Beykoz Devlet Hastanesi'nde kritik saatler ve Mustafa Koç

  • 0
  • 12883

Hayatımda bir çok olay yaşadım. Yaşadığımız olaylar nedeniyle mutlu olduğumuz dönemlerde oldu, üzüldüğümüz dönemlerde...

Haliyle hepsinden bir tecrübe edindik. Gerek çevremize, gerekse ailemize karşı da edindiğimiz tecrübeleri baz alarak hareket ediyor... Kullanacağımız sözleri dahi bu tecrübeler çerçevesinde seçmek durumundayız.

Zaman zaman öyle durumlar yaşıyoruz ki, hiç farkında olmadan kendimizi bir kritik sürecin içinde bulabiliyor ve o kritik süreci yönetmek zorunda da kalabiliyoruz. İşte buna tecrübe diyoruz.

Yazıma konu edeceğim ve ciddi bir tecrübe edindiğim kritik süreci anlatmadan önce okuyucularımın daha iyi anlaması için kısa bir bilgi vermek istiyorum.

18 yıldır çalıştığım Sağlık Bakanlığı bünyesinde Beykoz Devlet Hastanesi'nin Basın Enformasyon Bürosu'nun sorumlusuyum. Allah'a şükür gönül dostlarımızın destekleriyle Dost Beykoz kervanını da yürütüyoruz...

Gelelim asıl konuya:

21 Ocak 2016 Perşembe günü Beykoz Devlet Hastanesi'nde gerçekten bir kriz yaşadık... Hem hastane yönetimimizin, hem de görevim itibari ile benim direkt içinde olduğumuz bir durumdu bu.

Sabah saat 08:00'da giriş yaptığım hastanenin acil servisinde 08:10'da olağanüstü bir hareketlilik vardı... Son model arabalar, MİT mensuplarını andıran iri, yarı adamlar...

Bu durum Beykoz Devlet Hastanesi'nin alışık olduğu bir durum değildi. Evet değildi ama belki de bu durumlara alışmamız gerekiyordu. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Kanlıca'daki evinde kalp krizi geçirmiş ve 112 Acil Servis ambülansı ile hastanemize getirilmişti.

Aslında bu durum, halk olarak zengine bakış açımızı ters yüz etmeye yetecek bir durum olsa da şimdi bunun sırası değildi... Hastanede kırmızı alarm verilmiş, rutin çalışmaların dışında herkes Acil Servis'teki hareketliliğe odaklanmıştı.

Henüz Türkiye olayın farkında değildi fakat, az sonra bütün Türkiye'nin gözü, kalbi, beyni Beykoz'a ve Devlet Hastanesi'ne yönlenebilirdi. Saat 08.40 da Dost Beykoz Haber Merkezi'ni arayarak, "Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Kanlıca'daki evinde kalp krizi geçirdi. Koç, 112 Acil Servis Ambülansı ile Beykoz Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu ciddiyetini koruyor." anonsunun son dakika olarak geçilmesini istedim. Bu sözler belki de yaşamım boyunca ülkeyi bütünüyle etkileyecek en önemli sözler olacaktı. Çünkü Türkiye'de hiç kimsenin kullanmadığı ve ilk kez benim ülke kamuoyuna söylediğim sözlerdi bunlar.

Dost Beykoz'da yayınlanan bu anonstan yaklaşık 10 dakika sonra Türkiye, Beykoz Devlet Hastanesi'nden gelecek habere kilitlendi.

Aslında kriz bu anonsla daha derinleşmişti. Hastanemiz Başhekimi Op. Dr. Süleyman Erdoğdu ve Başhekim Yardımcımız Dr. Oğuz Ayhan'ın öncülüğündeki 8 kişilik ekip Türkiye'nin en önemli isimlerinden biri olan Mustafa Koç'u hayata döndürmeye çalışıyordu. Bu mücadele başarıyla sonuçlanırsa gerçekten ülkenin kaderi de değişebilirdi.

Rahmi Koç, Ali Koç ve Koç Ailesi'nin diğer önemli fertleri de Beykoz Devlet Hastanesi'ndeydi. Herkes onların yüz ifadelerine bakarak içerdeki durumu yorumlamaya çalışıyordu. Ama maalesef yüzler hep asık olunca, dışarıda bekleyen insanlarımızın da  moralleri bozuluyordu.

Dost Beykoz'un anonsunun ardından Türkiye'nin haberdar olduğu kriz artık bundan sonra yönetilmeye muhtaçtı... Basın ve devletin resmi kurumları Beykoz Devlet Hastanesi'nden bir iyi haber alabilmek için telefonlara sarılmıştı. Telefonlar susmak bilmiyordu. Bu hareketlilik içinde benim işimde oldukça zordu. Basın mensupları sürekli beni arıyordu. Cep telefonum susmadığı gibi odamdaki dahili telefonumdan da arayanlar oldu. O heyecanla söyleyeceğim bir söz Türkiye'deki bekleyişin seyrini anında değiştirebilirdi. Asla tıbbı bir yorum yapmam söz konusu değildi. Gazeteler, TV kanalları sürekli bilgi peşinde koşuyorlardı. Öte yandan Sağlık Bakanlığı ve Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği de bilgi istiyordu.

Telefon trafiğinin yoğunlaşması üzerine Başhekimiz Op. Dr. Süleyman Erdoğdu Kırmızı alan müdahale odasından çıkarak içeride yaşananları üst makamlara bildiriyordu. Bende basın mensuplarına, "müdahale devam ediyor. Doktorlarımız ellerinden geleni yapıyor. Kritik eşik aşılmış değil" bilgisini veriyordum. Bunları söylerken de, yolda olduğunu, hastaneye doğru geldiğini söyleyen basın mensubu arkadaşlarımıza da, hastane içinden görüntü alınmasına hastane yönetiminin izin vermediği uyarısını yapıyordum.

Kırmızı Alanda yapılan yoğun müdahalenin sürdüğü, içeri girip çıkan hemşirelerin koşuşturmasından anlaşılıyordu. Müdahale odasına sürekli cihaz getiriliyor, tüm personel yoğun bir çaba sarf ediyordu.

Mustafa Koç'un Beykoz Devlet Hastanesi'ne getirildiğinin duyulmasıyla Amerikan Hastanesi'nden bir ekip Beykoz'a doğru yola çıkmıştı. Gelen ekipte kısa süre içinde müdahaleye dahil oldu. İçerde tam bir sağlık ordusu vardı ve dışarıda korkulu bekleyiş sürüyordu.   

Saat 09.30 sularında, Rahmi Koç, oğlu Ali Koç ve Mustafa Koç'un eşi Caroline Giraud Kırmızı Alan'ın dışına çıktı... Çıkan herkesin yüzünde ümitsiz bir ifade vardı ve hemen Mustafa Koç'un ambülansla Amerikan Hastanesi'ne kaldırılacağı bilgisi verildi.

Zaten acil servis önünde iki tane tam donanımlı ambülans hazır bekliyordu. Kısa sürede hazırlıklar tamamlandı ve Türkiye'nin en önemli iş adamlarından biri olan Mustafa Koç, ambülansla, Paşabahçe Stadı'na inen helikoptere nakledilerek, Amerikan Hastanesi'ne kaldırıldı.

Tam o sırada Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, bilgi almak üzere Beykoz Devlet Hastanesi'ne geldi. Kaymakamımız Ahmet Katırcı'yı karşılayarak önce Hastane Başhekimimiz Op. Dr. Süleyman Erdoğdu'nun yanında daha sonra ise Mustafa Koç'un nakledilmesiyle boşalan Kırmızı Alan içindeki odada oturan Rahmi Koç'un yanına götürdüm.

Rahmi Koç'a geçmiş olsun dileklerini ileten Kaymakamımızı yine o sırada İstanbul Valisi Sayın Vasip Şahin aradı ve oda Kaymakam Katırcı'nın telefonuyla Rahmi Koç ile görüşerek geçmiş olsun dileklerini iletti.

Dolayısıyla daha sonra hastane yönetimimiz basına yansıdığı üzere gerekli açıklamayı yaparak Beykoz'da ki kriz ortamını normale dönüştürdü...

"Sayın  Mustafa Koç, sabah spor esnasında fenalaşıp düşmesi üzerine spor hocası ve yakın koruması tarafından ilk yardım desteği almaya başlamış. Acil 112 ekibi çağrılmış. 15 dakika sonra Beykoz Devlet Hastanesi aciline saat 08:10 da ulaştırılmıştır. Hasta ilk geldiğinde siyanoze, asistoli halinde idi, acilen entübe edilerek resüsitasyon başlandı. Yaklaşık olarak 1 saat sonra Amerikan Hastanesi'nden gelen kendi doktor ekibiyle birlikte kalp akciğer pompasına bağlanarak saat 10:10 da hastanemiz acilinden ambulansla alınarak helikopterle Amerikan Hastanesi’ne  nakli sağlanmıştır."

Hastane yönetimimizin yapmış olduğu bu açıklama aslında acı gerçeğin itirafı olsa da, daha sonra Amerikan Hastanesi'nden yapılan açıklama ile Türkiye açı gerçekle yüzleşti.

Beykoz Devlet Hastanesi'nde bizzat tanık olduğum bu durumu kendimce analiz ettim ve şunu gördüm. Zengin fakir fark etmez hepimiz bir bütün olmalıyız.

Türkiye'nin başı sağ olsun...

Eğitim-Sen’den tayt açıklaması
Önceki Eğitim-Sen’den tayt açıklaması
Ümraniye'de bir araca silahlı saldırı düzenlendi
Sonraki Ümraniye'de bir araca silahlı saldırı düzenlendi
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz