avrupa şampiyonu olarak olimpiyatlara geldi.

Bu başarılarıyla olimpiyat şampiyonluğunu sonuna kadar hak etmişti. Olimpiyat öncesi Taha, annesine altın madalya sözü vermişti. Bu reklamlara da yansımıştı. Bu madalya en çok annemin hakkı demişti. Annesi de oğlunu yalnız bırakmamış Rio'ya gelmişti. Taha önce kendisini, sonra annesini en sonunda ise Türk halkını mahcup etmedi.

Taha'nın bütün maçlarını izleme şansı buldum. İlk üç rakibini rahatlıkla açık farkla yendi. Finalde biraz stresliydi. Kolay değildi. 80 milyonluk bir ülkenin tek altın madalya umudu olarak bu yükü omuzlamak. Biraz zorlansa da İranlı rakibini 3-1 yenerek altın madalyayı ülkemize getirdi. Kardeşimiz şunu açık ve net olarak gösterdi; eğer bir hedefin varsa bu hedefin için önce sen inanıyorsan, daha sonra bu hedefin doğrultusunda planlı ve programlı olarak çalışıyorsan, olimpiyat öncesinde gerek fiziksel, gerek mental, gerekse psikolojik olarak kendini hazırlayıp hedefine odaklanırsan, Allah'ında yardımıyla muhakkak başarılı olursun.

Taha henüz çok genç şuan 26 yaşında. Önünde en az bir olimpiyat daha var. Çalışmalarını aksatmazsa orada da olimpiyat şampiyonu olup efsane olacağına inanıyorum. Türk milletinin bu zor günlerinde bir nebze de olsa yüzünü güldüren, ay yıldızlı al bayrağımızı dalgalandıran, kürsünün en üst basamağında yer alan kardeşimizi yürekten kutluyorum.

Sağ ol Taha Akgül. Yüreğine sağlık, eline sağlık. Türk milletinin gururu oldun. Yüzünü güldürdün. Allah'ta senin yüzünü güldürsün. Bir kez daha olimpiyat şampiyonu olarak efsane olmayı Allah nasip etsin.

Yolun açık olsun. 

Helal olsun Taha Akgül, altın adam Taha Akgül...

Yazarın Yazıları