Beykoz’un yakından tanıdığı Rot-Balans Ustası Feyzullah Usta, yeni neslin mesleğe ilgisinin olmadığından yakındı.
Beykoz’un yakından tanıdığı Rot-Balans Ustası Feyzullah Usta, yeni neslin mesleğe ilgisinin olmadığından yakındı.
Beykoz’un yakından tanıdığı Bridgestone Kavacık Bayi Feyzullah Usta, mesleğin inceliklerini Dost Beykoz’a anlattı. Maslak Sanayi Sitesi’nde çıraklık ve ustalık döneminin ardından sonu Bridgestone Bayiliği’ne kadar uzanan zorlu bir yolculuktan geçtiğini anlatan Feyzullah Usta, yeni neslin bu mesleği öğrenmekte isteksiz davrandığından yakındı. Dost Beykoz’un sorularını yanıtlayan Feyzullah Usta, şu yanıtları verdi:
Feyzullah Bey biraz kendinizden bahseder misiniz?
“1976 Erzincan doğumluyum. Üç yaşındayken İstanbul'a gelmişiz. İlkokul, ortaokul ve liseyi Şişli'de okudum. 1988'de amca mesleği olarak Rot-Balans ve lastik işine girdik. 1988 yılında çalışmaya başladım. 1992 yılında Maslak'ta bir arkadaşla ortak olduk ve kendi işyerimi açtım. 1999 yılında Anadolu Yakası'na taşınmamız dolayısıyla Kavacık'ta çeşitli bayilikler üstlendik ve sonrasında da Bridgestone Bayi'si oldum.”
Bize biraz yaptığınız işin detayından bahseder misiniz? Nedir Rot-Balans?
“Rot-Balans, aracın ön düzeniyle alakalı bir işlemdir. Lastiklerin aşınması, ön takımın bozukluğu, aracın yüksek hızdaki hâkimiyeti konularını içerir. Yani sürücünün aracı zapt etmesi anlamında, sağa sola çekmesi, dalması, gezmesi, direksiyonun sallanması gibi sürücüyü rahatsız eden ve araçta ileriye dönük problem çıkaran bir sistemin düzeltilme işlemidir.”
Nasıl öğrendiniz bu işi?
“Çekirdekten yetişme dediğimiz biraz daha alttan gelen bir sistemle öğrendim ve iyi ki de böyle oldu. Genelde bu mesleğin otomotiv sektörünü içeren okulları da var ama pratikte herhangi bir kabiliyet gösteremiyor çocuklar... Yani sadece kitabı okuyarak Rot-Balansçı veya Lastikçi olunmaz! Biraz pratiğe girmek lazım... Ben çıraklığımdan itibaren 13 yaşımdan beridir bu işin içinde olduğum için pratik yapmak konusunda epey yol kat ettim. Ne kadar çok pratik yapılırsa, bu işte profesyonelleşmek o kadar iyi ve erken olur...”
Bir araca, kaç bin kilometreden sonra 'sıfır' denilemez?
“Bir araç 10 bin kilometreden sonra artık 'sıfır' değildir. Rot ayarının her 10 bin kilometrede bir yapılması lazım... Çünkü Rot ayarı, aracın ön düzeneğiyle alakalı bir şeydir. Eğer o aracın ön düzeni bozulduysa, onu sürücü de fark edemez! Rot ayarı bozulur ve lastikleri yemeye başlar. Hatta kazaya dahi sebebiyet verebilir. Bu duruma özellikle yeni nesil şoförlerin ve bayanların çok dikkat etmesi gerekiyor.”
Bize biraz Bridgestone'dan bahseder misiniz? Bridgestone Bayi'si olmak özel bir tercih miydi? Nedir Bridgestone'un diğer lastik markalarından farkı?
“Şimdi benim bir idealim vardı çocukluktan gelen... Bu işe başladığım zaman dedim ki: 'Kendim bir iş yeri açacağım ve bu iş yerinde 'Bridgestone' markasıyla çalışacağım!'... Bu kadar nettim. Bu Bayilik, gerçekten benim idealimdi. Çünkü o zamanlarda da Bridgestone kalitede bir numaraydı; şu anda da kalitede 1 numara! Her geçen gün de kalitesinin ivmesini yükseltiyor.
Ben, bir ideali olmayan insan; düşünemiyorum... Buna inanırım... Yani bir insanın ideali yoksa o insan boş yaşıyordur. Ben idealime kavuştum. Bu saatten sonra da artık 'Bunun üstü yok!' diye düşünüyorum.”
Niçin insanlar Doğan Rot-Balans'a gelmeli?
“Doğan Rot-Balans dediğimiz zaman, Rüzgarlıbahçe'de 20 yıla yakındır hizmet veriyoruz. Rüzgarlıbahçe dediğimiz zaman da Beykoz'un tamamı, esnaflar dâhil; herkes bizi çok iyi tanır. Burayı seçmelerindeki en büyük amaç, eğer sadece ustalıksa; biz zaten burada en deneyimli olanıyız ve tıpkı Bridgestone gibi biz de 1 numarayız!
Ben bunu üstüne basa basa söylerim: Lastikte Bridgestone ise zaten tartışmaya bile gerek yok bence... Bizim de üstümüzde asıl 1 numara o çünkü... Çevremiz itibariyle zaten Acarkent, Beykoz Konakları; bu bölgede isim yapmış bir insanım. Ama benim burada en büyük isteğim; insanların ustalığa ve işçiliğe gelmesi... Bizi bunun için tercih etmesi... 'Ben iyi lastik taktırdım, güzel Rot-Balans yaptırdım!' demekten çok, gelenlerin 'Ben iyi bir ustaya gittim!' demesini tercih ederim... Bence hedefin bu olması gerekir. Şimdi zamane şoförler, bu dediklerimi gerçekten hiç bilmiyorlar. Özellikle Rot-Balansı; hiç bilmiyorlar... Onların düşüncesi şu: 'Ben arabayı sıfır kilometre aldım! Arabam şu an 20 binde... 30 binde... (ve hatta) 50 binde... Yani hâlâ benim arabam sıfır kilometre...'
Oysa gerçek hiç de böyle değil...”
Bir tek Kavacık'ta mı Doğan Rot-Balans var?
“Doğan Rot-Balans olarak bizim aslında 3 adet bayimiz vardı. Burayı açınca diğerlerini kapattım ve hepsini buraya topladım. Çünkü burası daha kapsamlı bir yer. Daha büyük bir yer. Zaten eleman sorunu olduğu için çok dağılmanın da bir anlamı yok...
Bir yerimiz de Erzincan'da var... Memleketimde... Kısaca şu anda 2 yerimiz var: Kavacık'ta ve Erzincan'da...”
Bridgestone Bayi'si olma süreçlerinizden biraz bahseder misiniz?
“Şimdi ben Bridgestone olmadan önce çeşitli bayiliklerim vardı. Tabi, bu işler böyle birdenbire olmuyor...
Önce Bridgestone'un bir alt bayisi vardır. 'Lastiğim Sistemi'... İlk önce Lastiğim Sistemi'ne dâhil oldum. Her çeşit lastik satılabilen bir sistemdi. Bridgestone ya da iyi bir marka olabilmek için bazı süreçlerden geçmek gerekiyor. Bu süreçlerden geçerek bu günlere geldik ve bu bayiliği aldık. Bayi olmanız için birincisi, satış hedefinizin çok iyi olması lazım.
Yani bana Bridgestone Bayiliği ve teklifi aslında bana Bridgestone'dan geldi. Benden ziyade Bridgestone talep etti. Bu taleplerini zaten araştırarak yapıyorlar. Mesela, 'Falanca yerde bir bayi var... Bu bayi ayda kaç tane satıyor? Senede kaç tane satıyor?' diye sorguluyorlar. Bunların ortalamasını alıyorlar ve ondan sonra bayilerle iletişim kuruyorlar. Geriye bir tek anlaşması kalıyor. Biz toptan yapmıyoruz; Perakende bölümüyüz. Zaten butik sistemlerde özellikle büyük kurumsal firmalarda; Toptan ve Perakende olarak 2'ye ayrılıyor bu iş... Şimdi Toptan bayi Perakende satamıyor; Perakende bayi de Toptan satamıyor. Böyle bir sistem var.”
Peki, yeni kuşağa nasıl aktarılır bu meslek? Yeni neslin mesleğe ilgisi nasıl? Arabalara ilgisi olması, seviyor olması yetiyor mu mesleğin devamlılığı adına?
“Valla o konuda çok iyi bir yere parmak bastınız ama ben de muzdaripim... Yeni nesil, bu işleri yapmak istemiyor! Kirli bir iş, zorlu bir iş, zahmetli bir iş diye istemiyor. Artık yeni nesil, teknoloji ile uğraşmak istiyor.
Bu işte de teknoloji var aslında... Biz eskiden bir işi 1 saatte yapardık; şimdi 15 dakikada Balans yaptığımız oluyor. Ama bu işle ilgili eskiden bu yana değişen başka şeyler de var... Eskiden 'Feyzullah Usta'nın yeri nerde?' diye sorarlardı... Artık sözüm meclisten dışarı, bizi 'vasıfsız işçi' gibi görüyorlar. Ben çıraklığımı da kalfalığımı da Maslak Sanayi Sitesi'nde yapmış birisiyim! Orada bu işe dair pek çok şey gördüm, öğrendim. Ancak bu sırada çok da sabrettim. Şimdiki nesil biraz sabırsız... Yıllarını vererek 'usta' olmak yerine, kısa yoldan 'ustalaşmak' istiyorlar. Kısacası bizim meslek, gelecekte daha az kişinin yapacağı bir iş olacak gibi görünüyor...
Benim biri kız biri erkek 2 evladım var. Oğlum, okul dışında bazen yanıma gelip çalışıyor. Eğer bu işi sevse gelecekte o da iyi bir işletmeci olabilir. Ancak ben her zaman şunu öğütlüyorum: 'Sevdiğiniz işi yapın!'. Önemli olan sevmek çünkü... Öte yandan da okul okuması çok önemli... Tahsilini tamamlaması çok önemli... Bu işi de yapacak olsa tahsilini yapsın isterim.”
Haber Merkezi
