Ekrem TUNCER
  • 01/01/1970 Son günceleme: 11/10/2012 00:11
  • 13.093

Kış yarısı gelmiştin yanıma... Etrafım kalabalıktı, sadece yüzündeki izlere bakıp tebessüm edebilmiştim. Nerden bilebilirdim ki hayatımda yüzündekiler gibi izler bırakacağını!

Senle başkalaşıyordum. Belki de kendimi sevmediğim için Seni seviyordum! Diğer taraftan acı veriyordun bana... Belki de sırf bunun için gidişini hızlandırdın. Biliyorduk ikimizde yolun sonunda ayrılık olduğunu!

Kış yarısı gelmiştin, yine öylece gidersin Diye hazırlamıştım kendimi. "Kal" diyemeyeceğimi bile bile soruyordun: "Gidebilir miyim?" diye...
Tarifi zor duygularla bağlanmıştım sana. Dokunamamıştım, kaybedeceğim korkusuyla! Ve Sen gittin ılık bir günün akşamında... Arkanda Sonbaharda Seni arayan, birini bırakarak!
Hani sahilde yürürken, hep bir adım önden giderdin ya... Bugün sahilde birkaç adım önümdekilere; Senmişsin gibi davranmak geldi içimden.
Ocakta son demlediğin çay öylece duruyor. Ona bakıp, bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden. Sensizliğin ızdırabını dindirmek için sığınacak bir tek liman kaldı... O'da Seni yaratan!!!
O'na sığındım, O'ndan bekliyorum...

Not: 'Çelikbilek muradına ermiş!..' Başlıklı yazımdaki bir paragrafı; Paşabahçe'deki yıkılan büfeye ayırmıştım. Maksadım o konuyla ilgili haber yapan gazeteyi eleştirmekti. Büfe sahiplerinin hukuki mücadelerine ve tepkilerine dönük bir eleştirim yoktu. Ama kullandığım bazı ifadeler; başkaca konulardan da mağduriyet yaşamış olan bu aileyi incitmiş. Anlayışlarını bekler, saygılar sunarım.

Yazarın Yazıları