Malum; Mısır ve Suriye'deki olaylar sebebiyle Beykoz Belediyesi gelenekselleşen 'Beykoz Çayır Festivali'nin formatını değiştirerek yapılmasını uygun gördü.
Derneklerin öncesinde karşı çıktığı bu karara sonrasında 'sosyal sorumluluk' gereği sahip çıkmaları sonucu önceki yıllardan farklı olarak festival bir hafta gecikmeli olarak başlamış oldu.
Belediyemizin almış olduğu bu kararı sonuna kadar desteklediğimi öncelikle ifade etmek isterim. Üzüldüğüm; belediye atmış olduğu bu adımın sonunu getirememiş, toplu sünnet venikâh gecesinde Mustafa Ceceli konseriyle bir çuval inciri berbat etmiştir. Bu gece hangi kafanın ürünü olarak orta yere çıkmıştır anlamış değilim. Sivaslılar gecesinde dinlediğimBelediye Başkanımız; Suriye ve Mısır'a gidip oradaki mazlumlarla birlikte diktaya karşı verilen mücadelede ölmenin önemine vurgu yapacak kadar hassas olurken; çayırda milletin kudurana kadar eğlenmesine nasıl zemin hazırlar? Hem de katliamlar artmışken.
Bu festival bizlere gösterdi ki; insanlar ne kültürlerine, ne memleketlerine ne de sosyal sorumluluk programlarına ilgi alaka göstermiyor. Varsa eğlence, para, yemek vs. o zamanteveccüh hat safhada. Bunun da baş sorumlusu siyasilerdir. Vatandaş olarak maalesef buna alıştırıldık.
Çıkaracağımız dersler:
1) Bizim anlı şanlı derneklerimiz, Beykoz'da etki ettikleri nüfusu 'on binler' ile değil 'onlar' ile ifade etmeleri gerektiğini artık anlasınlar. Dernek yöneticileri hiçbir güçlerinin olmadığınınfarkına varsınlar. Beykoz'u ilgilendiren en önemli olaylardan birisi olan 2B konusunda bile yola çıktıklarında yalnız kalmalarını 'iktidar gücüne' dayandırarak kendilerini tatmin edenzevatın artık yüzleşme vaktidir.
2) Siyasi partilerimiz; aday tercihlerinde memleket özelliğini hiç dikkate almadan, insanlarınkişilik özelliklerine, kariyerlerine, beceri ve yeteneklerine baksınlar. Derneklerin yok şu kadar oyumuz var, yok arkamızda bu kadar insan var gibi boş ve mesnetsiz yaklaşımlarına koskocaman bir set çeksinler.
3) Başta başkanımız ve yardımcıları olmak üzere, iktidarın Beykoz erkleri; şunu hafızalarına kazısınlar:
Milletin aslında hiç mi hiç umurunda değilsiniz. Sizin yapacağınız konuşmalara veya programlara bir grup menfaat cenahı ve samimi gönüllüler hariç halktan kesinlikle destek, alaka, ilgi ve merak söz konusu değildir. Vatandaş sandıkta sizi değil Sayın Başbakan'ı tercih etmektedir. Oturduğunuz koltukları muhafaza etme, üstlerinize şirin gözükme mücadelesinden ziyade halkın gönlünü kazanma ve onların başlarının üstünde yer edinme çabasına girmelisiniz. Bireylerin şuurlanması için elinizden ne geliyorsa yapmakla mükellefsiniz. İçi boş, gereksiz ve israf eksenli çalışmalardan ziyade geleceği inşa etmeyi ve özellikle genç kardeşlerimize ümmet ve vatan bilinci aşılamayı dert edinmelisiniz.
