Dr. Mahmut Akyıldız artık Beykoz’da

  • 1
  • 14113
Dr. Mahmut Akyıldız artık Beykoz’da
Dr. Mahmut Akyıldız artık Beykoz’da
Dr. Mahmut Akyıldız artık Beykoz’da
Dr. Mahmut Akyıldız artık Beykoz’da
Dr. Mahmut Akyıldız artık Beykoz’da

Mahmut Akyıldız… O bir doktor! Ancak yalnızca doktor değil, aynı zamanda bir yaşam mühendisi…

Koltuk altı kalp ameliyatını ‘ilk kez’ kullanan ve başarılı bir şekilde uygulayan bir doktor…

Türkiye’de bunu yapabilen birkaç doktordan birisi… Dünyada henüz literatüre girmemiş uygulamanın, yine uluslar arası bilim insanları tarafından kaleme alınmasında onun da cümleleri olacak… Doktor Mahmut Akyıldız artık yaşadığı yerde, Beykoz’da çalışıyor.

Medistate Hastanesi’nde ‘iki ameliyat’ arası yakaladığımız doktorumuza Dost Beykoz olarak ziyarette bulunduk…

Hocam, öncelikle Beykoz’a hoş geldiniz. Artık eviniz gibi işyeriniz de Beykoz’da… Neler hissediyorsunuz?

“Aslen Rizeliyim. Ama İstanbul’da Beykoz nüfusuna kayıtlıyız. Uzun yıllardır Beykoz’da oturuyoruz. Şu anda bildiğiniz gibi evimde Riva’da… Hastane olarak ta tabii ki bu bir tesadüf değil, kendi tercihimdir. Birçok tercihin arasından yapılmış bir seçimdir. Gerek yazlık gerekse kışlık evimin yakın olması diğer yandan Beykozlu olmanın getirdiği şartlar nedeniyle çevrem burada geniş. Kendi tanıdıklarım eşim dostum ve kendi insanlarımıza hizmet edecek olmak aldığım karar üzerinde belirleyici bir rol almıştır. Beykoz, İstanbul’un en güzel ilçesi… Boğazın incisi.”

Seminerlerinizde ‘sağlıklı yaşam’ vurgunuz var ancak diğer doktorlar gibi ‘lafta’ kalmıyor. Şahsen de bu konuda ‘örnek olacak’ kadar güzel bir hayat yaşıyorsunuz. Doktor Akyıldız’ın günlük yaşamı nasıldır?

“Ben Karadenizli olmam ve köyden gelmemiz nedeniyle doğayı ve hayvanları seviyorum. Hal böyle olunca o içimde yaşadığım özlem istek bir şekilde böyle bir ortam oluşturmanızı sağlıyor.  Günlük yaşamın stresini bir şekilde üstünüzde atmak istiyorsunuz. Doğal beslenmenin de önemi oldukça yüksek. Düşüncelerime uygun denizin doğanın kesiştiği bir yer olarak ta burayı tercih etmem çok da tesadüf değil.

Doğal beslenme ve sağlıklı beslenme konusuyla uğraşmaya başladıktan sonra bunun önemini erken yaşlarda başlaması gerektiğini öğrendim. Belki bizim için değil ama burada çocuklarım için çok titiz davranıyorum. Özellikle küçük yaşlardan beri sağlıklı beslenmenin önemini kavrayınca onlar için bu ortamı hazırlamak. Üretmiş olduğumuz ürünleri veya toprakta yetişen ürünler açısından bakıldığı zaman ailesel olarak sağlıklı beslenmemiz tamamen bir sağlık meselesidir. Bilmenin yanında tabii ki imkân dâhilinde olacak şeyler. Ama imkânınız varsa bu bilinçte olan insanların bunu yapması gerektiğini düşünüyorum. Teknolojinin ürünlerini sağlımızı ciddi şekilde bozduğunu tahribatını artık biliyoruz. Katkı maddeleri kalp hastalıklarının ve şeker hastalıklarının artması ölümlerin sık görülmesi kanser hastalıklarının artması bunlar tamamen tesadüf değil. Bunları gördükçe bilinçlendikçe tabii yapmamız gereken şeyler noktasında kendim için olmasa bile çocuklarım için daha aktif davranmaya başladım.”

Yalnızca ülkede değil, dünya çapında da bilinen bir doktorsunuz. Bu kadar ‘tanınır’ olmak zor mudur? Mesleki başarınızın sırrı nedir?

“Açık cerrahi bir beceri ve yetenek bir meselesidir. Okulda bunun eğitimi verilir. Aynı havayı aynı çalışmayı aynı ortamı herkes elde eder belki ama içlerinden 3-4 tanesi farklı olur. Tabii ki cerrahi alanı da maharet ve yetenek gerektiren bir alandır. Önce çalışmak sevmek ve sonra da yetenekli olmak gerekiyor. İşini ne kadar çok seversen ne kadar çok zaman ayırırsan o derece başarılı olursun. Ben cerrahi bölümünü isteyerek seçtim ve severek yapıyorum. Doğru zamanda doğru yerlerde olmakta önemlidir.”

Bu alanda başarı kazanmış, emek vermiş çok arkadaşımız var. Kolektif bilinç ne kadar iyi olursa insanlar çoluğumuz çocuğumuz o kadar mutlu oluruz. Çok uzakta ki bir insanın bilinç enerjisi düşün olması negatif olması evrene kötü enerji vermesi bizi de toplumsal olarak etkiliyor.

İnsan yaptığı işi sevdikçe sürekli olarak kendisini geliştirmesi gerekiyor. Biz tabii insan sağlığıyla uğraşıyoruz. Yaptığımız iş hata kabul etmiyor. Bunun yanında sürekli kendinizi yenilemeniz gerekiyor. Hal böyle olunca kendim ve ailem için düşündüğüm şeyleri de meslek hayatımda insanlık içinde yeni atılımlara ve girişimlere atılarak bunları insanlarla paylaşmak bizim mesleğimizin icabı olduğunu düşünüyorum. Yapmamızda gerekiyor çünkü neticede, bunu yapanlara gökten ayet inmedi. Uğraşarak çalışarak zaman harcayarak bir şeyler elde ettiler. İnsanoğlu inandıktan sonra yapamayacağı hiçbir şey olmadığı düşünüyorum. Ben doğayı, kendisini ve insanları seven bir insanım. Elimden gelenin yapabileceğim şeyin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bilimsel alanda insanlığa nasıl daha fazla yardımcı olabiliriz diye düşünerek daha faydalı çalışmalar yapmaya devam ediyoruz.”

Yeni mezun olan öğrenciler hakkında düşünceleriniz nelerdir? Sizce yeterince ‘uzman’ yetiştirebiliyor muyuz?

“Türkiye’de çok fazla bölüm açıldı. Bizim meslekte kalite çok önemlidir. Bir unvan bir kalite alıyorsunuz ve insanlar en değerli varlıklarını canlarını Allah’tan sonra size emanet ediyorlar. Bu kadar kutsal bir mesleği yapan insanın çok özel ve iyi yetişmiş olması gerektiğini düşünüyorum.

Anadoluda bir bakıyorsunuz, çadırlarda Tıp Fakülteleri kurulmuş, hocası vesairesi yok! Beş yıl sonra al bir diploma, çık dışarıya… Bu insanların başarı yakalaması çok zor... Bu açıdan baktığımız zaman üzülüyorum. Belki onların da bir kabahati yok ama sistem bu mesleği bu konuma getirmemeliydi. Bizler ‘köklü’ üniversitelerde yetiştik. Hocasıyla, lobaratuvarlarıyla, kadrosuyla, bilinciyle, puanıyla çok iyiydi. Şimdi baktığın zaman, senin yarı puanınla özel üniversitelere giriyorlar. Çok fazla doktora ihtiyacımız var ancak nitelik bu meslekte çok önemli…”

Bu konuda önerileriniz nelerdir? Neyi yanlış yapıyoruz ülke olarak?

“Bu konuda ki önerim; iyi eğitim verecek, altyapısı olan üniversitelerin artmasıdır. Elbette her dal, her meslek önemli ancak ‘tıp’ ve ‘insan sağlığı’ diğerlerine kıyasla daha da önemli. Hangi meslekte olursanız olun mutlaka bir gün işiniz ‘doktora’düşecektir çünkü…

Şimdi, eskiden doktorlar bulunduğu köyün ilçenin en saygın insanıyken, neden şimdi öyle değil? Bence bu şekilde devam etmeliydi. O zamanlar tabi ki, yetişme şartları daha iyiydi. Ama bakıyorsunuz şimdi, ‘sayıyı arttıracağız, kişi başına düşen doktor sayısını arttıracağız’ diye imkânı olmayan bir sürü yerlerde fakülteler açılıyor! Ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Açılsın elbette ama bu birden bire olacak bir şey değil. Bu ancak temelde altyapıyla olacak bir iş.

Gidip bir inşaatın kapısına bilmem ne üniversitesi, tıp fakültesi yazmakla olmaz. Bu bir süreçtir. Bir gelişim sürecidir. Bilimsel altyapı gerekir, elemanı gerekir, hocası gerekir; zaman ister, mekân ister, emek ister. Bir doktor karşına geldiğinde ‘nerden geldin hangi üniversiteden geldin?’ diye soramayacaksın ki... Bu nedenle ben şu anda yapılan çalışmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu sefer kurunun yanında yaş da yanıyor.

Ben 15 yıldır özel sektörde çalışıyorum. Devletin bu alanda kendi içinde elemanları vardır. Kendi devlet hastanelerinde profesörleri mutlaka vardır ama biz özel sektörde bizim bu tür alışverişlerimiz kendi özel sektör bünyesinde olur.

Neticede yapılan bir sürü güzel işler vardır. Bir sürü hastaneler açıldı, imkânlar sunuldu. Eskiden insanlar sigorta ve devlet hastanesi kuyruklarında bekliyorlardı. Gördüğüm kadarıyla o devir de bitti. Günümüzde teknolojinin sonuna kadar kullanıldığı bir sürü hastaneler yapıldı. Bu açıdan vatandaşın gözünden bakarsanız çok güzel şeyler yapıldı. Ama ben her zaman şunu söylüyorum: Nitelik çok önemlidir! Yani söylemek istediğim; bir şeyin sayısını arttırırken, onun kalitesini bozmamak gerekir. Neticede belki nitelik konusunda biraz zaman ister bu tür şeyler ama sayı olarak vatandaşa hizmet konusunda özellikle sağlık politikalarında karamsar da değilim.”

Doktor Mahmut Akyıldız’ı tanıyoruz ancak Dost Beykoz okurları arasında tanımayanlar için de birkaç söz etmenizi istiyoruz. Kendinizden bahseder misiniz?

“1964 yılında Rize’nin Çataldere Köyü’nde doğdum. İlkokulu kendi köyümde bitirdim. Ortaokulu yatılı okudum; devlet parasız yatılı okulu sınavlarına girdim ve Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdim. Daha sonra İstanbul Tıp Fakültesi’ne girdim. Mecburi hizmetimi Çankırı Kurşunlu’da yaptım. Askerlik görevimi Tuzla Piyade Okulu’nda tamamladıktan sonra 1990 yılında Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahi Bölümü’nde asistan olarak göreve başladım. Aynı hastanede beş yıl asistan, üç yıl baş asistan olarak çalıştıktan sonra ekip olarak özel sektöre çıktık. Yaklaşık olarak 15 yıldır özel sektörde çalışıyorum. Şu anda da son görev yerim olarak Kavacık Medistate Hastanesi’ne geldim. Bundan sonra burada güzel işler yapacağıma inanıyorum. Her zaman her şeyin en iyisini yapmaya inandım. Enerjiyi de kendimde buldum. Bundan sonra da böyle olacağını düşünüyorum. Bu bölgede insanlarımıza hizmet verecek olmaktan da mutluyum.”

Bizler ülke olarak sağlık konusunda duyarsızız: dişimiz ağrımadan dişçiye, çok önemli bir ağrımız olmadan da doktora gitmeyiz. Düzenli olarak doktor kontrolü yaptırmak önemli midir? Neler söylersiniz bu konuda?

“Bizim burada zafiyetimiz gerçeklerle yüzleşmeyi sevmiyoruz. Kaderci bir anlayışımız var. Oysaki ani ölümler hiçbir zaman kader değildir. Son derece üst teknolojiler kullanılıyor. Artık bütün hastalıklar için bile ‘anne rahminde’ teşhis edilip tedavi uygulanabiliyor. Gencecik insanların orda burda düşerek ölmesi falan bence ihmalkârlık oluyor. Bu konuda biraz daha bilinçli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir sürü imkân varken neticede arabanı beş bin kilometrede bir bakım yaptırmazsan, huzursuz olmaz mısın? Bedenini de ruhunun arabası gibi düşün! Burada yağını, suyunu, tuzunu beslenmesine; her şeyine bakmak zorundasın. Çünkü insanın ruhu yaşlanmıyor. 7’sinde neyse 70’inde de odur.

Neticede bünye gelişebilir. Ruh olarak genişleyebilirsin. Daha dolu, daha bilgili yaşayabilirsin. Ama bedenin eskiyor. Yani ruhsal olarak genişleme yaşarken, bedenin eskiyor. Demek ki, bedenimize iyi bakmalıyız. Yani onun da kontrollerini bakımlarını düzenli olarak yaptırmalıyız. Hatta doktor olmasa bile kendimizin doktoru olmalıyız. Özellikle sağlıklı beslenme konusunda bugün her türlü bilgi elimizin altında ulaşabiliyoruz. Kendimizin doktoru olmalı, 40 yaşından sonra baylar 50 yaşından sonra da bayanların belirli aralarda check-up yaptırmaları gerekiyor.”

Üzerinde çalıştığınız bilimsel konular nelerdir? Hangi konularda araştırma yapıyor ve daha iyisini yapabilmek adına çalışıyorsunuz?

“Son iki yıldır çalışan kalpte ‘by pass’ ve ‘koltuk altından kalp kapak ameliyatları’üzerinde çalışıyorum. Bunlar dünyada da yeni gelişmelerdir. Koltuk altından 6 santimetrelik bir yerden; hiç kas kesmeden, kemik kesmeden, kapakları değiştiriyoruz. Bu da hastalar açısından ciddi bir konfor sağlıyor. Son bilimsel anlamda yoğunlaştığım konu bu. Diğer yandan da kalbi durdurmadan yani kalbi akciğer makinasına bağlamadan kalp çalışırken damarları değiştiriyorum. Netice de teknolojik gelişmelere bağlı olarak biz de becerilerimizi geliştirmeye çalışıyoruz.”

Hocam, sizi takip etmek isteyenler olabilecektir. Beykoz’da olsanız da internette ya da ekranlarda, radyolarda size ulaşılabilir mi?

“Uzun zamandır Çay TV ekranlarında bilgilendirme yapıyorum. Her hafta Perşembe günü saat 15.30 ila 17.00 arasında beni izleyebilirler. Öte yandan da bir internet adresim var: Buradan hem çalışmalarım hem de sağlık konusunda yararlanabilirler. Adresim www.mahmutakyildiz.com. Tabi Dost Beykoz’da da yazılarımız var. O ailenin uzun yıllardır bir parçasıyız.”

Son olarak: Doktor Mahmut Akyıldız, tüm yaptıklarını arşivliyor mu? Gelecekte yani bundan 50 yıl, 100 yıl sonra da size ve çalışma notlarınıza ulaşılabilecek mi?

“Şu anda çok yoğun çalışıyorum fakat gelecekte bir kitap yazmayı planlıyorum. Notlar falan da biriktiriyorum. Ama şu anda aktif olarak çalıştığım için çok fazla bir zamanım olmuyor.”

Hocam, bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Dost Beykoz olarak çalışmalarınızın takipçisi olacağız ve bilimde verdiğiniz katkıyı da okurlarımıza sıcağı sıcağına ulaştırmaya çalışacağız. Tekrar ‘Hoşgeldiniz’ aramıza demek istiyoruz…

“Ben de çok teşekkür ederim. Beykoz’da olmak çok güzel bir duygu... Burada yaşamanın yanı sıra burada çalışıyor olmak da ayrı bir keyif.” 

DOST BEYKOZ / ÖZEL SÖYLEŞİ

Ünlü doktora 3,5 yıl hapis cezası
Önceki Ünlü doktora 3,5 yıl hapis cezası
Kırmızı Beykoz
Sonraki Kırmızı Beykoz
Yorumlar (1 Yorum)

dursun (7 yıl önce)

sayin Dr. Mamut bey ben kalp kapak ve damar tikaniklig var sizden bilgi almak istiyorum

Yorum Yaz