Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 28/07/2008 00:11
  • 26.635

9 Eylül 1923’de kurulmuş CHP.

Dile kolay tam 85 yıl.

10 Kasım 1938’de Gazi Mustafa Kemal’in vefatıyla siyasi ömrünü tamamlayan CHP, eşyanın tabiatına aykırı olarak 70 yıldır Ata’nın mirasını tüketmeye devam ediyor.

Bu tükenişin önüne geçmenin tek formülünün Ata’yı istismar etmek olduğunu bilerek.

Ata’yı adeta bir din düşmanıymış gibi empoze ederek ve birçok kesimde bu duyguları pompalayarak Ata’ya karşı nefret uyandırarak varlığını sürdürmeye çalışıyor CHP.

Laiklikten başka muhalefet edebileceği hiçbir argümanı kalmayan CHP’nin ideolojik olarak tükenişinin belgesidir son yaşananlar.

CHP’nin köklerine nüfuz etmiş olan halkı  küçümseme, tepeden bakma, gerici ve kimliksiz olarak algılama huyu hem kendisinin hem de ülkenin önündeki en büyük engel.

Ve biz, toplumsal siyaset üretme ve avama yayma melekeleri 85 yıldır gelişmemiş, ülkeyi yönetebilecek yetenek, tecrübe ve donanıma sahip olmayan bir partinin iktidar olmasınıbekliyoruz.

CHP'de bunun farkında ve bu yüzden yakın tarihimizdeki bir çok darbe ve muhtırayı tetikleyen eylemin müsebbibi olarak baş köşede duruyorlar.

İktidara ulaşmanın yolunun halkı kucaklamak, proje üretmek ve insanına saygı göstermek olduğunu 85 yılda çözemeyenlerin darbeleri meşru görmek, parti kapattırmak, terör örgütlerinin avukatlığına soyunmak gibi derin yapılanmaların içinde olması beni hiç şaşırtmadı.

Bölerek, parçalayarak, kutuplara ayırarak.

Ergenekon Terör Örgütü’nün avukatlığına soyunarak.

Anayasa Mahkemesi’ni “Ağlama Duvarı” yaparak.

İşine geldiği zaman yargıyı tehdit ederek, baskı altına alarak.

Kendi meşrebine göre yorumladığı laiklik ipine sımsıkı sarılarak ve rejimin tehdit altında olduğu safsatasını sürekli besleyerek.

Yani, özünde içe ve değişime kapalı, statik, eleştirel ve analitik düşünme metotlarına uzak dogmatik bir küçük burjuva partisi var karşımızda. Ve bu parti tam da bu genetik kodlarından ötürü, statükoyu yani kendisinin verili olarak kabul ettiği, sorgulamadığı, hikmeti kendinden menkul değerleri ve fikirler manzumesini korumak gibi bir içgüdüye sahip.

Halbuki Genel Sekreter Önder Sav, halkla kucaklaşması için tarihi bir fırsat sunmuştu CHP'ye.Halkından özür dilemesini bile beceremeyen CHP, 70 milyonun en hassas olduğu konuda yine küçümseme ve önemsizleştirme yolunu seçerek dibe vurdu. Yerelde de değişen olmadı ne yazıkki. İlçe Başkanı Kayalıoğlu başörtüsünü “bez parçasına” indirgerken, bir partili de çıkıp ne Önder Sav ne de İlçe Başkanı'nın bu saygısız çıkışlarından dolayı hicap duyduğunu ifade edemedi, halktan özür dileyemedi.

Kuruluşundan gelen  ve bir etiket olmaktan öteye gidemeyen “Cumhuriyet” ve “Halk”kavramlarının CHP’ye ne kadar yabancı olduğunu görmeyen ide-fiks, bağnaz ve takım tutar gibi parti tutanlara bu yazımı dikkatle okumalarını tavsiye ederim. Özellikle bu kişiler bu parti üzerinden ülkeye faydalı olmaya çalışıyorlarsa…

Evet, CHP nasıl kurtulur?

Sizce?

Yazarın Yazıları