Ümit YILMAZ
  • 23/08/2016 Son günceleme: 23/08/2016 13:43
  • 3.285

Brezilya'nın Rio de Janerio kentinde 5-21 Ağustos tarihleri arasında yapılan 2016 Yaz Olimpiyat Oyunları kapanış töreniyle sona erdi.

Ülkemiz bu olimpiyatlarda 105 sporcuyla temsil edildi. Milli takımımız olimpiyat oyunlarını 1 altın, 3 gümüş ve 4 bronzla  toplam 8 madalyayla kapattı. Bildiğiniz gibi olimpiyat oyunları dört yılda bir yapılan bir organizasyon. Dünyanın yaklaşık 190 ülkesinden on binin üzerinde sporcu bu oyunlara katılıp ülkesini temsil ediyor. Çok iyi hatırlıyorum dört yıl önce Londra olimpiyatları bittiğinde Rio olimpiyatları hedef gösterilmiş çok daha fazla madalya sözü verilmişti. Alabildik mi maalesef hayır. Başarılı mıyız? Güreş branşı haricinde genel olarak başarısız bir organizasyon daha yaşadık.

Sayın Gençlik ve Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç'ın ne kadar yoğun emek sarf ettiğini basından takip ediyoruz. Sayın bakan gecesini, gündüzüne katarak spora hizmet etmeye devam ediyor.

Ya federasyonlar!

Güreş federasyonu haricinde  görevlerini layıkıyla yaptığını söyleyemem. Olimpiyat oyunları öncesinde yapılan uluslararası yarışmalarda önemli dereceler yaparak oyunlara katılma hakkı elde eden birçok  sporcumuz, olimpiyat oyunlarında yaptıkları yarışmalarda bu  derecelerin yanından bile geçemeyerek adeta döküldüler. Sporcularımızı oyunlara hazırlayan federasyonlar maalesef sporcularımızı psikolojik baskı altına aldılar. Federasyon yetkilileri katıldıkları her programda kendi branşları için bir kaç madalya sözü verdiler. İsim isim hangi sporcunun hangi madalyayı alacağını bile telaffuz ettiler. Bu da sporcularımızı psikolojik baskıya soktu. Birçok mücadelede sporcularımızın gergin olduğu, yarışmaya konsantre olamadığı görüldü. Bu konuda psikologlarda sporculara yardımcı olamadılar. Sporcularımızı bu psikolojik baskıdan çıkartamadılar. Sporcularımız bu baskı altında rahat çalışamadılar. Bu da oyunlarda net olarak görüldü.

Antrenmanlarda rahatlıkla finale çıkacak dereceler yapan sporcularımız yarışmalarda 25-30.sıralarda zorlukla kendilerine yer bularak elendiler. Oyunlardan önce Avrupa 3.su olan gülle branşı sporcumuz  Emel Dereli bir kaç ay önce attığı derecenin 2 metre aşağısını atarak ancak 24. olabildi. Ya parayla Türk yaptığımız devşirme sporcularımız. Onların birçoğu katıldıkları yarışmaları bile bitiremediler. Bizim gibi devşirme sporcuya umut bağlayan ülkeler madalyaları birer, ikişer toplarken biz onları izlemekle yetindik.


Federasyonlar gerçekten sınıfta kaldılar. Nüfusu 10-15 milyon olan birçok ülke çoğu altın 15-20 madalya toplarken, 80 milyon nüfusu olan ülkemiz maalesef sadece 8 madalyayla oyunları tamamladı. Bu olimpiyat bizim için hayal kırıklığı oldu. Beklentimizin çok altında kaldık. Artık bir dahakine deme lüksümüz yok. Şimdi yapmamız gereken Sayın bakanın geç kalmadan bu başarısızlığa sebep olan federasyon başkanlarını ve antrenörleri toplayarak bunun hesabını sorması ve gerektiğinde görevden alması. Yeni bir plan ve programla her şeye sıfırdan başlanması. Gerekirse sporcu yerine yabancı antrenör getirilerek tamamen yerli sporcularla oyunlara hazırlanılması. Şimdiden dört yıl sonra katılacak sporcular için sporcu havuzu oluşturulması. Sporcuların bu havuzdan seçilmesi.
Bu oyunların sonunda gerçek olan şu. Federasyonların neredeyse tamamı sınıfta kaldı. Psikologlar ve antrenörler sınıfta kaldı. Federasyonları yayına çıkartıp madalya garantisi isteyen görsel ve yazılı basın sınıfta kaldı. Kısaca bu işin içinde olan, bir ucundan tutan neredeyse herkes sınıfta kaldı.  
Artık her şeye sıfırdan başlayıp başarılı olma zamanı. İşimiz kolay mı? Tabi ki değil. Yapabilir miyiz? Tabi ki yapabiliriz. Bunun için planlı ve programlı çalışmalıyız. Şapkamızı önümüze koyup Sayın bakan Kılıç kadar gecemizi, gündüzümüze katmalıyız. Önce inanmalı sonra çok çalışmalıyız.
Son söz atalarımız ne güzel söylemişler.
"İnanmak başarmanın yarısıdır"
"İşleyen demir pas tutmaz"
 

Yazarın Yazıları