Öylesine söylenmiş bir söz değildi Mehmet Akif’in ki...
“Allah, bir daha bu millete istiklal marşı yazdırmasın” sözüyle satırların yükünü anlatıyordu.
Yeni bir marş yazmadık ve yazmayacağız belki ama tarih sayfalarında şerefle yâd edileceğiz. Masum Anadolu’nun garip Türkiye’sine olan borcumuzu ödedik, 15 Temmuz gecesi mahsuplaştık vebalimizle.
Darbe devam ediyor dostlar;
Bu defa siyasi değil, sosyal darbeyi test ediyorlar.
Bekledikleri alkışı alamadıkları için ‘tiyatro’ yakıştırmasından vazgeçtiler ama yeni yüzlerle yine yeni bir ‘oyun’ hazırlığındalar.
Provalara başladılar bile...
15 Temmuz gecesi tankın önüne atılan çarşaflı ablayı değil, ambulansa asker taşıyan sakallı abiyi “askerin kellesini kesen” ‘IŞİD’ci yakıştırmasıyla servis ettiler. Yenikapıda okunan Kur’an’dan, ölümü hatırlatan sala’dan rahatsız oldular.
15 Temmuz gecesi tüm kimliklerini bir kenara bırakıp sadece ‘Vatan’ ve ‘Millet’ davası için yanımızda duranları da, karşımızda duranları da not aldık! Kimse cemaatlere dil uzatıp, FETÖ’nün istediği gibi yeni bir algı ‘darbe’sinin alevlenmesine bilerek ya da bilmeyerek destek olmasın. Yeri de gelmişken hatırlatalım; ‘Fetö’ bir cemaat değil, terör örgütüdür!
Ülkesinin bütünlüğüne, devletin malına ve seçilmiş idarecisine isyan eden sadece ve sadece Fitnecidir. Milletin parasıyla alınmış tankı ve uçağı gasp edip yine milletin malını yağmalayan da hain!
Perde Kalktı!
Başka bir deyişle; şapka düştü, kel göründü.
Öyle kimse bugünden sonra ‘Türkiye en değerli müttefikimiz’ naraları atmasın. Bakın Avrupa’ya; bir ‘duruş’ sergilemek için bile darbenin nasıl şekilleneceğini beklediler. Demokrasinin kalbi meclis bombalanmış, hükümete, hükümet temsilcilerinin canına kast edilmiş, yüzlerce ‘şehit’ verilmiş ‘tık’ yok! La siz değil miydiniz Paris saldırısı sonrası tüm dünya liderlerini kış günü yürüyüşte toplayan? Hazır mevsim de yaz, samimiyetsiz de olsa toplanıp gelseydiniz ya?
Hele ABD? Mısır’da seçilmiş hükümetinin yanında yer alanlara ‘idam’ önerisi yapıp, Türkiye’de seçilmiş hükümete darbe yapanlara ‘idam’a ‘Sakın ha’ diyor!
Amerika’nın tüm derdi öyle ya da böyle bu topraklara ‘Barış’ getirmek. Afganistan ve Irak’a getirdiği gibi... Barış getirmek için bulunduğu tüm topraklara ‘kan’ yağıyor nedense... ABD kahramanlığı seviyor, sahte kahramanlığı! Çizgi filmlerdeki kahramanlar bile hep Amerikalı. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostu Batman ve Süperman gibi... Onların kahramanları kurgu, bizimki gerçek. Hiçbirinin kendi tarihlerinde Seyit Onbaşı, Hasan Tahsin gibi gerçek kahramanlar yoktur!
Bizim ‘biz’ den başka dostumuz yok bunu kabul edin!
‘Biz’im içimizde de ‘biz’ gibi gözüken ‘biz’den olmayanlar hayli fazla ama kısa sürede hepsi def olup gidecek.
Biraz ağır olacak ama kimse ne üzerine alınsın, ne de farklı yorumlasın;
15 Temmuz gecesi çekilen görüntüleri tekrar tekrar izleyin. Tankın önüne atılan, kurşunlara yürüyen bildiğin ‘halk’tı. Tankların ezdiği de Range Rover’lar değil, bildiğin Tofaşlardı. Gezi olaylarında TOMA’ların önünde kahramanlık yapan yüksek sosyetenin, Yenikapı’da Hulusi Akar ile tokalaşan Cübbeli Ahmet’in fotoğrafı üzerinden siyaset yapmaya hakkı yok. Laiklik ve Cemaatler üzerinden sosyal darbe yapmaya kimse yeltenmesin! Ehl-i sünnet yaşayan, Milletin bütünlüğü ve menfaatleri için dua edenlerle hoplaya zıplaya beddua edenleri birbirine karıştırmayın.
Kendini gereksiz ve ‘hadsiz’ce naza çekip sonradan Yenikapı’ya gelmeye karar veren siyasileri ayrıca not ettik ama hükümetin karşısında olmasına rağmen Yenikapı’da ‘Millet’in yanında olan tüm yurttaşlarla Dünya’ya ‘sağlam’ bir duruş sergiledik.
Bu ‘Millet’, söz konusu ‘vatan’ olduğunda her şeyini bir kenara bırakıp ‘birlik’ olabileceğini tüm dünyaya kanıtlamıştır.
Millet’in birlik ve dirliğine kast etmeyen Alevisi, Sunnisi, Ülkücüsü, Ulusalcısı, İsmailağası, Menzili ve laikleriyle bu memleket hepimizin.
