12 Haziran seçimleri AK Parti açısından beklentilerin çok çok üzerinde bir başarıyla sonuçlandı. Öyle ki birçok AK Partili dahi bu sonuçlar karşısında şaşkınlığını gizleyemedi.
Şüphesiz bu başarının tartışmasız tek mimarı artık bir fenomen olan Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan’a duyulan bu sevginin hatta aşkın kaynağındaki nedenlerin başında ise dünya üzerinde Türk’ün imajını zirveye taşıması yer almaktadır. Türk insanı her türlü zorluğa göğüs germesini çok iyi bilir ancak konu izzeti olunca akan sular durur. İşte bu izzet çok uzun yıllardır yerlerde süründürülüyordu maalesef.
Erdoğan siyasete yeni bir jargon getirirken siyasi rakipleri O’nu taklit etmeye çalıştıkça komik duruma düşüyorlar. O “ananı da al git!” derken Kılıçdaroğlu “ananı!” diyor. Hal böyle olunca da Kılıçdaroğlu madara oluyor. E böyle iddialı bir jargon yanında “püskevit” de çayın içinde eriyip gidiyor.
Erdoğan çıtayı o kadar yükseğe koydu ki artık Türkiye’de siyaset hiçbir zaman eski mecrasında akamayacak. Muhalefet partilerinin de başarılı olmak için Erdoğan’ı taklit etmek yerine, siyasete yeni bir şeyler katmaları gerekiyor. Ancak mevcut fotoğrafta bu iş çok zor görünüyor. Hani şu “hedef 2023” sloganı var ya. Bana hiç te ütopik gelmiyor.
Başbakan yerel seçim startını verdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 12 Haziran seçimlerinin ardından tüm teşkilatlarına 2014’de yapılacak yerel seçimlere hazırlanmaları talimatını verdi. Erdoğan’ın başta İzmir olmak üzere, Antalya, Manisa, Eskişehir gibi büyükşehir belediyelerine öncelik vermesi 2014’te çıtayı daha da yukarı taşıyacağının sinyallerini veriyor. Ancak teşkilatlar buna ne kadar hazır? Hep birlikte göreceğiz…
2009 Mahalli Genel Seçimleri’nin Beykoz’da AK Parti açısından ne kadar zor geçtiğini çoğunuz hatırlıyorsunuzdur. Yaklaşık 2400 oy farkla seçimi kazanan AK Parti’nin imdadına Belde statüsünden çıkarılan Çavuşbaşı yetişmişti. Çavuşbaşı’ndan CHP’ye 1711 oy çıkarken AK Parti’ye 6348 oy çıkmış ve bu sonuç Beykoz’da seçimin kaderin i değiştirmişti.
2009 seçimlerinde AK Parti’nin aldığı oy 45 003 iken CHP’nin oyu 42 641 olmuştu. Çavuşbaşı’ndaki sandıklardan AK Parti’ye 6 348 oy çıkarken CHP’ye 1 711 oy çıkmıştı. Tam tersi olsaydı… Yani Çavuşbaşı belde olarak kalsaydı nasıl bir sonuç olacaktı? Hanefi Dilmaç Çavuşbaşı Belde Belediye Başkanı olarak görevine devam ederken AK Parti’nin aldığı oy 38 655’de kalacak buna karşılık CHP’nin oyu 40 930 olacaktı. İşte Çavuşbaşı Beldesi’nin 2009 seçimlerinin kaderini nasıl değiştirdiğinin matematiği bu. Bu matematiği ısrarla kabul etmeyenlerin hesap makinesini eline alıp bir de tersten hesaplamasını tavsiye ederim.
Başbakanın katıldığı toplantılarda sık sık teşkilatlarını uyarması ve bu uyarılarında Şey Edebali’nin yöneticilere verdiği nasihatlerini ısrarla hatırlatması AK Parti’nin yerel kadrolarında yaşanan sıkıntıları çok iyi bildiğini gösteriyor. Başbakan’ın son istişare kurulu toplantısında yaptığı çağrı ise daha çok dikkatimi çekti: “Yerel basınla koordinasyon içerisinde olmanız hayati derecede önemlidir.”
Sayın Başbakan’dan yerel basını maraba takımı yerine koyanlara özel bir parantez açmasını beklerdik. Neyse ki bu ülkede yöneticilerin tevazu, nezaket ve asgari saygı kriterlerinin güçleri nispetinde değiştiğini çok iyi bilenlerdeniz…
Vesselam.
Günün Sözü: “Allah’ın en sevmediği kişi şerrinden dolayı ona ikram edilendir.” Hz. Muhammed (S.A.V)
