Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 30/07/2019 19:38
  • 12.554

Ülke olarak beklenmedik bir anda yaşadığımız korkunç olayla sarsıldık. Aslında sarsılışımızın arkasında, bundan birkaç ay önce, Şemdinli olayıyla startı verilen sürecin hızlı bir şekilde yol alma gayretleri yatıyor. Maalesef, ülke istikrara göz kırptığı zamanlarda yaşanan bu tarz olaylar iç dinamiklerimiz üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor.

Yaşanan olayı tasvip etmek kesinlikle mümkün değildir… Fakat olay sonrası, olayın ele alınış biçimi neyin elde edilmek istendiğine yönelik ip uçları vermiştir… 28 Şubat sürecinin medya içindeki taraftarının konuyu ele alış biçimiyle, Türk siyaseti üzerinde oynanan oyunları bilimsel yönden inceleyenlere bakıldığında ortaya iki farklı durum çıkıyor…

Bir taraf olayı siyaseti kesintiye uğratmak, demokrasi üzerinde tahribat yaratmak için kullanırken, bilimsel tarafsa, olayın tamamen istikrara yönelik olduğunu vurguluyor. Bazı siyasi parti liderlerinin olay sonrası yaptığı açıklamalar, toplumu sağduyuya davet etmesi gerektiği yerde tam aksi tahrik etmeye yönelik olması siyasi rant ihtimaline belge niteliği taşıyor.

3 Kasım 2002 Seçimleri’nden bu güne yaşananlara tekrar baktığımızda, Danıştay’a sıkılan kurşunların istikrarla beraber, iktidara sıkıldığı da görülüyor. Olay sonrası, gerek Silahlı Kuvvetlerimiz gerekse YÖK üyelerinin açıklamalarını bu ülkenin kaderi olarak görmeye çalışmak ise demokraside kat ettiğimiz yolun kilometresini gösteriyor. Bir arpa boyu değil !..

Sivil siyasete müdahaleleri yavaş yavaş tarihe gömmeye başladığımız şu günlerde, Türkiye gerçekten bir değişim yaşıyor. Tabii değişimler kolay olmuyor. Bir evreden diğer bir evreye geçiş her yerde olduğu gibi bizde de tozlu dumanlı oluyor.  Geçişin kırılma noktasında ortaya çıkan ve sosyalist olduğunu iddia edenler yok mu ?.. Bu ülke onların elinden çok çekiyor. İşte şimdilerde sessiz olmakla suçlanan milletimiz onlar için yetkilerini sonuna kadar kullanıyor ve onlara iktidar yüzü göstermiyor.  

Danıştay’a yapılan saldırıyla elbetteki hedeflenen ülkeyi karıştırmaktı. Danıştay güvenliğini sağlayan polisin saldırganı yakalaması, olayla oluşturulmak istenen mahfuz talihimizi ters yüz etti. Ülkenin geleceğini hiçe sayarak olaydan siyasi rant elde etmek isteyenlerde dut yemiş bülbüle döndü.

Saldırının hemen ardından basının bir bölümüyle birlikte harekete geçenlerin menfur olayı iktidar partisine mal etmeye çalışması başka bir gelişmeyi de beraberinde getirdi.

AK Parti iktidarının seçmen tarafından masaya yatırıldığı şu günlerde Recep Tayyip Erdoğan, tıpkı yasaklı dönemlerinde olduğu gibi bir mağduriyete düşülmek istendi.

Bunu fark eden ve iktidar sürecini zaten esaret altında geçiren AK Parti’de darılan, küsen, giden, herkes birbiriyle kenetlendi. Yani bu olayın iktidara mal edilmeye çalışılması kısmi olarak kaybolan AK Parti seçmenini geri getirdi.

Katili yakalayan o kahraman polisimiz olmasaydı kim bilir siyasetin başına neler gelecekti. Danıştay binasının güvenlik sisteminden sorumlu olan Oyak’ın kameraların niye çalışmadığına ilişkin hâlâ bir açıklama yapmaması da ayrıca bir başka açıdan yeterli.

 

Selam ve sevgiyle...

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz