Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 30/07/2019 19:31
  • 8.429

Ben yıllar önce yazmaya başladığım zamandan beri bu iki kelimeye hep karşı çıktım… Özellikle 28 Şubat Süreci’nde yazmış olduğum yazılar beni zaman içerisinde sıkıntıya soktu

Fakat kendime olan güvenim ve benim gibi binlerce insanın aynı şeyi düşünmesi avantajını iyi kullandım.

Bunun tanımlaması nedir, nasıldır henüz bir kalıba oturtulamamıştır. Fakat mahkemeler, “Derin Devlet”kelimelerini artık suç saymıyor.. Var olduğunu herkes kabul ediyor… Bazıları bunu, siyasi otoritenin oluşturduğu boşluğu doldurur şeklinde tanımlar, bazıları da kamu yararından uzaklaştırıp şahsi çıkarlar için kullanılan bir güç olduğunu anlatır…

Üst düzey makamlarda olan şahsiyetli kişiler bu tarz bir yapılanmaya her zaman ihtiyaç duyar… Çünkü rahat bir ortamda çalışabilmesi, başarılı olabilmesi için gereksinimdir… Bu tarz yapılanmalarda işler gizli yürür zaman zaman da ihanetler olur.

Yazımıza konu olan Beykoz’da acaba bu tarz bir yapılanma var mıdır? Evet vardır oldukça da kalabalıktır. Biliyorum kendileri bunu kabul etmeyecektir… Fakat unutulmamalı ki iyi niyetle başlanılan bir işin amacından uzaklaştırılıp, şahsi heveslere kurban edilmesi, bunun kamuoyunda tartışılmasından kaçınılması ancak bu çerçevede değerlendirilir.

Benim acizane tavsiyem şudur. Güvenilir bir toplum oluşturmak, toplum içerisinde güvenilir olmak hepimizin başlıca görevidir. Aksi takdirde bizim bundan öncekileri eleştirdiğimiz gibi bizde bizleri eleştirme hakkını bizden sonrakilere vermiş oluruz. Bu ülkenin geleceğinden sorumluyuz. Yeteneklerimizi utanç duyulacak, yıllar yılı peşimizi bırakmayacak kirli işler için kullanmamalıyız… “Toplum, bugün konuşur yarın unutur” anlayışına kapılmamalıyız.

Beni tanıyanlar bu yazımda ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaktır… Bu yazıda beni köhnemiş siyasi tavrıyla, bol laf az iş politikasıyla bertaraf etmek isteyen, hakkımda hayal dahi edilmesi güç olan bir takım planlar yapanlara son bir rica vardır… Bundan sonrası rica değil çözüm adına radikal kararlar olacaktır. Bu kararlar yine bu köşede yer bulacaktır. Kimse bir takım teoriler üretip, kendimi önemli kılmak gibi bir çaba içinde olduğumu düşünüp, uzun vadeli hesaplarına beni kurban edebileceğini zannetmesin.

Beykoz’da, siyasetin ve kamuoyuna mal olmuş bir takım görevlerin acilen şeffaflaştırılması, kurumsal çalışmaların kamu yararına yapılması zaruriyettir. Herkes kendinden akıllı insana saygı duymayı bilmeli ve adam yeme çabalardan vazgeçmelidir. Hayatta vazgeçemeyeceğim tek ilkemse Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmemektir.

Sular yükselince, balıklar karıncaları yer…

Sular çekilince de karıncalar balıkları yer…

Kimse bu günkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir

Çünkü kimin kimi yiyeceğine “suyun akışı” karar verir…

Yazarın Yazıları