Melih PERÇİN
  • 09/08/2014 Son günceleme: 03/06/2011 00:11
  • 16.226

Gemideki üç tayfanın, üç ayrı marifeti vardır; biri çok iyi görür, öbürü çok iyi işitir, üçüncünün ise canı sıkılırmış…

Dalgalar kabarıp gemi iyice sallanmaya başlayınca, kaptan birinciyi çağırmış; bak bakalım neler görüyorsun demiş...

Adam elini alnına siper etmiş, kaf dağının arkasını görüyorum; Padişahın kızı gergef işliyor...

Kaptan ikincisini çağırmış. O da kulağını uzatmış denize doğru, padişahın kızı elindeki tığı düşürdü, sesini duydum...

Kaptan şaşkın bir vaziyette üçüncüye dönmüş; o da, “bunlar böyle konuştukça, benimde canım sıkılıyor” demiş…

                                                           

Seçim boyunca partilerin seçim vaatlerini gördükçe insanın ister istemez canı sıkılıyor… Yok, artık dedirtecek kadar her şey vaatler arasında…

Bir zamanlar ülkemizi uzun yıllar yöneten Demirel’in “herkese iki anahtar” ve “onlar ne veriyorlarsa ben 5 fazlasını vereceğim” sözlerini çoktan unutturacak vaatler…

Demirel’e “500 günde ekonomiyi düzlüğe çıkarırım” sözü hatırlatıldığında “onlar dünde kaldı” bakışları hala hafızalarımızda…

Demirel’in vaatleri bugünkülerin vaatlerinin yanında artık çok masum kalmakta. Hatta yanından bile geçemez halde… Boynuz kulağı geçti bile…

 

Yoksulluğu, işsizliği, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri giderebilmek…

Eğitimde, sağlıkta, sanatta kaliteyi artırabilmek…

İlimde, teknikte, sanayileşmede önemli hamleler yapabilmek…

İç ve dış borçlardan kurtulabilmek…

Milli birliği sağlayabilmek…

Yarınki güzel Türkiye’miz için çözülmesi gereken önemli meseleler…

Asıl meselelerimiz çözümsüz ortada beklemekte iken, seçim meydanlarında liderlerin bu konulardan uzak, havalarda uçuşan hakaretlerini görünce insanın gerçekten canı sıkılıyor…

 
Yazarın Yazıları