Büşra Şen'den İbret alınacak kardeşlik hikayesi

  • 1
  • 11403

AK Parti Beykoz İlçe Yönetim Kurulu Üyesi ve Dost Beykoz yazarı olan felsefeci Büşra Şen, Nisan ayı köşe yazısında ibretlik bir konuyu gündeme taşıdı.

AK Parti Beykoz İlçe Yönetim Kurulu Üyesi ve Dost Beykoz yazarı olan felsefeci Büşra Şen, Nisan ayı köşe yazısında ibretlik bir konuyu gündeme taşıdı. Şen, yaşamış olduğu bir olaydan yola çıkarak, Türklerle, Kürtlerin neden bir arada yaşamak zorunda olduğunu anlattı.

Aynı elde el olduk!

Kardeşlik aynı elin parmakları olmak gibidir. Aynı kökten yan yana gelirsin fakat farklısındır; biri uzun biri kısa biri büyük biri küçük.

“Kardeşlik” gibi bir kavramı kaybediyoruz. Millet olarak kaybediyoruz. Bizi birleştiren değerleri unutuyoruz.

600 yıl kozmopolit bir yapıyla mutlu, huzurlu birlikte yaşama sanatına nasıl sahip çıkmış Osmanlı? Acaba neyi ön planda tutmuş, neyi atlamamış nasıl kavuşurmuş aynı elin parmakları? Mesela bir Hıristiyan cenazesine, düğününe katılmaya çok önem verilirmiş. Herkes saygı çerçevesini geliştirmiş ve hoşgörüyü temel esas edinmişti. Şimdi nasılız?  Tutturmuşuz bir Kürt – Türk kavgasıdır gidiyor. Gönülden sevip önyargılarımızı kıramıyoruz. Anlamıyoruz, saygı göstermiyoruz. Aynı eldeki parmakları yabancı hale getirdik, ötekileştirdik. 

Yalova’ya bir eğitim sertifikası almak için gittim. Bir buçuk aylık bir ev tuttum ve internet üzerinden bir ev arkadaşı buldum benim gibi eğitimci bir arkadaş. İnternet üzerinden bir aylığına da olsa tanımadığım bir insan ile aynı evde kalmak biraz sıkıntı olabilir diye düşündüm ve yüzyüze konuşup tanışmak için buluştuk. Bir AVM’nin cafesinde birer çay içmek üzere anlaşmıştık. Cafe ye gittiğimde beni orada bekliyordu. Masaya oturdum, selamlaştık ve tanışmaya başladık.  Doğulu olduğu görünümünden belliydi. Esmer bir arkadaştı, sakin ve olgundu. Nereli olduğunu sordum. Şırnak Silopi dedi. Ne acı bir durumdur ki memleketini söylemesinin üzerine bilinçli olarak polislerden konuyu açtım polis dostlarımız olduğunu ve devletçi, milletçi zihniyete yakın hissettiğimi söyledim. Öyle böyle konuşup aynı evde yaşamaya başladık hayatımda gördüğüm en güzel yemek yapan insanlardan biriydi. 9 kardeşe ablalık etmiş bir tecrübe vardı karşımda.

Eğitim enstitüsünde ders alıyorduk, eve geldiğimizde ufak ve eski olan televizyonumuzu açıp haberleri dinlemek üzere TV ye kilitlendiğimizde evi bir sessizlik kaplardı. Ne zaman teröre ve teröriste lanet okumak istesem susardım o da devlet yöneticilerine lanet okumak isterdi ve susardı. Evimizde TRT gibi bir devlet kanalı ya da ATV gibi hükümete yakınlığıyla bilinen kanallar kesinlikle açılmazdı. 10 dakika adını bile bilmediğim bir kanaldan haber açar susardık sonra birbirimizi kırmamak içim bir buçuk ay boyunca her akşam bir Kemal Sunal filmi izlerdik yani meşhur inek şaban filmleri.

Bir gün evden çıkıp bir zücaciyeye girdik, evin eksikleri vardı. Renkli gözlü beyaz yüzlü bir amca karşıladı bizi. Öğretmen olup gurbette olduğumuzu duyunca daha bir ilgi gösterdi ve sordu nerelisiniz diye?

Ben;

-Samsun dedim.

-Aaa ben de Sinopluyum. Dedi

-Peki ya esmer kız sen nerelisin, dedi

-BEN DE ŞIRNAKLIYIM, SİLOPİ

Şırnaklılarda terörist oluyorlar, tam bir teröristsiniz dedi şakayla karışık.

Bizimki kızardı duygulandı ve “bu devletin çocuklarına hizmet etmek için eğitim alıyorum” dedi,

Çok üzüldü babasını aradı ve ona ağladı. Bütün yaşadıklarımızı Kürtçe anlattı.  Aradan beş dakika geçmedi bir lokantaya gittik ve içli köfte istedik. “Nerelisiniz” dedi aşçı. “Şırnak” deyince arkadaşım. “Tam fenadır Şırnaklılar” dedi amca. O gün gördüklerim bana “ötekileştirme” kavramını ve “öteki” kavramını daha iyi gösterdi.

Bu durum bana bir kez daha gösterdi ki; önyargılarımızı kıramıyoruz. Doğrudur; acı şeyler yaşıyoruz. Terör denen illet ülkemize, gençlerimize geleceğimize zarar veriyor. Ama karşımızdakini tanımadan yargılar ve onu rencide edersek bu iş böyle gitmez.

PKK’lı teröristlerden, terörden,  PKK’yı destekleyen vekillerden, eş başkanlardan nefret ediyorum çünkü biliyorum ki; bölücüler. Peki, “bütün Kürtler Terörist” algısını nasıl yıkarız? Her akşam yanımda Şırnak’taki teyzesini arayıp, “sokağa çıkma yasağı kalktı mı ?”  dayımın “cenazesi kalktı mı”  diye soran bir arkadaş ile nasıl duygudaşlık kurarız.  Yapamıyoruz olmuyor. Acılarımız, Cenazelerimiz duygudaşlık kurmamıza engel oluyor. Ve sonra karşımızdakini “öteki” olanı küstürüyoruz ve bir terörist daha karşımıza çıkıyor senin sahip çıkmadığın, eleştirdiğin kardeşine başkaları sahip çıkıyor gibi yapıyor ve kendi safına alıyor. Sonra devlete düşman Molotoflu teröristler…

Anlıyorum ki terör bizim kanayan yaramız ve şunu da anlıyorum ki; AYNI ELDE EL OLMUŞUZ. 

Çok mu önemli?
Önceki Çok mu önemli?
Beykoz'da çocuğunu kemerle gezdiren anne gündem oldu
Sonraki Beykoz'da çocuğunu kemerle gezdiren anne gündem oldu
Yorumlar (1 Yorum)

NİYAZİ ARSLAN (9 yıl önce)

EVET MAALESEF ÇOK HAKLISINIZ GÜNÜMÜZDE ALGI OPERESYONU TERÖRDEN DAHA TEHLİKELİ KİŞİNİN GÖRÜNÜŞÜNE MİLLİYETİNE BAKARAK KARAR VERMEYE İTİYOR İNSANLARI ÇOK YAZIK AK PARTİNİN VE DİĞER PARTİLERİN DOĞUDAN ALDIĞI OY ORANI CİDDİ MANADA BUDA GÖSTERİYORKİ HERKES PKK YI DESTEKLEMİYOR AYRICA O BÖLGEYLE İLGİLİ BİR KARAR VERMEDEN ÖNCE BÖLGE İNSANININ YERİNE EMPATİ KURMAK LAZIM HER ŞEYE RAĞMEN BİRBİRİMİZİ ANLAMAMIZ LAZIM ANLAYIŞLI OLMAK LAZIM ŞİDDET OLMAMAK KAYDIYLA

Yorum Yaz