Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 01/01/1970 Son günceleme: 02/06/2011 00:11
  • 14.412

Sevgili Okurlarımız;

          İster resmi makamlardan kaynaklanan kanunlar, kararnameler, tebliğler, tüzükler gibi toplumsal ilişkileri düzenleyen kurallar olsun, ister halk yaşamından kaynaklanan örf, adet, gelenek, görenek, töre ve tören gibi toplumsal ilişkileri düzenleyen kurallar olsun, tümünün özünde (Adalet), (Riayet), (Yaptırım Gücü), (Yürürlükte Kalma), (Emirler ve Yasaklar), (Yargılama ve Hüküm Oluşturma) ve (Denklik İlkesi) gibi ortak özellikler yer almaktadır.

          Gazetemizin bu sayısında toplumsal ilişkileri düzenleyen kuralların temel özelliklerinden biri olan ve aynı zamanda toplum katlarında varlığı önemli hissedilen Halk Kültüründe Adalet’in yeri konusunu sizlerle paylaşmak istedim.

   

         İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden rahmetli hocamız Prf. Dr. Orhan Münir Çağıl’ın hukuk başlangıcı dersinden kanunlarda Adalet başlıklı açıklamaları ile söze girmek istiyorum. 

         Der ki hocamız; 

          “ Eğer bir kanunun özünde adalet var ise, o kanun halk tarafından benimsenir, saygı ve riayet görür. Bu sayede o kanun, riayet edilmesi için yaptırım gücü ile korunmaya muhtaç durumda olmaktan çıkarak, kalplerin, gönüllerin, vicdanların en güzel köşelerinde layık olduğu yerini alır ve ebediyen yürürlükte kalma mertebesine erişir.

             Eğer bir kanunun özünde adalet yok ise, o kanun bireyler üzerindeki yaptırım gücü gibi harici baskı sayesinde toplum tarafından zorunlu olarak riayet görür. Yaptırım gücü devam ettiği sürece yürürlükte kalır. Yaptırım gücü baskısının zayıflaması halinde riayet kalkar, yürürlükte kalması kendiliğinden sona erer ve kitap sayfaları arasında kuru metinler halinde kalmaya mahkum olur “

            Hocamızın açıklamalarından da anlaşıldığı üzere (Adalet), (Yaptırım Gücü), (Riayet) ve (Yürürlükte Kalma) gibi kanunların temel özellikleri arasında zincirleme olarak etkileşim ilişkileri bulunmakta ve etkileşim zincirinin ilk halkasında ise Adalet yer almaktadır.

            Osmanlı Fetih Ordularının Anadolu içlerinde yayılmalarına Hıristiyan ahalinin destek vermesinin temelindeki sır, Osmanlı’nın her gittiği yere Adalet’i götürmüş olmasıdır. 

            Keza Anadolu ve Rumeli kırsal kesim halkının örf, adet, gelenek, görenek, töre ve tören gibi toplumsal ilişkileri düzenleyen kurallarının, dedelerden ninelerden torunlara doğru kuşaklardan kuşaklara gerek yürürlükte kalmasının ve gerekse kırsal kesim halkını huzurlu kılmasının temelindeki sır, özünde Adalet’in yer almış olmasıdır.

           Resmi makamlardan kaynaklanan kanunlar, kararnameler, talimatlar, tebliğler, yönetmelikler gibi toplumsal ilişkileri düzenleyen kuralların özünde Adalet’in noksansız olarak yer almış olması takdirinde; Fırsat eşitliğinin dağılımı, eğitim olanaklarının dağılımı, vergi yükünün dağılımı, milli gelir dağılımı, yargı adaleti ve nihayet insanca yaşama hakkının dağılımı adil olarak gerçekleşmiş olacaktır.

           Kul hakkına girmemenin temel kuralı adil olmaktır. Aşırı maddi hırs ve ihtiras gaflettir.Adalet ise en kutsal ibadettir.

Yazarın Yazıları