Darbe girişiminin 1. yıl dönümünde, darbeye karşı duran gaziler yaşadıklarını ve düşüncelerini Beykoz’da düzenlenen programda anlattı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen “İçimizdeki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesini Anlatıyorlar” isimli program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
FETÖ mensubu askerlerin 15 Temmuz Gecesi gerçekleştirdiği darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile sokağa dökülen gaziler, o gece yaşadıklarını, hissettiklerini ve duygularını paylaştı.
İçimizdeki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesi’ni Anlatıyor isimli programın moderatörlüğünü oyuncu İsmail Hakkı yaptı.
Programda 15 Temmuz gazileri Rukiye Dağ, Yüksel Akın ve Yasin Çetinkaya yaşadıklarını anlattı.
Beykoz 15 Temmuz Şehitler Meydanı’ndaki programa, İstanbul Milletvekili Hasan Sert, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Hizmetleri Daire Başkanı Rasim Arı, Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Cemil Boz, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve yardımcıları, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar ve ilçe sakinleri katıldı.
- "Namert ellerin size uzanmasına izin vermeyeceğiz"
Darbe girişiminin birinci yılı nedeniyle düzenlenen programda konuşan Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, “Bu bir yıl nasıl geçti bilmiyoruz. Bu bir yıl bizi sürekli düşünmeye sevk etti. Bu millet kendi içinden nasıl insanlar çıkardı ki kendi halkını öldürmeye yeltenecek kadar gaddar olabildiler. Bunu asla hazmedemedik. Düşmanlarla kavga etmeyi, can vermeyi biliriz. Milyonlarca şehit verdik, bu hainleri yaptıkları kadar hiçbiri ağır gelmedi. Bu bizi çok ağır yaraladı. Atlattık, artık biliyoruz ki alıştık. Ne içten ne dıştan gelen hainliklere bu millet yüz vermez. Onların karşısında dimdik ayakta durur. Bizim hamurumuz da inanç var, vatan sevgisi var. Bu millet bugün ayakta kaldı, bundan sonra da ayakta kalacaktır. Bütün ümmetin bu millete ve bu ülkeye farklı bir bakışı vardır. Bu şehitler sadece bizim değil, 1.5 milyar İslam ümmetinin şehididir. Siz bizi duyuyorsunuz ama biz sizi duymuyoruz. Sizler bize emanet bıraktınız. Bizler hiçbir namert elin sizlere uzanmasına izin vermeyeceğiz. Bu bizim yeminimizdir” dedi.
- "Bu milletin ikbaline ve istiklaline kast ettiler"
Türkiye’nin kuruluşunda da, kurtuluşunda da, dirilişinde de ihanetlere sahip olduğunu söyleyen Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, “Kendi milletine ihanet içinde oldular. Türk ordusunun içine sızmış, asker, polis, kaymakam elbisesi giymiş bir sürü hain, bu milletin ikbaline ve istiklaline kast ettiler. Azıcık kafaları çalışsaydı, böyle bir şey olamayacağını bilirlerdi. Bu millet çok darbeler atlattı. Erzurum’da, Çanakkale’de, İzmir’de ne yaptıysak yine aynısını yaptık. Köprüye koştuk, Kısıklı’ya koştuk, havalimanına, Ankara’da Genelkurmay Başkanlığına koştuk. Burada 2002 doğumlu gazim var. Bu millet her zaman atlattığı gibi atlattı. Fakat asla unutmadık, unutmayacağız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Milletvekili Hasan Sert ise geçtiğimiz günlerde Katar’a ziyareti sırasında yaşadığı olayı anlattı.
- "Size bir şey olursa ümmet yere düşer"
Sert, “Geçtiğimiz günlerde Katar’a gitmek nasip oldu. Orada şunu sordular, Türkiye’de doğru gitmeyen ne vardı da bunu yapmaya ihtiyaç duydular diyorlar. Bir de başka bir şey daha söylüyorlar. Bizim anamız, atamız sizsiniz. Size bir şey olursa tüm ümmete bir şey olur, yere düşerler. Onlara bir şey olursa Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün mazlumlar için ayakta durması lazım dediler. Bu sorumluluğu kabul etsek de etmesek de tarih bu sorumluluğu bize vermiştir. Güçlü Türkiye’nin oluşması için her türlü fedakârlığı yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen “İçimizdeki kahramanlar 15 Temmuz gecesini anlatıyor” isimli programın ikinci bölümünde gazilerde düşüncelerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine eşiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin önüne gittiğini belirten Rukiye Dağ, eşi Cuma Dağ’ın da o gece şehit olduğunu belirtti.
Böylesi menfur bir saldırıyı beklemediklerini belirten Dağ, dışarıya çıkmadan önce eşinden izin aldığını ve o sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘sokağa çıkın’ çağrısı sonrası eşinin de kendisiyle birlikte geldiğini söyledi.
- "Bu ülkede darbe yapacak bir ortam yok"
Dağ, şunları söyledi:
“Bu tarihte böyle bir menfur saldırıya beklemiyorduk. Yeni taşınmıştık evimize yeni yerleşiyorduk. Eşim beni arayarak Boğaz Köprüsünün tek taraflı kapatıldığını söyledi. Ben terör ile ilgili bir olay olduğunu zannettim. Ülkemizin aziz ve vatansever insanlarına karşı yapılan bir darbe olduğunu hiç düşünmedik. Başbakanımız konuşma yaptığında olanlara inanamadık. Ülkemizde siyasi kriz yok, ekonomi iyi, bu ülkede darbe yapacak bir ortam yok. Cumhurbaşkanımız sokağa çıkın dedi. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gittik. Orada helikopterlerden açılan ateş sonrası vuruldu. Bende orada eşime veda ederken helallik isteyemedim. Eğer ben o gece şahadet şerbetini içeceğini bilseydim, el ele gider helallik isterdim. Eşimi katlettiler. Külliyenin önünde resmen uçaklar tarafından katledildik."
- "Ankara'da resmen savaşı yaşadık"
"Kıyafetlerimin üzerine eşimin kanları bulaşmıştı ve o elbiseleri henüz yıkamadım. Ankara’da savaşı yaşadık, Meclise yapılan saldırılarda çıkan sesler 7-8 derece deprem gibiydi. Sonunda ülkeyi hainlere vermedik. Biz farklılıkları anlayışla karşılayarak, saygıyla aynı geminin içindeyiz. Bu mozaiği bozmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetine sahip çıkalım. Son olarak 15 Temmuz’u unutmayalım, unutturmayalım. Darbeler artık tarih olsun ve coğrafyamızda huzur sağlansın.”
- "Bu bir tiyatro değil, orada ölümden döndük"
Darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne arkadaşlarıyla birlikte gazi olan Yasin Çetinkaya’da, “Televizyon izlerken gördük ki hepimizin birbirimize destek olma gereğini duyduk. Hainlerin ilk hedefinin Sayın Cumhurbaşkanımızı öldürmek olduğunu anladık. Maltepe ilçe binasına doğru binlerce arkadaşla yürüdük. Çanakkale’yi yaşamamız gerekiyordu. Boğaz köprüsüne doğru yol aldık. Boğaz köprüsüne yaklaşırken yanımızdan yaralı insanlarımız geçiyordu. Köprüye girer girmez hemen orada bir koşuşturma başladı. 15 Temmuz'un birinci senesini doldurmaya çalıştığımız şu günlerde bu olayı hiç unutmayalım. Bu bir tiyatro değil. Biz orada ölümden döndük. Ne yapacağımızı bilemiyorduk."
- "Biz bu ümmetin son kapısıyız"
"Yapacağımız tek şey yaralılarımıza yardım etmekti. Beni en çok etkileyen şey, benim oraya çağırdığım arkadaşlarım bizim için şehit olmuşlardı. O yüzden hiçbir zaman unutmayacağız. Biz bu ümmetin son kapısındayız. Darbeyi gerektirecek hiçbir şey yoktu. Darbe farklı bir şey. O gece aklımızda Çanakkale’deki emir vardı, ölmeye gitmek. Ben onurlu ve gururluyum. Biz 15 Temmuz’u zayiatsız, daha da güçlü bir şekilde hallettik. 15 Temmuz için hepimiz bizim kahramanlarısınız. Allah hepinizden razı olsun” ifadelerini kullandı.
İçimizdeki kahramanlar programının son konuşmacısı Yüksel Akın’da düşüncelerini paylaştı.
- "Bizim hiç kimseye verecek bir karış toprağımız yok"
Akın konuşmasında, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ayaktaki konuşmasını dinledim. Herkesi sokağa davet ediyordu. Hepimiz dışarı çıktık. Tanklar köprüyü tutmuştu köprüye gittik. E 5 te her tarafta kurşunlar tanklar polisler vardı. Tankın üstüne çıktık. Çeşitli şekillerde cebelleştik .Derken ben Karayollarına doğru koşarken beni taradılar. Vuruldum. Oradaki kişiler amcayı hastaneye götürün dediler. Ben ateş açanlara karşı sizin karşınızda eğilmeyeceğim diye bağırdım. Bunlar gerçek asker polis değildi. Şimdi Almanya, Fransa, dış güçler bir taraftan bizimle uğraşıyorlar. Bizim hiç kimseye verecek bir karış toprağımız yok” ifadelerine yer verdi.
Programın son bölümünde konuşmacılara plaket ve çeşitli hediyeler takdim edildi.
Haber Merkezi
