Sinan KAVRAKOĞLU
  • 08/06/2015 Son günceleme: 12/06/2015 15:05
  • 6.925

Şapkayı önümüze koyup düşünme zamanıdır.

Bu çağrım herkes için geçerli.

Ama AK Parti teşkilatları iki kere, üç kere, kırk kere şapkayı önüne alıp düşünmeli.

Zira Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkmak, “yolunda ölürüz usta” demekle olmuyor!

O yolda onunla yürümekle, davaya sahip çıkmakla, omuz vermekle oluyor!

Usta’ya sahip çıktığımız kadar davaya sahip çıksaydık, geride binlerce küskün, kırgın ve incitilmiş kitleler bırakmazdık. Ki onlar bu partinin ilk kurulduğu gün, bütün kapılar kapalıyken karşılık beklemeden davaya omuz vermişti.

İnanç ve tevazuuyla parti programını ve davanın özünü milyonlara anlatmak için gece-gündüz üstelik arkalarında iktidar ve gücün hiçbir avantajı ve rahatlığı olmadan, tırnaklarıyla kazıya kazıya, acı çeke çeke, suratlarına kapanan kapılara rağmen, uğradıkları her türlü aşağılamalara göğüs gererek gelmişti!  

Yine Usta hatırladı birlikte yola çıktığı arkadaşlarını.

Yine usta hatırladı incitilmiş yığınları ve “birlikte yola çıktıklarımı yolda bulduklarıma asla değişmedim” deme ihtiyacı hissetti.

İyi de Usta teşkilatlar yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişenlerle, dava arkadaşlarına bir selamı, güler yüzü, iki sohbeti çok görenlerle dolu.

Teşkilatlar düne kadar kendisini hakir görüp yaftalayan, hem kel-hem fodul devşirmelerle dolu!

AK Parti’nin bir dava, inanç, tevazu ve izzet hareketi olduğundan bihaber; 2-3 aylığına kurulan seçim bürolarında küçük ve haram hesaplarının peşinde koşup çevre esnafa zulmeden küçük tiranlarla dolu!

Ve 2002’de başlayan bu kutlu fethin incitilmiş mihmandarları surda açılan gediği kapatmanın çarelerini arıyor.  

Usta seçime sayılı günler kala Haliç Kongre Merkezi’nde yola çıktığı dostlarıyla bir araya gelmek istedi. Ama bu özel programı dahi yüzüne-gözüne bulaştıranlar oldu.

Haliç Kongre Merkezi’nde toplanan binlerce kişi arasında Usta ile yola çıkmış AK Parti’nin kurucu değerlerinden çok, selfie çubuğuyla dolaşıp olan biteni idrak edememiş mevzuyu sulandıran gençler vardı!

Ve sonuç güneş gibi ortada…

Başta partinin karar mekanizmasında olanlar, kendimizi hesaba çekme zamanı geldi!

Bu sonuçlar çok mu kötü?

Konu AK Parti ise evet!

13 yıldır tek başına iktidar olan, her seçimden güçlenerek çıkan, her türlü şer cephesine karşı kıran kırana mücadele eden ve söke söke alan AK Parti için bu sonuçlar başarısızlıktır!

Ancak sakın ha özellikle MHP buradan kendine rol çalmasın!

HDP’nin barajı aşması için her türlü örtülü desteği veren MHP önce İstanbul’da 4. Parti olmanın hesabını versin.

CHP ile verdikleri açık destekle HDP’nin barajı aşmasını sağladığına göre üçlü bir koalisyon kurmaları önünde hiçbir engel kalmamıştır.

Onun için Bahçeli, “Oynayacağım ama yerim dar” edebiyatı yapmasın! Belki 2001 krizinde yol açtığı büyük yıkımı telafi edecek, AK Parti’ye rahmet okutacak çok daha büyük ve başarılı işlere imza atarlar. Kim bilebilir!

CHP’ye gelince… Seçim sonuçları açıklanırken büyük bir sessizlik hüküm süren CHP Genel Merkezi’nde HDP’nin barajı aşmasının kesinleşmesiyle yaşanan inanılmaz coşku Kılıçdaroğlu’nun % 35 hedefini ve “% 26 alamazsak istifa ederim” restini unutturmuşa benziyor ama % 24,96 CHP için bile göz ardı edilecek bir başarısızlık değil!

Sonuç itibariyle Bülent Arınç’ın dediğine geliyoruz; “Birbirleriyle el ele vermiş CHP-MHP-HDP’nin sayıları koalisyona yetiyor. Madem bu üç partinin ittifakı seçimden başarıyla çıkmıştır bunun sonucunun da Türkiye'nin hükümetsiz bırakılmaması olduğu görülüyor. HDP sizin HDP'niz. Eser sizin eseriniz. HDP'nin başarısı sizin başarınız. Önce HDP ile koalisyonu deneyin.”

Buyurun koalisyona!

Yazarın Yazıları