Ben sosyal demokratların ülkede egemen olduğu dönemleri hep mücadele ederek geçirdim...
O dönemlerin olanaklarından hiç yararlanmadığım gibi demokrasi adına onlarla sonuna kadar mücadele ettim. Bugün buradan yiyeyim, yarın öbür tarafa geçerim gibi bir iki yüzlülüğün içinde hiç olmadım.
Bu eksende, 28 Şubat'ın bir nevi mağduruyum demek yanlış olmayacağı gibi, Milli Görüş, Fazilet Partisi ve hemen akabinde AK Parti'nin kuruluş ve var oluş dönemlerinde hep dertli olan taraftaydım. Türkiye'nin partileri kapatıldığında, oturup ağlayanların, Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasaklı olduğu dönemde onun yolunu açmak için mücadele edenlerin arasındaydım... Bunun doğru bir karar olduğunu, ülke geneline baktığım zaman yıllar geçmesine rağmen hala görebiliyorum. Çok şükür.
Yıllar sonra yine bu günlere de şükredebilmek adına gördüğüm yanlışları dilim döndüğünce ifade etmeye çalışıyorum, çalışacağım. Demem o ki, AK Parti İlçe Danışma toplantısında yapmış olduğum konuşmadan dolayı sözde hayal kırıklığı yaşayanlar gibi sağa sola hiç bir zaman kıvırtmadım. İdeallerimizi, çıkarlarımız doğrultusunda başkalarına pazarlamadım. Ajan olmadığım için de deşifre olmak gibi bir çekince yaşamadım.
Ben Beykoz'da siyasi dengeleri iyi bilirim. Kimin ne amaçla ne yaptığı konusunda emin olun, yanıldığım pek görülmemiştir. Hangi kapıda kaç köpek vardır, kime havlıyor zaten görülüyor.
Onun içindir ki açık açık söylüyorum. Beykoz'da puslu bir hava var!... Bu puslu havada ihtimal olmaktan çıkıp artık kesin gözüyle bakılan bir erken seçim neler getirir siz düşünün... Beykoz siyasetinin güven problemi var! Kimse kimseye güvenmiyor. Her an her şey olabilir!
7 Haziran Seçimleri'nden koalisyon çıkmış olması, AK Parti'nin kendini toparlaması adına faydalı oldu denilebilse de bazı bölgelerde bu ters etki yarattı. AK Parti'nin Beykoz'da yüzde 46 oy almasının nedenlerini daha önceki yazılarımda ifade etmiştim... Türkiye genelinde AK Parti'nin yüzde 41 oy alması partiyi kendi içinde kenetlerken, bu durum, Türkiye genelinin üstünde oy alan bölgelerde "kol kırılır yen içinde kalır" anlayışının çıkar amaçlı kullanılmasına yol açtı. Maalesef.
Biz Dost Beykoz olarak çoğu zaman iktidar partisinin propagandasını yaptığımız suçlamasıyla ağır eleştirilere maruz kalsak ta kayıtsız şartsız kimseye tabi olmadık, olmayız da. Beykoz'da iktidar partisini yönetenlerde bunun farkında oldukları için "hırsız yavuz ev sahibini bastırır" politikası yapıyorlar. Bunu yapmak yerine sokağa çıkıp hakkında kimin ne düşündüğüne, kimin nasıl yorum yaptığına baksalar daha faydalı iş yapmış olurlar.
Çok samimi olarak söylüyorum. Bu politikalar AK Parti'ye hiç bir yarar getirmez... Ancak siz faşizanca duygularınızı tatmin ederken, AK Parti'yi yer bitirirsiniz. Bununla birlikte yalakaların gazlamasıyla iyi yönettiğinizi zannedersiniz.
Ben inanıyorum ki, benim bildiklerimi ve bu yazıda ne demek istediğimi sözlerimin muhatapları da biliyorlardır. Gerek AK Parti, gerekse Beykoz Belediyesi'nde görüntü çok kötü... Yıpratılmaya oldukça elverişli ve Beykoz'da algı oluşturabilecek müthiş argümanlar var. Ama iktidar partisini paralı askerlerin savunduğu bir yerde, akıllı muhalefet olmayınca bizde usulünce bu sorumluluğu üstlenmek zorunda kaldık...
Kendisine ait iki iş yerini batıran adamın konumu!...
TODEM üzerinden kurtarma operasyonu!...
AK Parti karşıtlarıyla çıkar amaçlı işbirliği
2014 Yerel Seçim bütçesi
Bunlar sadece başlıklardan bir kaç tanesi... Bunlar uzayıp gidebilir. Şimdi diyecekler ki, Kader Gür aba altından sopa gösteriyor... Ya da maması kesildi yine konuşuyor... Bunlar söyleyecek sözü olmayan kendi yaptığı pislikleri örtmek için yavşaklığı meslek edinen acizlerin sığındığı limanlardır ki, herkesin görüntüsü mamasının markasını ortaya koyuyor... Kader Gür sadece, bundan sonra olabilecek gelişmelerle ilgili biraz sesli düşünüyor...
Her şeyi ben bilirim diyenlere, hiç bir şey bilmediğini gösteriyor... Bunların ve bunlar gibi nicelerinin hesabının sorulmayacağını düşünenler; iyi niyetli ve samimi insanların emeklerine ve AK Parti'ye yazık ediyor!
