Beykoz'un kamu görevlisi tek gazisi kan kustu:

  • 0
  • 19477
Beykoz'un kamu görevlisi tek gazisi kan kustu:
Beykoz'un kamu görevlisi tek gazisi kan kustu:
Beykoz'un kamu görevlisi tek gazisi kan kustu:
Beykoz'un kamu görevlisi tek gazisi kan kustu:
Beykoz'un kamu görevlisi tek gazisi kan kustu:
Beykoz'un kamu görevlisi tek gazisi kan kustu:

Dost Beykoz, FETÖ’nün ülkeyi ele geçirmeye çalıştığı kanlı gecenin yıldönümünde 15 Temmuz gazilerini konuk ediyor.

Beykoz’un kamu görevlisi tek gazisi olan Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu, "15 Temmuz gecesi makamını, korumak için görüntü vermek adına gelen insanlar vardı" dedi.

Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu bir grup askerin gerçekleştirmek istediği darbe girişimi sırasında göğsünden ve çenesinden yaralanarak gazi olan Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu, o geceyi ve sonrasında yaşananları anlattı. 

Darbe girişiminin ilk dakikalarında AK Parti Beykoz İlçe Başkanlığı’ndan partililere atılan mesaj sonrası toplanmaların başladığına dikkati çeken Kaşıtoğlu, "Sağduyulu olma konusunda, birlik ve beraberliğimizi bozmama konusunda ve çevremize de daha büyük bir kalabalık oluşturma konusunda da haber verilmesi noktasında telkinlerde bulunulduk. Köprüye inmeye karar verdiğimiz sırada Cumhurbaşkanımız tüm ülkenin de malum olduğu üzere bir televizyon kanalına bağlanarak bildiğiniz artık ezberlediğimiz o açıklamayı yaptı." dedi.

"Biz birkaç arkadaş koşmaya başladık" 

Muharrem Kaşıtoğlu, AK Parti Beykoz İlçe Başkanlığının önünde toplanan grubun Fatih Sultan Mehmet Köprüsüne ulaşmak konusunda oldukça ısrarcı olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: 

"Kalabalık hızlıca yürürken, biz bir kaç arkadaş koşmaya başladık ve çok kısa bir süre içerisinde ana gruptan koparak FSM köprüsünde askerler tarafından işgal edilen noktaya ulaştık. Orada zaten durumun vahametini de net olarak anlama fırsatı bulduk. Tabi ki orada ki heyecanla ve başka manevi duyguların da bize kattığı cesaretle askerlerin üzerine yürüdük. O hainlerin önüne dikilerek, yaptıklarının yanlış olduğu konusunda telkinlerde bulunduk, adeta kendimizi yırttık fakat ne onlar vazgeçti, ne de biz. Bizim yanımızda ki bir arkadaşımız askerin elindeki tüfeği almaya çalıştı. O yere düştükten sonra bende arkadaşıma yapılanlar sonrasında askerlerin üzerine atıldım. Sonra önce havaya, hemen arkasından biz biraz geriledikten sonra önümüzdeki asfalta ateş etmeye başladılar. Bende asfalta açılan ateş sonrası sıçrayan şarapnel parçalarıyla çenemden ve göğsümden yaralandım. Beykoz eski İlçe Başkanımız Adem Sefer'de benimle ilk müdahale eden gruptaydı. O da çeşitli yerlerinden yaralandı. O sıra da kalabalık çok ciddi sayıya ulaşmıştı" ifadeleriyle konuşan Kaşıtoğlu, yapılan müdahale sonrası birçok askerin direnmeden vatandaşlara teslim olduğunu akabinde Fatih Sultan Mehmet Köprüsünde bulunan Köprü Koruma noktasında derdest edildiklerini dile getirdi.

"Uzun süre kan kaybeden ağır yaralılarımız vardı" 

Bazı rütbelilerin gelen müdahaleler sonrasında hırçın ve asabi bir şekilde vatandaşların üzerine seri bir şekilde ateş açmaya devam ettiğini vurgulayan Kaşıtoğlu, "O gece ağır yaralı vatandaşlarımızın sayısı oldukça fazlaydı. Onları o cehennemin içinden çıkarmakta hiç kolay olmadı. Yardım çağırmakta mümkün olmadı çünkü yollar ya vatandaşlarımızın güvenliği için polislerimiz ya da darbeciler tarafından kapatılmıştı. Yaralı vatandaşlarımızı oraya giren motosikletlerle hastanelere sevk etmeye çalıştık. Uzun süre kan kaybeden ağır yaralı arkadaşlarımız oldu. Sonrasın da dört tanktan üçünü ele geçirme imkânı bulduk ama tanklardan bir tanesinin kapağını açamadığımız için ele geçiremedik. Tankı kullanan hain darbeci de vatandaşların üzerine sürmeye devam etti. Üzerindeki oynar başlıklı topu da 360 derece döndürerek üzerine tırmananları savurmaya çalıştı" şeklinde konuştu.

"Bize ateş edenlerin yüzündeki nefreti hiçbir zaman unutmayacağım"

Teşhis için emniyete davet edildiği zaman halkın üzerine ateş eden askeri hemen tanıdığının altını çizen Kaşıtoğlu, şunları söyledi:

"Bana ateş eden askerin yüzündeki nefreti ve o yüzü hiçbir zaman unutmayacağım. Geçtiğimiz günler de teşhis içinde bizi davet ettiklerinde de o yüzü hiçbir zaman unutmayacağımı emniyet mensuplarına beyan ettim. Sonrasında devam eden süreçte belli bir süre devletimiz hastaların tedavi masraflarının üstlenilmesiyle ilgili herhangi bir açıklama yapmamıştı. Can havliyle özel hastanelere giden dar gelirli insanlar olduğunu, birçok tanıdığımız insanı fark ettik ve onlara biz o anda bile Beykoz Belediye Başkanlığımızın bilgisi dahilinde, tedavi masraflarıyla ilgili hiçbir şey düşünmemeleri gerektiğini net olarak ifade ettik. Biz o kara günde devletin şefkatli ve kucaklayıcı elini Beykoz Belediyesi olarak uzattık" diyerek Beykoz ilçesi genelinde 91 kişinin gazi olduğunu hatırlattı.

Darbe girişimi sırasında Anadoluhisarı'ndan Kavacık'a çıkan yol üzerinde barikat kuran darbecilerin başında bulunan Binbaşının, Kuleli Askeri Lisesi'nin önünde Murat Akdemir'i şehit eden kişi olduğunu söyleyen Kaşıtoğlu, o gece ailecek darbenin gerçekleşmemesi için direndiklerini belirtti.

"Takiyye yapanlarda demokrasi nöbetlerine katıldı"

Başkan Yardımcısı Kaşıtoğlu, yaptığı açıklamada kan kustu. Darbe girişiminin bazı kesimler tarafından suiistimal edildiği noktasına değinerek, birçok vatandaşın bundan rahatsız olduğunu sözlerine ekledi:

"Şimdi tabi ki demokrasi nöbetlerinde gerçekten bu vatanı sevenler demokrasi nöbetine katıldı. Takiyye yapanlar da demokrasi nöbetine katıldı. Yani demokrasi nöbetine katılanların içindeki tamamının siz zannediyor musunuz, gerçekten derdinin vatan millet olduğunu? Hayır. Orada makamını, mevkisini bulunduğu durumu korumak için görüntü vermek adına gelen insanları ben biliyorum. Bunların yanı sıra samimiyetle geldiği akşamdan sabahın erken saatlerine kadar ve gün içinde de başkalarının nöbeti devir alıp devam ettirdiklerine biz şahidiz."

"Ülkeye idam gelmesini isteyenlerden bir tanesiyim"

"Şimdi bakın ben şunu söylüyorum. 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece benim gözlerimin için ve vatandaşların gözlerinin içine nefretle bakarak gözünü kırpmadan ateş edenleri ve ateş edenlere bu talimatı verenleri devletimiz en ağır şekilde cezalandırmalı. Normalde ben Hümanist bir insanım ama bazı cezalarla ilgili bu ülkeye idam gelmesini isteyenlerden bir tanesiyim. Ben gözünü kırpmadan bize ateş edenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasıyla ancak huzur bulurum." 

Dost Beykoz / Özel Röportaj - Muhammed Gencebay Gür

Beykoz'da siyasetin normalleşmesi
Önceki Beykoz'da siyasetin normalleşmesi
Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Sonraki Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı