A. Raif ÖZTÜRK
  • 18/11/2017 Son günceleme: 18/11/2017 18:14
  • 5.333

Yarım asra yakın zamandan beri Risale-i Nur eğitimi ile alâkadar olduğumdan, eşyaya ve olaylara bakışım da otomatikman Vahdaniyet, Ehadiyet ve Tefekkür eksenli oluyor, şükürler olsun. Genç kardeşlerim de bu avantajları, benim gibi ‘geç’ değil de‘erken yaşlardakazansınlar’düşüncesiyle, genellikle bu tefekkürlerimi paylaşmaya gayret ediyorum.

Son zamanlarda da BARKOT sembolleri, bu bakış açısı nimetiyle dikkatimi çekmeye başladı.

Bu konuda düşünürken, yine çok önemli ulvî haz ve keyif alarak, çok avantajlı bir tefekkür ufkunun açıldığını fark ettim. Her zaman olduğu gibi, bu konuyu da yine sizlerle birlikte mütalâa etmek istiyorum.

Öncelikle, bana bu ulvî ve avantajlı ufku açan‘BARKOD nedir’ sorusunu inceleyelim:

Barkot kısaca; genelde dikdörtgen biçiminde olan, birbirine paralel çizilmiş inceli-kalınlı çizgilerden ve bu çizgilerin arasındaki boşluklardan meydana gelen, siyah çubukların oluşturduğu bir sembole,barkod diyoruz. Barkod da iki bölüm vardır. Birincisi bizim gördüğümüz rakamlar; ikincisi ise makinenin taradığı çizgiler.

 

İlk olarak 26 Haziran 1974 tarihinde ABD'nin Ohio eyaletindeki Troy şehrinde Marsh Süpermarket'in kasasında uygulanan bu barkot sembolleri, tüm dünya ülkelerinde öyle yaygınlaştı ki, mucidi N. Joseph Woodland’ı dünyaca meşhur etti.

Kısaca bu mucidi de tanıyalım:

Özellikle Marketlerde ve tüm alışveriş yerlerinde kullanılan bu barkod sisteminin mucidi N. Joseph Woodland 1921 yılında doğdu. 1951'de IBM firmasında çalışmaya başlayan N. Joseph Woodland, 1970'lerde IBM ekibiyle birlikte, market sahiplerinin ödeme işlemini otomatikleştirme ve hızlandırma ihtiyacına cevap veren lazer tarayıcılı barkod okuma sistemini buldu. Woodland,IBM ekibiyle daha sonra ABD'nin Ohio eyaletindeki Troy şehrinde evrensel ürün kodu teknolojisi için standart bir barkod geliştirdi.N. Joseph Woodland14 Aralık 2012 91 yaşında hayatını kaybetti.

  • Şimdi bir de lâik eğitim sistemlerinde tesadüfen olduğu okutulan, başka bir barkot sembole dikkat çekmek istiyorum. Yani parmak izine…

Parmak izi; bilimsel olarak şöyle tanımlanıyor:“.Parmakların son eklemi ve uç kısmındaki kıvrımların meydana getirdiği izdir. İnsan vücudunun tabii halinden istifade edilerek bulunmuş ve bugün şahıs tespitinde çok fazla kullanılan bir yöntemdir. Bu özellik insan doğmadan önce genetik olarak oluşmaktadır (!) ve ölene dek değişmez. Parmak izi, deri altı papellerindeki bir tabakada oluşmuştur (!)ve belli biçim, büyüklük ve parmak üzerinde bulunduğu yer itibariyle, çok karmaşıktır. Bu da bizlere, tek yumurta ikizi olan iki bireyin bile parmak izlerinin aynı olamayacağını göstermektedir.

Şimdi lütfen dikkat edelim:

Bir tarafta; 1974’te bir bilim adamının uzun çalışmalar neticesinde bulunmuş olan barkot ve o barkodun mucidi var ve bu konuda ödüle lâyık görülüyor.

Diğer yanda ise Hz. Âdem AS zamanından bu yana var olduğu bilinen ve modern anlamda parmak izi tespiti ve faydalanma konusunda, 1880’lerde fark edilen bir BARKOT var.

Fakat bu barkot; “ ...kıvrımların meydana getirdiği”, “bulunmuş”,  “oluşmuştur” veyaoluşmaktadır”  gibi tanımlamalarla, sanki tesadüfen oluştuğu vurgulanmakta, mucidi ise takdir edilmeyi bırakınız, adeta örtülmeye ve perdelenmeye çalışılmaktadır.

Oysa bu barkot öylesine muhteşemdir ve öylesine çok önemlidir ki, tek yumurta ikizi olan iki bireyin bile parmak izlerinin aynı olamayacağı, mutlaka sınırsız bir İlmi, İradeyi, Kudreti ve Gayeyi gerektiriyor. Üstelikte parmak izi barkodunda; son teknolojide keşfedilen barkodun şifreleri oluşturankısım sadeceiki bölüm değil, çizgi, boşluk, köprü, çekirdek, çatal, bayır sonu, ada, delta, gözenek adı verilentam ON (10) bölümü var.

Biz sadece bu“sınırsız ilmin” sağlamasını yapacağız:

Sizin elinize 2000 kelimelik bir LÜGAT (sözlük) verilse, sizden “bu lügate, içinde olmayan başka vesadece tek bir kelime eklemeniz” istense, ne yaparsınız?

CEVAP: “Önce, o lügatin içindeki bütün kelimeleri ezberlerim. Sonra da o lügatte olmayan bir başka kelime bulmaya çalışırım” olacaktır değil mi? Zaten başka bir şık da yok!

Şimdi 2. Tür barkodu, yani “parmak izini”iyice düşünelim:

Şu an dünyada yaşayan 7 Milyar insanın parmak izlerinin, her birinin, birbirinden kesinlikle farklı olduğu, bilimsel bir gerçektir. Bu gün, dünyaya tek bir bebek daha gönderebilmek için, o YEDİ MİLYAR insanın parmak izlerinin, en ince teferruatına kadar bilinmesi şarttır ki, o bebeğin parmak izi, onlardan farklı olsun. Oysa her gün şu dünyaya 350 000 insan(bebek)gönderiliyor. Hiç birinin de parmak izleri, ne aynı gün gönderilen 350 000 bebeklerinkine, nede dünyadaki YEDİ MİLYAR insana, hatta ne de ölmüş olanlara kesinlikle benzemiyor.

  • İşte bu gerçekler, Yüce Yaratıcımız olan Allah’ın cc İLMİNİN, SINIRSIZ olduğunu ve sadece bu konuda bile her ân (350 000:24:60:60=1 saniyede 4 kez) tecelli ettiğini ispat ediyor ve “Lâ İlâhe İllallah” diye haykırıyor. Aksi halde bu şifre mutlaka bozulurdu.

Aynı zamanda, tüm insanlarda şifre yerine geçen,“ses” barkotlarını,“sima” barkotlarını,“göz retina” barkotlarını, “DNA”barkotlarını hesaplayarak düşünebilirseniz, ne mutlu size.

  • Çünkü o zaman, tefekkürün zirvesine ulaşacaksınız… Ben şahsen beceremiyorum. Vesselâm…

ÖNEMLİ NOT: “Bir saat Tefekkür, bir SENE nafile ibadetten daha hayırlı ve avantajlıdır”.mealinde bir Hadis-i Şerif vardır.(Bkz.Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/127; Aclûnî, I/310, Gazali, İhya-u Ulûmi'd-Din, 4.409.)

Şu anki, 10 dakikalık avantajımızı siz hesaplayınız ve bundan sonra bir barkot gördüğümüzde, bir barkoda-bir de parmak ucumuza bakıp, bunları tefekkür edelim… 

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz