Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 28/10/2008 23:11
  • 24.502

Şenol Erener’in CHP ve Halime Kuş’un Ak Parti’den istifaları kamuoyunda halen tartışılıyor. Aslında bunu gayet normal buluyorum.

Beykoz gibi 250 bin nüfusa rağmen neredeyse herkesin birbirini tanıdığı yerlerde bu tür keskin değişimler tartışılır ve sorgulanır. Son tahlilde, Halime Kuş’un MHP’de kendine yer bulması ne kadar olağan görünüyorsa, Şenol Erener ismi de geldiği misyon açısından o kadar sırıtıyor. Kim bilir, belki de MHP İlçe Başkanı Sadık Ali Uslu’nun “sosyal demokratlığı CHP’ye bırakmayacak kadar sosyal demokratız!” sözü öylesine söylenmiş bir söz değildi.

Hoş, Ayten hanımın İlçe Başkanlığı’nda Alaattin beyin dışında kim nereye giderse gitsin çokta önemli değil gibi görünüyor. Acaba merhum Mahmut Yavuz (ki bana göre her açıdan örnek bir insandı) bu günleri öngörebilseydi nasıl bir tedbir alırdı acaba. Hiç kimse kusura bakmasın ama İlçe Başkanlığı gömleğinin Ayten Kayalıoğlu’na oldukça bol geldiği aşikâr. Beykoz’daki birçok isme taşıdığı gömlek bol geliyor da, kimse bunu dillendirmiyor nedense.

Toplamış olduğu bağışların hesabını veremeyenlerle, trilyonluk vurgunlarla anılanlar bu gün Beykoz gibi bir yerde sosyal demokrat olarak meydanlara çıkmanın hesabını yapabiliyorsa, merhum Mahmut Yavuz’un sağlığında ilçe binasından içeri girmeye cesaret edemeyenleri İlçe Başkanı Ayten Kayalıoğlu neredeyse aday ilan etme noktasına gelmişse, CHP acil bir şekilde kendi içine kapanıp oto kontrol mekanizmasını çalıştırmalıdırdiye düşünüyorum. Kaldı ki CHP’li Meclis Üyesi Erdal Öztürk’ün verdiği bir mülakatta dile getirdiği şu sözlerini çok iyi okumak lazım: “Biz geçmiş 4,5 yılda partimizi sıkıntıya düşürmemek için hiç bir şaibeye bulaşmadan görev yaptık. Aynı şekilde partimizi gelecekte sıkıntıya düşürebilecek hiç bir adaya veya aday adayına müsamaha gösteremeyiz”.

Bu söylem yakın bir gelecekte CHP içerisinde ciddi kırılmalar yaşanabileceğinin işareti olarak da kenarda duruyor. CHP’nin yerel seçimlere 5 ay kala tüm teşkilatlarında, hatta Genel Merkezi’nde Önder Sav ekseninde ciddi sıkıntılar baş gösterdiği görülüyor. Benzer kırılganlıkların Beykoz’da da yaşanacağı aşikar...  

Ayten Kayalıoğlu’nun Beykoz’u Alaattin Köseler ve Göksu Evleri’nden ibaret görmesinin CHP’ye neler kaybettireceğini bu süreçte çok net bir şekilde görme fırsatımız olacak. Öte yandan, MHP İlçe Başkanı Sadık Ali Uslu’nun “Sosyal Demokratlık CHP’ye bırakılmayacak kadar önemlidir” sözü de aynı süreçte anlamını bulacaktır diye düşünüyorum. Ancak… 2009 yılı bütçe görüşmelerinde MHP’li meclis üyelerinin üslup konusunda oldukça sıkıntılı olduklarını gördüm. Peşinen uyarayım meclis nobranlığı kaldırmaz. Meclis, evladı askere giden fakir ailelere yapılacak para yardımının oylamasında ret oyu verenleri de kaldırmaz. Hele bu ret oyu verenler şehit cenazelerinde en ön safta yer alıp, meydanlarda halkın üzerine yağlı urgan atıyorsa…

Adam başı 3 bin dolar!

Geçmişte yaşadığımız ekonomik krizlerden dolayı hepimiz akademik düzeyde ekonomistler olduk. Bu yüzden çoğunuz bilirsiniz Hedge Fonları’nı. Kabaca, kazancının büyük bir kısmını kullanacak yer bulamayan para babalarından oluşuyor bu fon. Ülkemizdeki para babaları da hükümetin ekonomi politikalarını başarısız göstermek için paralarını yurt dışındaki bu fonlara yatırmışlar. Fon yöneticileri de bu paraların büyük bir kısmını Mortgage Kredileri ve diğer risk oranı yüksek yatırım enstrümanlarında değerlendirmiş. Düşünün; ülkenin sanayicisi, iş adamı milyarlarca dolar nakiti yurt dışında riskli yatırımlar yapan bir fonda değerlendiriyor. Amaç, mevcut hükümetin ekonomik politikalarını gölgelemek.

Sonuç; Hedge Fonları bizim iş adamlarının parasıyla birlikte batıyor. Bizim iş adamları “IMF ile anlaşın, kriz geliyor!” diye çığırtkanlık yaparken, bir taraftan da batan paralarını hükümetten tahsil etmenin hesabını yapıyorlar. Yani bizden! Bu yüzden özel sektör yurt dışı borçlarına devlet garantisi gelsin diye kendilerini yırtıyor. İstedikleri garanti mi? 200 milyar dolarcık. 67 milyona bölünce adam başına bahşişiyle üç bin dolar düşüyor. 67 milyon diyorum zira kanımızı emmek isteyen bu leş yiyiciler zürriyetleriyle beraber en fazla 3 milyondur.

Yazarın Yazıları