Bu yorgunluktan sonra söze nasıl başlanır bilemiyorum…
Türk siyaset tarihin en büyük desteğini alarak iktidara gelen bir partinin Beykoz’daki temsilcilerine ve yapılan işlere bakınca hem öfkeleniyor, hem de bunu nasıl toparlayıp kaleme alacağız diye kara kara düşünüyorum…
En çokta Beykoz’da hasbel kader iktidar şemsiyesi altına girip milletin salak olduğunu düşünenlere acıyorum… Evet, onlara gerçekten acıyorum, çünkü bu günlerde mutsuz olduklarını biliyorum. Bunun bir nedeni mensubu oldukları iktidar partisi kapatılmadı ve planları suya düştü. Diğer bir nedeni de Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti’yi kapatmayıp laiklik karşıtı düşüncelerin odağı olduğuna vurgu yapmasının ne anlama geldiğini anlayamayacak kadar siyasi zekadan yoksun olmaları…
Onlar siyaset yapıyor, biz değerlendirme yapıyoruz. Onlar halkı kandırıp geleceğe yönelik şahsı hesaplarını hayata geçirebilme derdinde bizde Beykoz’un boşa geçen senelerinin endişesinde sürüklenip gidiyoruz.
Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti ile ilgili vermiş olduğu karara demokrasi ve hukuk adına çok sevindiğimizi inkâr etmiyoruz… Bu kararla birlikte Beykoz’da birçok denge değişti ona üzülüyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin atıfta bulunduğu laiklik karşıtı düşüncelerin odağı tanımlaması doğru okunduğunda Beykoz’da dengelerin hangi yönde değiştiğini anlamak çokta zor değil.
AK Parti’nin kapatılmamasıyla sevinci kursağında kalan muhalefet, demokrasi adına kararı desteklemesi gerektiği yerde, “bakın işte gördünüz mü laikliğe karşı eylemlerin odağı” söylemine sarıldı. Rekor sayılabilecek bir hızla görüşülen davayla ilgili kararda etkili bir mesaj vardı. O da AK Parti’nin bu karara dayanarak kendi içinde oluşturacağı yeni enerjisiydi.
Dava sonucu; her ne kadar malum medya ve projesi olmayan muhalefet partileri tarafından hukuki olmaktan çok siyasi bir niteliğe büründürülerek, Türk halkının kaybettiği milyar dolarlar unutulsa da, krizlerden güçlenerek çıkma stratejisini kusursuz uygulamayı başarabilen AK Parti’nin önümüzdeki siyasi süreçte çok farklı açılımlar üreteceğini gösteriyor.
Karar öncesi, önümüzdeki yerel seçimlere yönelik yürütülen stratejiler yerini yenilerine bırakıyor… Bu stratejiler arasında; Milli Görüş kanadından gelen isimlerin, 22 Temmuz Seçimleri’nde olduğu gibi yerel seçimlerde de tasfiye edilmesinin hesapları en çok tartışılanlar arasında yer alıyor.
Bu durumda milli görüş kökenli birçok ismin önümüzdeki süreçte AK Parti’den aday olabilme şansları azalıyor… Hâl böyle olunca, önümüzdeki yerel seçimler için Beykoz’da da durum değişiyor.
Hatta bu adaylar içinde ismi ön plana çıkanların yarış başlamadan Milli Görüş kökeni sebebiyle tasviye edilecek olmalarının düşünülmesi, yarışa zaten mevcut durumu nedeniyle 1-0 önde başlayan bazı isimleri de oldukça rahatlatıyor.
Emin olun Beykoz’da işler değişiyor?
