Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 15/02/2009 23:11
  • 14.924

Belki, Filistin’de İsrail’in yaptığı katliam, Binnaz Toprak ve arkadaşlarının "Türkiye'de Farklı Olmak: Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler" adlı sözde araştırmanın sonucunda yaşanan tartışmalar...

Ermeniler’den özür dileme kampanyası, asrın davası ETÖ duruşması ve soruşturması sonucunda eskiden telefonla bile hal hatır sormaktan korkulan kişilerin dalga dalga tutuklanması, son olarak da Davos zirvesinde Başbakan'ın İsrail cumhurbaşkanına Gazze olayları nedeniyle getirdiği sert eleştiriler gibi önemli gündemlerin gölgesi altında kaldı ama, bence, CHP’nin önce çarşaf sonra da Kur’an Kursu açılımı gerçekten çok önemli...

Siyasî partilerin hedefleri, toplumun tüm katmanlarıdır. Bu konuda ayrım yapma lüksleri yoktur. İnanan, inanmayan, sağcı, solcu, dindar vs. Çünkü siyasî partiler, ayrım yapmaksızın herkesin oyuna muhtaçtırlar!..
 
Türkiye’de, özellikle de son yıllarda, bir avuç mutlu azınlığın (Ergenekon’un), sunî olarak yarattığı derin şeriat korkusu derin din düşmanlığını hortlattı ve bu korku siyasî olarak CHP’nin üzerinden topluma yansıtıldı, sonuçta da CHP –belki dost bildiklerinin bu hataları nedeniyle- uzun süre iktidardan uzak kaldı. Görünen o ki, dünya durdukça da kalmaya devam edecek. Çünkü dindar vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun kafasında şu düşünce hakim: “CHP eşittir dinsizlik!..” Yani CHP, şeriat korkusuyla dinden ve dindarlardan uzaklaşırken, maksadının tam aksiyle, tarafından geleceğine inanılan derin dinsizlik korkusu yaşayan halk tarafından tokatlanıyor, iktidarı kendi diliyle “Dindar” dediği insanlara teslim ediyordu…
 
Geç de olsa durumu fark eden CHP, zorunlu olarak dinî açılımlara yöneldi… Her ne kadar, CHP’yi geçmişte yaptıklarıyla yargılayan dindar seçmen, olaya kuşku ile baksa da CHP doğrusunu yapıyor…
 
Zaman gazetesi yazarlarından Mustafa Ünal, 06 Şubat 2009’daki “Aman savcı duymasın...” adlı yazısında konuyu şöyle değerlendiriyordu: “CHP Kocaeli adayı Sefa Sirmen'in projesi doğru, Baykal'ın desteği yerinde. CHP'nin en büyük sıkıntısı, toplumun kutsallarıyla barışık görüntü sergileyememesiydi. Bunun bedelini ağır ödedi. Kim ne derse desin yıllar yılı iktidardan uzak düşmesinin ana nedenlerinden biri bu. Çarşaf ve her mahalleye Kur'an kursu açılımı CHP'ye dönük olumsuz havanın kırılması açısından oldukça önemli.”
 
Yalnız siyasette, fiil ile fikir birliği çok önemlidir. Bu iki unsur arasındaki uyuşmazlık, siyasîlerin çöküşünü getirir. Şimdi dinî açılımlarıyla takdirlerimizi toplayan CHP, kazansın veya kaybetsin seçimlerden sonra tersi uygulamalara girerse, tam bir bitişinin resmini çizmiş olacaktır. Çünkü halk, -kim ne şekilde eleştiri yöneltirse yöneltsin- CHP’nin, uzun zaman sürecinde bu konudaki samimiyetini, sabrını, kararlılığını ve devamlılığını nazar-ı dikkate alacaktır. Yani CHP, halkın uzun zaman diliminde gerçekleşecek imtihanına tabi tutulacaktır. Bu imtihandan başarıyla çıkan CHP, halen AK Parti’nin tek alternatifi olarak, hiç kuşkusuz her zaman iktidara en yakın adaylardan biri olacaktır!.. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu da, CHP'nin Kur'an kursu açılımını överek bizimle aynı görüşü paylaştı. Yazıcıoğlu, "Hararetle destekliyorum. Mevsimlik bir açılım değilse çok faydalı." dedi.
 
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ise yaptığı yazılı açıklamada, CHP'nin açılımına temkinli bakışla, bu konudaki halkımızın en büyük isteğini dile getirerek, "Olumlu bir gelişme. Ancak biz söyleme değil eyleme bakarız." ifadesini kullandı. 1999 yılında çıkarılan ve 15 yaşından küçüklerin Kur'an kursuna gitmesini yasaklayan düzenlemeye dikkat çeken Kurtulmuş, "Bu düzenleme sebebiyle bin 452 kurs kapalı. Eğer samimi iseniz gelin din ve vicdan hürriyetinin önündeki engelleri kaldırın." dedi.
 
Numan Kurtulmuş’un dikkat çektiği bu düzenleme gerçekleşirse, Sefa Sirmen’in projesi, sadece Kocaeli’de değil tüm Türkiye’de gerçekleşecek CHP’nin samimiyetinin de daha işin başında en büyük göstergesi olacaktır.
 
Şu anki ülke şartlarında, söz konusu düzenleme, en kolay ve yumuşak şekilde, CHP önderliğinde gerçekleşebilir. Çünkü CHP; cumhuriyet, demokrasi ve en önemlisi de laiklik sınavlarını, kırık notu olması gerekse de her nasılsa yüz üzerinden yüzle geçmiştir!.. Bu konuda başı ağrımaz!.. Ama aynı düzenlemeyi bir başka parti gündeme getirse başına gelmedik kalmaz!.. Bu düzenleme, derhal CHP önderliğinde yapılırsa, belki önümüzdeki yerel seçimlerde değil ama genel seçimlerde kendisine büyük başarı sağlar. Çünkü 15 yaşına gelen çocuk dinin emirleriyle mükelleftir, o yaşa kadar dinini öğrenmesi gerekir.
 
Zaman gazetesinden Ali Bulaç, 11 Şubat 2009 tarihli yazısında şöyle diyor: “Ezici çoğunluğuyla dindar seçmen, sol ve CHP'yi dine karşı biliyor ve temel sorunlarını çözemedikleri halde sırf dinine zarar gelmesin diye, sağcı-milliyetçi-muhafazakâr partilere oy veriyor. Bu partiler de haksız olarak iktidar oluyorlar, her defasında seçmenin sorunlarını çözmeden suçu siyasi sisteme ve dinî hak ve özgürlüklere muhalefet eden CHP'ye atıyorlar. Milyonları hapsoldukları sağcı-muhafazakâr gettolardan diniyle barışık, din ve vicdan özgürlüklerini sonuna kadar savunan sosyal demokrat bir siyaset kurtarabilir ancak. Bu, zamanla olacaktır.”
 
İşte diniyle barışan, kendisine karşı duyulan derin dinsizlik korkusunu kıran, din ve vicdan özgürlüklerini sonuna kadar savunan, 15 yaşından küçüklerin Kur'an kursuna gitmesini yasaklayan düzenlemeyi kaldıran sosyal demokrat bir CHP, milyonları hapsoldukları sağcı-muhafazakâr gettolardan kurtaracak, iktidara da en yakın adaylardan biri olma şansına sahip olacaktır!.. CHP’li dostlarımız, bunu hiç unutmasınlar!..
Yazarın Yazıları