A. Raif ÖZTÜRK
  • 01/01/1970 Son günceleme: 13/04/2007 00:11
  • 11.821

14 Nisan Cumartesi günü yapılan miting öncesinde Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın düzenlediği basın toplantısı “darbe çığırtkanları”nın heveslerini kursaklarında bıraktı

Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin önlenemez yükselişini askeri kışkırtarak “darbe çığırtkanlığı” yapanlar Büyükanıt Paşa’nın düzenlediği basın toplantısından çok şey bekliyorlardı. “Cumhuriyete Bağlılık” diye lanse edilen bu mitingin cumhuriyete bağlılıkla pek alakası olmadığını aklı selim herkes değerlendirebiliyor. Amaç sandıkla yapılamayanı süngüyle sağlamak.


Mitingin perde önündeki öncülüğünü ADD Başkanı Şener Eruygur yaptı. Eruygur’un Jandarma Genel Komutanlığı görevini yürüttüğü 2002-2004 yıllarında hükümeti devirmek için harcadığı mesaiyi hatırlıyoruz.

Darbe çığırtkanlarından bir diğeri ve en vahimi de YÖK Başkanı Erdoğan Teziç. Rektörlerle işbirliğine giren Teziç öğrencileri ve ailelerini harekete geçirerek ilerde telafisi güç nifak tohumlarını eğitim koridorlarına bırakıverdi. Ve bu adam halen YÖK Başkanı…

Mitingi aktif destekleyen kurumların başında gelen, kendisi de 12 Eylül askeri rejiminin ürünü olan YÖK’ün ve rektörlerin bu provokatif desteğinin altında Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması durumunda saltanatlarını kaybedecek olmaları korkusu yatıyor.

Zira, YÖK’ün mitinge destek kararı, Rektörler Kurulu’nun açıklamalarına dayanıyor. Özellikle mitingin dinamik ve kalabalık geçmesi için üniversitelerden katılımın sağlanması ihtiyacı, rektörlerin toplum karşısında zor duruma düşmesine neden oluyor. Çünkü rektörler, kimi üniversitelerde bütün öğrencilerin mitinge katılımını isteyen çağrılar yayınladılar ve bu da çok sayıda öğretim üyesi ve öğrencinin karşı tepkisine neden oluyor. Hatta bazı rektörlerin üniversitelerde Ankara’ya otobüs tahsis etme ve benzeri üniversitenin resmi bünyesinden harcama yapmayı da yürürlüğe koyması, öğretim üyeleri arasında bardağı taşıran son damla oldu. Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve ODTÜ’de bu yöndeki tartışmalar sürüyor.

Mitingin ADD öncülüğünde örgütlenmesi ve demokratik teamüller bakımından uygunsuz ve anti demokratik bir eylem olarak görülmesi, kimi Kemalist grupların da bu mitingden uzak durmasına yol açtı. Bu çerçevede bazı sol siyasi partiler, işçi ve kamu emekçisi sendikaları ve insan hakları örgütlerinden destek alınamaması, iç tartışmaları da büyüttü ve Kuva-i Milliye Derneği de mitingin içeriğini ağır bir dille eleştirmeye başladı. Kuva-i Milliye Derneği Başkanı Bekir Öztürk, mitingin demokratik bir içerik taşımadığı ve Atatürk Milliyetçiliği ile örtüşmediği gerekçesiyle mitinge katılmayacaklarını duyurdu.

Dünya basınında da haftanın en önemli olayı olarak değerlendirilen bu mitingi taçlandırabilecek en önemli gelişme şüphesiz Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın düzenlediği basın toplantısı olabilirdi. Ancak, Büyükanıt Paşa’dan sert ve sivri bir konuşma bekleyen “darbe çığırtkanı”  statükocu beyinlerin  bütün hevesleri kursaklarında kalıverdi.

Paşa, mitingi belki de önü alınamayacak bir provokasyona çevirmeye çalışanların etkisini bir anda sıfıra indirmekle kalmadı, destekleyen kurumları da başta ADD olmak üzere tartışmaya açtı.

 

Dost Beykoz’da dostça duygularla

Yazarın Yazıları