Dursun ile Temel idam edilecekken, önce Dursun'a sormuşlar,
"..son arzun nedir?"
-“Anamı görmek isterim,” demiş. Temel'e de son arzusu sorulunca cevabı:
-"Dursun anasını görmesin" olmuş. Yani, kıskançlığın trajikomik zirve noktası...
*
Yıllarca izlemeye mecbur olduğumuz siyaset, maalesef işte bu kadar çirkef olmuştur.
-
“Asla düşmez” denilen enflasyon %80-90’lardan tek rakamlara düştü.
-
2002’de “..bir $ (dolar) birkaç ay içinde 2 000 TL.yi geçecek” yaygaraları yapıldığı halde, $ 1 650’lerden düşerek, 9 senedir hâlâ 1 550’lerde…
-
İMKB 22 000’lerden yukarı çıkamaz denildiği halde, bugün 60 000’lerde.
-
Ekonomi Profesörü bir Başbakanımız olan T.Çiller tarafından;“Paradan 3 sıfır atarsam, enflasyon kudurur ve her şey berbat olur” denildiği halde, 6 sıfır atıldı, her şey çok-çok daha iyi oldu. Paramız, utanç vesilesi olmaktan da kurtuldu.
-
Dış itibarımız paspas olmuş, yerlerde sürünürken, bugün maşallahımız var. Birçok (50 civarında) ülke vizeleri bile kaldırdı. Yabancı ekonomistler tarafından “Dünya krizini, en az zararla atlatmayı başaran tek ülke” diye, övgü ile söz edilir olduk.
-
Önceleri; C.Başkanı anayasa kitapçığını başbakana attı diye, ortalık toz-duman olup, devalüasyon ve enflasyon % 100 kudururken, bugün en büyük küresel krizde de her ikisi de istikrarını koruyor.
-
Önceleri, kırmızı ışıkta geçen subaya, hattâ adam öldüren subaya bile asla hesap sorulamazken, tüm faili meçhuller (toplam, 4693 faili meçhul) ört bas edilirken, bugün albaylar, orgeneraller, hattâ kuvvet komutanları bile yargıya hesap verebiliyor.
Dün demokrasinin ‘D’si bile uygulanamazken, bugün en azından ‘darbe anayasası’ ele alınarak, Demokrasinin temeli olan sivil anayasa üzerinde ciddi çalışmalar yapılıyor.
-
İşte bunlar gibi yüzlerce artı puanlara rağmen bizim muhalefetimiz, yukarıdaki fıkra gibi trajikomik tavırlar koyarak, gülünç durumlara düşüyor.
Kendi parti programlarında bile var olan ve hararetle vaat edilen 2B ve 1/5000’lik plan uygulamaları, mevcut hükümet tarafından meclisten çıkarıldığı halde, ana muhalefetimiz bu güzel gelişmeleri, malûm AYM’ ye götürerek malum kişilerce iptal ettirdi. Yarım asırdan beri şehirleşmiş bölgelerin tapularının sahiplerine verilmesi maalesef böyle engellendi. Nedeni; yukarıdaki temel fıkrası gibi, “..dursun annesini görmesin!” kadar mantıksız. Belediyelerin, binlerce üniversite talebelerine vermekte olduğu BURS’ların, yine ana muhalefetin girişimiyle AYM’DE iptali de, yine aynı mantısızlık!...
*
Ülkenin birinde çok saygın, âbid, salih, velî ve çok maharetli bir vezir varmış.
Öyle ki; denizin üzerine basa-basa karşı sahile geçermiş. Ülkenin çoğunluğu onu çok severlermiş. Muhalifleri ise halkın ona olan teveccühünü çekemediklerinden, onu sevenlerine şöyle kötülüyorlarmış:
-“Sizin veziriniz niçin denizde yürüyor biliyor musunuz? Çünkü, o çok kabiliyetsiz olduğundan, yüzmeyi bile bilmiyor!...” Mantıksızlığı ve ters bakışı görüyor musunuz?
-
Evet, tenkit etmek isterseniz, kolayca herkese bir kusur atfedersiniz.
Bir kişi; meziyetleri ve başarıları görmek istemiyorsa, ona asla gösteremezsiniz…
*
Evet, daha birkaç ay önce ciddi bir istatistik raporu yayınlanmıştı:
Bu raporda asgari ücretin 10 sene öncesine göre, artı değerde olduğu vurgulanmış.
1999-2002 Arası bir ASGARİ ÜCRET ile alınabilen temel gıda madde değerleri ile 2009 yılı asgari ücreti ile alınan temel gıda maddeleri karşılaştırılmış.
1999-2002 Döneminde 27 Çeşit temel gıdadan, sadece 5’inde artış olurken, 22’sinde ise azalma olmuş, yani o dönemde çok-çok ZARAR edilmiş. Asgari ücretin değeri düşmüş…
· 2002-2009 Yılları arasında ise 23 üründe artış, yani önemli avantajlar sağlanmış, sadece 4 üründe azalma olmuş. Yani, asgari ücret gerçekten değer kazanmış…
Bu 4 üründeki azalmanın sebepleri ise küresel ısınma neticesi arıların kısmen telef olması nedeniyle bal ürününde, diğer tabii afetler, kuraklık vs. nedeniyle de sadece patates-soğan ve beyaz peynirde görülmüştür.
Bu güzel gelişmeler karşısında, ‘acaba muhalefetimiz ne gibi bir tavır koyacak? Belki de bu sefer ya hiç bir ses çıkarmaz veya belki de tebrik eder’ diye düşünmüştük. Heyhât!...
Aşağıda hem o belgeyi, hem de muhalefetin hışımla saldırısını az ediyorum.
Asgari ücretle alınabilen ürün miktarı yıllar itibarıyla şöyle:
. 1999 2002 2009 Artı Fark Eksi Fark.
Ürün (Kg) (Kg) (Kg) Avantaj Zarar
Ekmek 206,5 182,4 269,2 62,7
Makarna 195,1 180,6 287,6 92,5
Bulgur 234,1 182,4 261,5 27,4
Dana eti 22,3 21,4 26,8 kg. 4,5
Sucuk 13,1 11,7 18,8 5,7
Beyaz Peynir 52,0 52,6 44,0 - 8 Kg.
Kaşar Peyniri 24,2 22,5 32,5 8,3
Süt 156,0 143,9 278,8 122,8
Yoğurt 104,8 107,1 177,4 72,6
Yumurta (Adet) 1755,5 1417,3 2277,0 521,5
Tereyağı 18,1 21,2 33,4 15,3
Margarin 73,1 65,8 140,8 67,7
Ayçiçek Yağı 82,6 65,8 123,1 40,5
Zeytinyağı 40,1 30,2 50,7 10,6
Toz Şeker 163,3 115,2 211,8 48,5
Bal 30,3 22,7 26,5 - 6,5 Kg.
Tuz 369,6 400,5 587,6 218
Salça 111,5 79,8 165,1 53,6
Çay 33,0 37,1 47,4 14,4
Elma 250,8 172,2 379,5 129,5
Portakal 305,3 230,3 357,2 51,9
Ispanak 270,1 259,5 387,6 117,5
Domates 270,1 239,3 430,3 160,2
Kuru Fasulye 101,8 81,9 131,1 29,3
Nohut 111,5 107,1 160,7 49,2
Patates 702,2 498,0 557,6 - 144,6
Kuru Soğan 702,2 558,3 459,2 - 243
İşte bu belgeye dayanan muhalefetimiz, televizyonlarda kükrercesine, tüm temel gıdalardanbüyük avantaj sağlayan 23 temel gıdadan hiç söz etmeden, sadece fiyatı artan bal, beyaz peynir ve patates-soğanı sayarak, iktidara veryansın ediyordu…
-
“Bu millet ne yesin? Yandı bu millet, battı bu millet!” Diye bağırıyor ve sefalet edebiyatı yapıyordu!... Yani, yukarıdaki vezir fıkrasını hatırlatıyordu.
Hem güldük, hem üzüldük, hem de böylesine âciz bir muhalefete çok acıdık.
Böyle basit davranmaya devam ederlerse, 60 sene daha muhalefette kalırlar, milleti de kendilerine güldürürler diye üzüldük. Keşke onlar da anlayabilseler de ülkemiz daha hızlı adımlarla ilerleyebilse. Aslında, anlamakla ve görmekle de pek ilgisi yok.
“Muhalefet anlayışımız” maalesef işte böyle yürekler acısıdır!...
NOT: Tüm bu gerçeklere rağmen o zihniyet, yine fıkralardaki gibi yaklaşarak, kim bilir ne yorumlar yazacaklar?